Genel

Emre Arolat Osman Hamdi Bey Ödülü'nü aldı!

Emre Arolat Türkiye'de mimarlık alanında yeni kuşakla birlikte mesafe alındığını ancak bu durumun Türkiye'deki inşai faaliyetin genel kalitesini yükseltmede başarılı olamadığını söylüyor

Türkiye'nin en başarılı mimarlarından Emre Arolat, 2010'da aldığı Ağa Han Mimarlık Ödülü'nün ardından geçen günlerde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından verilen Osman Hamdi Bey Ödülü'ne de değer görüldü. Alışıldık mimari üslupları, bildik akımların motivasyonları ile tasarım alışkanlıklarını olabildiğince devreden çıkaran Emre Arolat'la, tüm bu ödüllerin ardından bir söyleşi gerçekleştirmek de kaçınılmaz hale geldi. 'Türkiye'de iyi yapmak yerine çok yapmak hevesiyle vücut bulan ve sadece nicelik üzerine odaklanan, başarı ölçütü niteliksiz uygulamalar', tıpkı kentlere olduğu gibi söyleşimizin üzerine de çirkin siluetlerini bıraktı. Peki Türkiye'de 'odak yapı' olarak nitelendirilebilecek referans yapılar neden yok denecek kadar az

'Türkiye'deki inşaat sektörünü genel olarak son dönemdeki krizden bağımsız olarak değerlendirmekle birlikte, krizin sektör üzerinde yarattığı etkileri kavramaya çalışmanın anlamlı olacağını düşünüyorum' diyen Emre Arolat, sözün devamını şöyle getiriyor:

'şžurası bir gerçek ki, Türkiye'de konuşlanmış inşaat kuruluşlarının bir bölümü, iyi eğitimli ve dinamik yeni kuşağın işi ele almasıyla mesafe kat ederek dünyanın sayılı üreticileriyle boy ölçüşür hale geldi. Ancak bu durumun      Türkiye'de kabul gören ve sürdürülmekte olan inşai faaliyetin genel kalitesini hatuı sayılır bir biçimde yükselttiğini iddia edemeyiz.

Zira bu coğrafyada süregiden ticari etkinliğin önemli bir çoğunluğu, resmi kayıtlardan uzak olduğu sürece söz konusu kalitenin evrensel bir seviyeye yükselmesi mümkün görünmüyor. Sadece daha hızlı veya daha fazla üretme hedefi üzerine kurulu düşünce biçimi daha nitelikli üretme becerisini sürekli gölgede bırakıyor.'

TOKİ tektipleştirdi
Türkiye'de nitelikli mimarlık üretiminin kentsel bağlama yönelik olmaktan çok, az sayıda seçkin bir müşteri kesitine dayanarak geliştiği gözden kaçmayan bir gerçek. Avrupa'da dar gelirliler için üretilen toplu konutlarda ünlü mimarların çizgisi kendini gösterirken Türkiye'de bu duruma rastlamak mümkün değil, neden

Eryaman Toplu Konut Alanı bir uydu kent olarak TOKİ girişimiyle inşa edilen önemli bir örnektir, yaman yerleşiminin 3. ve 4. etaplarının konutları TOKİ tarafından dönemin mimarlarına ısmarlandı. Ancak som dönemlerde TOKİ tarafından uygulat yöntemlerin niteliksizliği Türkiye'de   kentleşme ve konut mimarisi konularında önemli fırsatların kaçırılmasına sebep oldu.

Nitelikli ürün verebilecek pek çok mimar işsizlikten yakındığı bir dönemde TOKİ faaliyetlerinin çok önemli bir bölümünü teahhitler üzerinden ve modern dünyanın  çoktan terk ettiği ölçütlerle oluşturmasını Eryaman Arolat, 'TOKİ, tipleştirilerek her ars uyarlanan projelerle yürütüyor' şekli açıklıyor. Türkiye'de bir hayli başarılı imza atan Arolat, nerede bir tasarımı olm nı istediği şeklindeki sorumu ise şöyle yeralıyor:

'Üniversitedeyken Manhattan adaş ortasında göreceli olarak yere yakın ve şil bir yapı tasarlamayı kafama taktığımı tırlıyorum. Bu hayli genç ve deneyimsiz hevesti. Bugün sıkı bir bağlam yanlısı rak bir mimarın tasarlayacağı yer hakkında çok derinlikli bilgisinin olması rektiğini düşünüyorum.'
Cumhuriyet/Meltem Yılmaz