Sektörel

En iyi müteahhitler listesinde 31 Türk firması var!

Uluslararası inşaat sektörü dergisi Engineering News Record, her yıl dünyanın en büyük 225 müteahhit şirketini açıklıyor, bu yıl bu listeye 31 Türk şirketi girdi

Türk şirketlerinin dünya çapında en fazla öne çıktığı sektör, müteahhitlik hizmetleri. Türk müteahhitleri, 1970'li yıllardan bu yana sergilediği performansla çok sayıda ülkede dev projelere imza attı, atmaya da devam ediyor.

Uluslararası inşaat sektörü dergisi Engineering News Record, her yıl dünyanın en büyük 225 müteahhit şirketini açıklıyor. Bu yıl bu listeye, 31 Türk şirketi girdi. Sayı, geçen yıl 23 idi. Türkiye, krize rağmen gerçekleştirdiği sıçramayla ABD'yi geride bırakarak, üçüncülükten ikinciliğe yükseldi.

Bu listede en fazla şirketi olan ülke 50 firma ile Çin, arkasından Türkiye geliyor. Türkiye'yi takip eden İtalya'nın 26, geçen yılın ikincisi, bu yılın dördüncüsü olan ABD'nin ise 25 şirketi var.

Enka, Gama, Ant Yapı, Tekfen, Rönesans, TAV, Nurol, Yüksel, STFA, Baytur listedeki ilk 10 Türk şirketi. Türkiye'nin en büyüğü görünen Enka, 37. sırada. Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren, bu gelişmede bazı gelişmiş ülke şirketlerinin kendi iç pazarlarına çekilmesinin etkili olduğunu belirtiyor.

Evet, kriz sebebiyle işler zorlaştı, bazı pazarlar daraldı, rekabet kızıştı. Ama görünen o ki, Türk müteahhitleri direniyor. Sektör, 2007'de yurtdışında 19,5 milyar dolarlık taahhüt gerçekleştirmişti. Rakam, 2008'de 23,6 milyar dolara yükselmiş.

Daralan eski pazarlar sebebiyle yeni arayışlara giren müteahhitlik sektörünü bekleyen dev bir pazar görünüyor: Hindistan. Ülke, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında.

Türk-Hint İş Konseyi Başkan Vekili Erdal Alkış'la sohbet ediyoruz. Diyor ki, "Küresel krizde bütün ekonomiler küçülürken Hindistan ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 6 büyüdü. Özellikle altyapı ve üstyapı konusunda büyük hareket var. Önümüzdeki 1020 yıl içerisinde ülke genelinde 1 trilyon dolarlık müteahhitlik işi çıkacak."

Alkış, bu projelerde Türk şirketlerinin de yer alabilmesi için Türk-Hint İş Konseyi olarak ciddi bir çalışma başlattıklarını anlatıyor. Ve bu konudaki muhtemel bürokratik ve teknik engellerin aşılması için 30 civarında resmi görüşme yapmışlar.

Hedef, bugüne kadar Hindistan'a girmeyen inşaat sektörünün özellikle hızlı iş yapabilme tecrübesini, becerisini bu ülkeye yönlendirmek. Türk şirketlerinin öncelikle Hintli firmalar tarafından alınmış ve finans konuları da halledilmiş işleri üstleneceğini anlatan Erdal Alkış, "Şimdi bunun startını vermekteyiz. Yıl sonuna kadar yaklaşık 1 milyar dolarlık 56 işle ilgili protokol, akabinde 78 milyar dolarlık liman ve konsept işlerin bulunduğu bir işin sözleşmesi imzalanacak." diyor.

1,2 milyar nüfuslu Hindistan, dünya ikincisi sektör için yeni bir Rusya, yeni bir Libya olmaya namzet. Küresel kriz sebebiyle inşaat projelerinin askıya alındığı bazı ülkelerde sıkıntıya düşen Türk inşaat şirketleri için önemli bir açılım alanı olabilir.

Hindistan, sadece müteahhitlik hizmetleri için değil, hemen her sektör için önem taşıyan bir ülke. Gıdadan tekstile, teknolojiden tarıma, her türlü yatırıma açık ülkede özellikle gıdaya yönelik çalışmalar yapılabilir. Mesela Türkiye'nin önde gelen gazlı içecek firmalarından biri önümüzdeki sene Hint pazarına girme çalışmalarını tamamlamayı planlıyormuş. Bunun yanında mobilya ihracatında ciddi gelişme var. Bazı markalar, mağaza zinciri kurma çalışmalarına başlamış. Ayrıca film sektöründe işbirlikleri söz konusu. Daha önce Hint film sektörü Bollywood, 21 ülkede yayınlanan "Mission İstanbul" sinema filminin tamamını İstanbul'da çekmişti. Ayrıca iki dizi filmin 8 bölümü yine Türkiye'de çekilmiş.

Erdal Alkış, "Bu ülkedeki potansiyeli bilmeyenler için hayal gibi gelebilir ama benim inancım, önümüzdeki 5 yıl içinde 20 milyar dolarlık işbirliği rakamına ulaşacağız." diyor.

Aslına bakılırsa, bu rakam hiç de hayal değil. Sadece inşaat sektöründe bile yakın zamanda bunu tutturmak mümkün. Dünyanın müteahhitliğine soyunmuş Türkiye'nin dünya markası müteahhitleri için bu zor olmasa gerek. Yeter ki, ülke olarak siyasi sorunlardan sıyrılıp ekonomiye, bu tür konulara tam manasıyla odaklanabilelim.
Zaman/Kadir Dikbaş