Sektörel

Er Yatırım, Orta ve Kuzey Avrupa'daki şehirleri radarına aldı!

Er Yatırım, "Orta ölçekli markalı şehir içi iş oteli" konseptinde özellikle Orta ve Kuzey Avrupa'daki şehirleri radarına aldı. Er Yatırım Genel Müdürü Ferzan Çelikkanat, şirketin 2018 hedeflerini sıraladı. İşte detaylar...

Bundan beş yıl önce 10 yılda 20 otel ve 300 milyon dolar yatırım hedefiyle yola çıkan Er Yatırım, "Orta ölçekli markalı şehir içi iş oteli" konseptinde özellikle Orta ve Kuzey Avrupa'daki şehirleri radarına aldı. Er Yatırım Genel Müdürü Ferzan Çelikkanat, şirketin 2018 hedeflerinde, İngiltere'de Edinburgh, Glasgovv, Almanya'da Münih, Frankfurt, Polonya'da Varşova gibi destinasyonlar olduğunun altını çiziyor. 

 

Er Yatırım, Türkiye’nin en büyük gruplarından biri olan Er Şirketler Grubu’nun turizm alanına yatırım yapma karan doğrultusunda 2005 yılında kuruldu. Yatırımcı kimliğine uygun lokasyonlarda arazi geliştirmeye ve 2013 yılı itibariyle de yatırımlara başladı. “Markalı şehir içi otel yatırımcısı” olma ve uluslararası fon değerine sahip gayrimenkul portföyü yaratma hedefi doğrultusunda hizmet veriyor. 2017’de İzmir’de hizmete giren Four Points by Sheraton’m ardından, 2018 yılında İstanbul Kağıthane ve Gebze’de, 2019’da da İstanbul Kartal, Ataşehir ve Eminönü’nde yeni projeler arka arkaya hayata geçecek. Çelikkanat Fortune’un sorularını cevapladı.

 

Er Yatırım'ın Orta ölçekli iş oteli konsepti projeleri nasıl doğdu? Bu stratejiden biraz bahseder misiniz?

 

2013 yılında alternatif bir sektör arayışı ile şirketimizi büyütme karan aldığımızda birçok farklı sektör üzerinde inceleme ve araştırma yaptık. Yapmış olduğumuz çalışmalann hepsi fizibilite, katma değer, kârlılık ve sürdürülebilirlik ana kriterler esaslanna göre yapıldı. Bu çalışmalar esnasında ülke dinamiklerinin gayrimenkul sektörü ile katma değer kazandığını marka ile sürdürülebilir olduğunu ve orta ölçekli şehir içi iş oteli ile de fizibıl olduğunu gördük. Bugün Antalya bölgesindeki beş yıldızlı tesis sayısı Ispanya’daki beş yıldızlı tesis sayısı daha fazla gelişen uçuş hizmetleri konaklama sürelerinin kısalmasına, arazi maliyetlerinin yüksekliği ve misafir beklentilerindeki değişimde otel hacimlerinin küçülmesine sebep oluyor. Bu ve benzeri analizler bütünsel olarak değerlendirdiğimizde bize verdiği sonuç “Orta ölçekli markalı şehir içi iş oteli” kararını doğurdu.

 

Turizm yatırımları konusunda 2017 sizce nasıl bir yıl oldu? 2018 için planlanan projeler neler?

 

2017 yılı her sektörde ve alanda olduğu gibi turizm içinde zor ve sıkıntılı bir yıl olmuştur. Çok hassas ve kırılgan olan bu sektör bölgesel ve konjoktürel her türlü eylem ve söylemden direk etkileniyor. Özellikle tatil amaçlı konaklama sistemi üzerinden yürüyen Türkiye turizmi çok ciddi kayıplar yaşadı. Türkiye genelinde iyi dönemlerle kıyaslandığında yüzde 20 civarında kayıp yaşanırken, İstanbul özelinde doluluklardaki kaybımız yüzde 25lerin üzerine çıktı. Aynı dönemde Antalya’da bu kayıp yüzde 20’ler civarında, keza ortalama oda fiyatlarında İstanbul örneğine bakarsak 100 eurolardan 30 eurolara kadar gerileyen yüzde 62 civarında bir gelir kaybı yaşandı. Yine 2017 yılını yatırımlar tarafından değerlendirecek olursak yatırım teşvik belgesi başvurularında ciddi bir azalma ve düşüş gözlemlenmiş BDDK verilerine göre 30 Eylül 2017 itibari ile bankaların turizme kullandırdığı kredi miktarları 61 milyar 353 milyon TL’ye yükselerek son beş yılda yüzde 282 artışa geldiği görüldü. Maalesef gerçekleşen bu kredilerden takibe düşen kredi borcu yüzde 34 artarak 1.5 milyar TL’yi geçti. Sektörel kredi kullanımının yüzde 74 ünün turizm sektörüne kullandırılmış olması aslında 2017’nin yatırımcılar ve işletmeciler açısından ne kadar zor ve kaotik olduğunun bir göstergesi.

