Genel

Ercan ailesinden geriye çınar Otel kaldı!

İstanbul Yeşilköy'deki çınar Otel'in patronu Murat Ercan sanayicilik yapmamakta kararlı.Türkiye'nin sanayi tarihine 39 şirketle imzasını atan Ercan Ailesi, Turgut Özal döneminde çöktü

 İstanbul Yeşilköy'deki çınar Otel'in patronu Murat Ercan sanayicilik yapmamakta kararlı.Türkiye'nin sanayi tarihine 39 şirketle imzasını atan Ercan Ailesi, Turgut Özal döneminde çöktü. Aileden geriye çınar Otel kaldı.Yarım asırlık oteli yöneten Murat Ercan, iki gerekçe ortaya koyarak 'bir daha sanayicilik yapmayacağını' söyledi. 'Devletle ilişki kurmadan belirli bir büyüklüğün üstüne ulaşılamaz' ve 'Kayıtlı iş yapan ayakta kalamaz'

Türkiye'nin ilk 5 yıldızlı özel sektör oteli   çınar Otel'in sahibi Ercan Ailesi'nin,Türk ekonomi tarihinde önemli bir yerivar. Aile, Turgut Özal dönemine 39 şirketesahip bir sanayi ve ticaret devi olarakgirmişti. Otomotiv, tekstil, otelcilikve boya sektörlerinde faaliyetgösteriyordu. Türkiye'de yan sanayidışında doğru düzgün üretimin olmadığıbir dönemde, grubun o dönemki başkanı Tevfik Ercan, Alman MAN'ı Türkiye'ye getirmiş, kamyon ve motor üreten iki fabrika kurmuştu. Tevfik Ercan,Özal döneminin değişim rüzgarına,yüksek faiz, yüksek enflasyon politikasmayenik düştü. Dönemin en büyük grubu iken borç girdabında iflasa sürüklendi.

Kayıt dışı çalışıyorlar

1988'de MAN'daki hisselerini Alman ortağına devreden, şirketlerini tek tek kapatan Ercan Ailesi, 'çınar Otel'in'güvenli sularına' çekildi. Otelin basma,Tevfik Ercan'ın küçük oğlu Murat Ercangeçti ve 2003'te de butik Bentley Oteli'niaçtı. Murat Ercan, Ankara'ya hala küskün.Ona göre; Ercan Grubu çökmedi,çökertildi. Murat Ercan bir daha aslasanayicilik yapmayacağını da söylüyor.Gerekçesi ise salt küskünlük değil. çınar'daki sohbetimizde 'Sanayinin pek çok dalında 1 lira dahi fatura kesilmiyor.Ben böyle çalışmam' diyen Ercan ekliyor'Belli bir düzeyin üstüne, devletleilişki kurmadan ulaşmak mümkün

Cem Yılmaz, Uğur Dündar çalıştı

-çınar Otel, Türk otelcilik tarihinin gözbebeği. Siz sanayici bir aileydinizOtel kararı nasıl alınmış
çınar Otel, Rahmetli Haydar çınar'ın kurduğu küçük bir otelmiş. Rahmetli dedem hayattayken, 2 amcam ve babam burayı büyütme kararı alıyor. İstanbul'da 5 yıldızlı otel ihtiyacı görüyorlar, havaalanına yakınlığı, bir de o dönemde Yeşilköy'ün sayfiye yeri olması nedeniyte burayı seçiyorlar. Yeni otelin inşası 1954'te başlıyor. Ağustos 1958'de de açılıyor.

-Neleri gördü çınar Otel
Her şeyden önce otelimiz bir okul oldu, dünya kadar personel, aşçı yetiştirdik turizme. çok değişik insanlar da çalıştı bizimle. Biri Uğur Dündar, biri Cem Yılmaz. Gençliklerinde burada çalıştılar. Cem'in gösterisine gittiğimde görüştük, hemen tanıdı. Hala gayet mütevazı, akıllı biri. Uğur Dündar ben daha çocukken, bizim cankurtaranımızdı. Sonra oteldeki diskonun işletmesini aldı. 1971-72 yıllarıydı. Yıllarca çalıştırdı burayı. Hala gelir, buradan biri gibidir. çınar Otel, 40-50 Türk filmine ev sahipliği yapmıştır. Bahçede, lobide, havuzda, plajda geçen çok sahne görebilirsiniz filmlerde...

