Sektörel

Emlak fiyatları artacak mı?

HaberTürk Gazetesi'nden Yiğit Bulut, bugünkü köşesinde "Emlak fiyatları 'artacak' ama bu hatalara dikkat" başlıklı yazı yazdı

Yatırım yapmak isteyenlerden gelen sorularda öne çıkan detaylar; "emlak fiyatları" ve "alım zamanlaması" üstünde odaklanıyor. Mesajlarda "ortak kanı" fiyatların artacağı yönünde ama "keskin soru işaretleri" de çok net!

Bu noktada konuyu açmak ve özellikle "krizden çıkış dönemlerinde" çok görülen "bir hataya" daha doğrusu "çok düşülen" bir tuzağa değinmek istiyorum...
Bu "tuzak" nedir?
Değerli dostlar, oyunun adı "yüksek kira getirişi"...
Diyeceksiniz ki; bu ne anlama geliyor?
Detaylandırarak açıklamaya çalışacağım...
Bir işyeri almak istiyorsunuz, değerini nasıl ölçersiniz? Oradan elde edeceğiniz kiranın verdiğiniz parayı size ne kadar zamanda geri döndüreceği üzerinden bir hesap yaparsınız ve ona göre karar verirsiniz. Bu detay sonrası gelin bir simülasyon yapalım. X'in 100 birime satmak istediği bir işyeri var. Satışa çıkarıyor ama gerek çevredeki kiralar gerekse binanın özellikleri değerinin 50-60 birimi geçmesine izin vermiyor. Aklına dâhice bir fikir geliyor. En yakın arkadaşına orayı rayicin oldukça üstünde bir miktarda kiraya veriyor. Göstermelik olarak 1 yıllık kira kontratı yapılıyor ve daha sonra gazeteye yüksek kira garantili işyeri ilanı veriliyor. Siz ilana cevaben oraya gidiyorsunuz, işyerini görüyorsunuz, "Bu kadar etmez" fikrine sahip olmanıza rağmen yüksek kira getirişi üzerinden bir hesap yapıyorsunuz ve kısa sürede geri dönen para gerçeğine kapılarak alımı yapıyorsunuz... Aradan bir süre geçiyor, kiracı çıkıyor ve siz yeniden kiraya vermeye kalktığınız zaman gerçekle karşı karşıya geliyorsunuz. Talip olan kiracıların teklif ettikleri rakamlar, sizin içeride bulduğunuz kiracıdan oldukça düşük. Hatta o rakamlardan kiralık ilanınıza bakmaya gelen bile yok.

Değerli dostlar, yukarıdaki örnek Amerika'da hatta "2003-2007" arasındaki "ballı dönemde" Türkiye'de bile bir dönem çok yaşanan ve "ödediğim taksit ile aldığım kira aynı" noktasında birçok insanı yüksek fiyatlardan alıma teşvik eden bir yapıyı anlatıyor...
Bu noktada "örnekleme" sonrası çıkarımlar yapalım ve konuyu detaylandıralım:
1- İster işyeri, ister ev olsun yüksek kira getirişi hatta ödediğiniz taksitlere eşit kira getirişi gibi tekliflerle karşılaştığınızda, durup, düşünmeniz gerekli.
2- Gerçekten daha önceki örneklerimizde de incelediğimiz gibi değerine göre daha yüksek kira getirişi olan ev-işyerleri olabilir. Olabilir ama görevimiz sizleri bütün olabileceklere karşı uyarmak ve bir tane dahi olsa tekrarı olmaması için yaşananları ve yaşanabilecekleri sizlere aktarmak.
3- Bu tip "garantili alımlar" yapmak isteyenler; kiracının "gerçek olduğundan" emin olmalı ve doğrulamalılar...
4- Dünyada "bedava" hiçbir şey yoktur! Kredi aldım, kiraya verdim; bedavaya geldi! Mantıklı değil!
Son söz: Yukarıdaki "örneği" Türkiye'de 2006-2007 Kasım arasında "piyasalar" en noktalarını test ederken, insanlar "ne aldığını umursamazken" de gündeme getirmiştim! Şimdi "aynı tehlike" yine var ve dikkatli olma zamanı!

Kredi faizleri hâlâ çok yüksek!
 
Yukarıda konut piyasasını "ele almışken" bir noktanın altını çizmek ve bankalara da bir çağrı yapmak istiyorum; dünyanın hiçbir bölgesinde uygulamadığınız faiz oranlarını Türkiye'de uyguluyor ve üstüne bir de düşen kur ile inanılmaz paralar kazanıyorsunuz. Bu faiz böyle gitmez, Türkiye, "bu faizi hak edecek kadar" riskli değil. Gelin; bu faizlerin seviyesini "halk tüketimden gelen gücünü kullanıp, talebi kesmeden" bir kez daha düşünün...
HaberTürk/Yiğit Bulut