 

Sizce İstanbul'da otel fazlası var mı? İstanbul turizmde nasıl farklılaşabilir? Türkiye'nin dünya turizminden alacağı pay, gelirlerin artması konusunda nasıl bir strateji izlenmeli?

 

Bundan beş yıl önce 10 yılda 20 otel ve 300 milyon dolar yatırım hedefi ile yola çıktığımızda herkes biz aynı soruyu sordu. “Hâlâ otele ihtiyaç mı var?” Bugün 2016 yılına göre Fransa’ya 82,5 milyon turist giderken, Türkiye en iyi döneminde 35 milyon turisti gördü. Toplam turist sayısı olarak bakılırsa, 2016 yılında Meksika’ya 35 milyon, Tayland’a 33 milyon turist gitmiş. İstanbul özelini söylemek gerekirse, yaklaşık 15 milyon turist Paris’e giderken 7 milyon turist İstanbul’a geldi. Coğrafi, ürün, tesis, iklim, deniz suyu sıcaklığı ve ulaşabilirlik olarak neresinden ele alırsanız alın, tüm bu yukarıda saydığım ülkelerden eksiği olmayıp fazlası olan ülkemizde hala ciddi potansiyel açığı ve doğru formatta tesis ihtiyacı var. Problem, pazarlamayı bilmememiz ve becermememiz. Bugün Paris’i tercih eden turist alışveriş, Eyfel Kulesi gibi çok sınırlı bir ürün algısının yarattığı bir destinasyon tercihi yapıyor. İstanbul’u ele alırsak Tarihi Yanmada, Boğaz, Ayasofya Mevlevihaneler gibi birçok ürün pazarlanabilir. Deniz, kum, güneş üçlüsüne yıllardır takılıp kaldığımız her şey dahil sistemine top yekûn bir revizyon ve değişim sergilemediğimiz sürece maalesef dünya turizminde alacağımız pay artmayacak. Ülke yatakhaneye dönüşecek. Her şey dahil sistemden vazgeçip daha yüksek gelir grubuna hitap edeceğimiz bir tatil ülkesi stratejisi geliştirmeli, gelir düzeyi ^yüksek, alışveriş, sağlık, kongre, kültür turizmi misafir profillerine yönelik stratejiler geliştirmeliyiz.

 

Avrupa ve dünyada yatırım değerlendirmesi kapsamında hedefleriniz neler? Gündeminizde neler var?

 

Global krizin etkileri Türkiye’de olduğu gibi Avrupa ve dünyada da kendini gösteriyor. Amerika’daki iç politikanın dünyaya yansımaları İngiltere’nin Brexit kararları, Rusya’da rublenin devalüe olması, Ortadoğu’daki iç karışıklıklar bütün olarak bazı bölgelerde riskleri ve fırsatları doğal olarak yaratıyor. Bizde büyüme iştahı devam devam eden bir grup olarak bütün bu riskleri doğru algılayıp, fırsatları değerlendiriyoruz. Özellikle orta ve kuzey Avrupa’daki ikincil şehirler ciddi anlamda ilgimizi çekiyor. İngiltere’de Edinburgh, Glasgow, Almanya’da Münih, Frankfurt, Polonya’da Varşova gibi destinasyonlar araştırma yapmakta olduğumuz örnek söyleyebileceğim yerler.

 

2017 yılı ciro ve karlılık açısından nasıl tamamlanacak? 2018 için ciro beklentiniz nedir? Yüzde kaç oranında büyüme hedefliyorsunuz?

 

2017 yılında yaşananlar her şirkette olduğu gibi bizleri de tasarruf ve bir takım finansal tedbirler almaya mecbur bıraktı. Yatırımların devamlılığı açısından kârlılıktan ziyade ciro hedeflerimizi tutturarak sürdürülebilir ve kalıcı bir şirket olmayı hedeflemekteyiz. Her şeye rağmen büyüme konusunda yatırımlarımıza ve projelerimize devam edeceğiz. Genel olarak değerlendirdiğimizde 2018 yılı itibari ile özellikle yurt dışı merkezli tur operatörlerinin sezon anlaşmalarına henüz yanaşmamaları, alternatif destinasyon arayışlarımızın hala olgunlaşmaması ve son üç yılda birikerek gelen finansman yükleri, 2018 yılının çok parlak geçmeyeceğini gösteriyor.