Enflasyondan daha önemlisi ücretli ve emekli kesimde yarattığı gelir erozyonu!
Türkiye'de önemli bir kesimin asgari ücretle çalıştığını belirten Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, parasal sıkılaşmanın yeni başladığını, ocak ayı gibi enflasyonun kontrol altına alınmasıyla parasal sıkılaşmada sona gelinebileceğini kaydetti.
Hakan Aran, İş Bankası'nın 99. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, hem yurt içi hem yurt dışındaki kırılganlıkların çok ciddiye alınması gerektiğini, bunların yarattığı risklerin çok önemli olduğunu söyledi.
Kovid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna savaşı ile birliktea arz-talep konusunda ciddi bir dengesizlik yaşandığını ve bunun küresel enflasyona neden olduğunu anlatan Aran, küresel enflasyonla mücadele için merkez bankalarının parasal sıkılaşmaya gittiğini ve faizleri artırdığını belirtti..
Hakan Aran, şunları söyledi: "Bir tarafta küresel enflasyon ve parasal sıkılaşmadan bahsediliyor. Diğer tarafta Rusya-Ukrayna savaşı, enerji problemi, resesyon tartışmaları, Çin'deki konut şirketlerinin yarattığı problemler gibi konular mevcut. Dışarıda çok kolay olmayan bir tablo var. Tüm devletlerin ve özel sektörün borç yükü sürekli artıyor. Ayrıca IMF'nin küresel ölçekte önümüzdeki 5 yıllık büyüme tahmini yüzde 3. Bu, tarihi en düşük seviyeyi gösteriyor. Eğer 5 yıl sürerse bu, tüm dünya için aslında büyüyememek, borçla yaşamak ve sorunlarla yeterince mücadele edememek anlamına gelir. Dışarıdaki tablonun içerideki resimle birleştiği, çok özenle ve titizlikle hareket etmemiz gereken bir dönemin içindeyiz. Eleştirmesi kolay ama çözüm önermesi çok zor bir süreç. Bu nedenle iç ve dış kırılganlıkların herkes tarafından çok iyi bilinmesi, beklentilerin de buna göre ayarlanması şart."
267,3 MİLYAR DOLAR NASIL BULUNACAK?
Türkiye'de enflasyonun yapışkan hale gelmiş bir sorun olduğunu belirten Aran, "Enflasyonun özellikle ücretli ve emekli kesimde yarattığı gelir erozyonu ve bozduğu gelir dağılımı aslında bundan daha da önemli. En büyük iç kırılganlığımız bu" ifadesini kullandı.
Türkiye'de çok önemli bir kesimin artık asgari ücretle çalışır hale geldiğini, her ekonomide orta sınıfın alım gücünün azalması ya da yukarı çıkması halinde çok büyük sorunlar yaşandığını kaydeden Hakan Aran, şöyle devam etti: "Artık büyüme rakamına odaklanmamız bizi yanıltır. Sağlıksız bir büyüme öz konusu. Tüketime dayalı enflasyonla beslenen bir büyüme değil, gerçekten herkesi tatmin eden, sürdürülebilir bir büyüme gereklidir. Kısa vadeli kırılganlığımız ve önümüzdeki bir yıl içinde ödememiz gereken dış borç rakamı şu anda kılıç gibi sallanıyor. 207,3 milyar dolarlık dış borcumuz ve 60 milyar dolarlık cari açık. Toplam 267,3 milyar doları bir yıl içerisinde hangi rezervle, nasıl bir dış kaynakla finanse edeceğimiz merak konusu.”
MERKEZ BANKASI KARARLI DURUYOR
Ekonomi yönetiminin kırılganlıkların farkında olduğunu belirten Aran, "Önceliklerini buna göre ayarladılar, en iyi şekilde yönetme iradesi gösteriyorlar. Ekonomi yönetimine bu süreçte destek olmak lazım. Kırılganlıklarımız arttı, sorumluluk almazsak bunun altında kalırız. TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın analizleri, tespitleri, aldığı kararları gayet doğru. Ateşten bir gömlek giydi. Şu ana kadar bunun da hakkını verdi. Desteklemek ve yanlarında yer almak gerekiyor. Kur Korumalı Mevduat konusunda söylediklerim yanlış yerlere çekilmesin, konuşmam TCMB'nin yapmak istedikleriyle çelişmiyor" şeklinde konuştu.
BİR ANDA SIKILAŞMAYA GİTMEMEK DEĞERLİ
Türkiye'de parasal sıkılaşmanın yeni başladığını belirten Akan şunları söyledi: "Bunun kademeli olmasını, bir anda sıkılaşmaya gidilmemesini, piyasadaki dengelerin korunması ve kredi riskine yol açmaması adına değerli buluyorum. Eğer ani bir artış olsaydı riski barındırırdı, bankaların bilançosunda çok güçlü bir bozulma olabilirdi, reel sektörde kredi krizi çıkabilirdi. Faiz oranı arttığında kredi maliyeti artacak. Kademeli artışın enflasyon beklentilerinde iyileşme sağlanana kadar devam edeceğini, ocak ayı gibi gelinecek olan seviyelerde enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınmasıyla parasal sıkılaşmanın da artık sona ereceğini düşünüyorum."