Bakanın önünde alacağımı sildirttiler

Uzlaşma noktası yok muydu
Uzlaşmak istemediler ki... Bir bakanın önünde, benim kendi şirketimden alacağımı bana sildirttiler. Ben toplantıyı terk ettim, saygısızlık ettim diye babam benimle iki gün konuşmadı. Yaşadıklarımızdan çıkan dersler, üniversitede okutulur cinsten. Ben kişisel mücadelemi verdim, sonunda yenildim. Yenilmemek de mümkün değil. Dönemin siyasetçileri, bürokrattan ile uğraşmak gerekiyordu, öğrendim ki onlarla mücadele edilmez.

9 Başka firmalar da faiz sorununu yaşamıyor muydu
Elbette o dönemde birtakım problemler yaşanıyordu. Ama bizim kadar efendi davranan olmadı, biz efendilikten kaybettik. Başka başka yollara da başvurulabilirdi. Ama rahmetli babam istemedi. '40 yıllık ticaret ömrümden sonra ismime leke sürdürmem, bütün servetimi de veririm. Oturur tekrar kazanırım' dedi.

Ferrari'yle gezip vergi vermiyorlar

-Yeniden sanayiye girmeyi düşünmediniz mi
Biz otomotiv, boya ve tekstil sektöründe vardık. Ama sanayi ile ilişkimiz tamamen kapandı. çünkü Türkiye'de haksız rekabet var. Benim de haksız rekabete tahammülüm yok. Genel müdürünü bile asgari ücretli gösterip, priminden düşerek zengin olma derdinde millet. Hepsi utansınlar. Adamlar 1 lira vergi vermiyor, o parayla benim 10 katım daha iyi hayat yaşıyorlar. Var mı böyle bir saçmalık
Altlarında Ferrariler, Porscheler; düğün dernek davet dolaşıyorlar. Magazin muhabirleri bir baksın bakalım, kaç tanesi kredi kartı kullanıyor Hepsi nakit harcıyor. Bu para nereden geliyor

-Herkes mi vergi kaçırıyor
Yok. 10 tane aptal vergi ödüyor, 90 tane uyanık onun sırtından geçiniyor. Ben niye sanayici olayım Herkes faturasız satarken, ben fatura diyeceğim, sonra kimseye mal satamayacağım. Toplasan 5 tane düzgün şirket var, geri kalanı merdiven altı. Ne fatura, ne hesap. Yahu kardeşim bunun hammaddesi Türkiye'de üretilmiyor, ithal ediliyor. Bu hammadde hangi limana iniyor İthalat olduğu halde, nasıl 1 lira fatura çıkmıyor Resmi olan bir sektörün içindeydim, o sektörde (otomotiv) de olmam istenmedi.

Borçları ödemek 9 yılıma mal oldu
-Yaşadıklarınızdan sonra borçla iş yapmaya nasıl bakıyorsunuz
Geçenlerde bir özelleştirme yapıldı, 3 milyar-5 milyar dolar teklifler sunuldu. Olabilir tabi ama 3 milyar doların ne kadarı finansman, nasıl bir riske giriliyor belli değil. Ben öyle bir riske girmem. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer. Ben zamanında 240 milyon doları nasıl ödediğimi, nasıl canımı ortaya koyduğumu kendim bilirim. Ömrümde 1 yıla, ticari ömrümde 9 yıla mal oldu. Onun için eksik olsun, kim istiyorsa buyursun, tepe tepe kullansın.

-Riske girmeden nasıl büyürsünüz Hiçbir ülkede belirli bir boyutun üzerine, devlet ile ilişki içinde olmadığınız takdirde çıkamazsınız.Borçlanma miktarınız, girdiğiniz işin boyutu, ilişkinize   bağlıdır. Bu keyfi bir ilişki değil, bir boyuta kadar çıktıktan sonra mecbur kalıyorsunuz.Ben işte o boyuta kadar varım, sonrasında yokum. İsteyen buyursun, yaşasın, ben yerimde iyiyim.

Riski büyük bir coğrafyada yaşıyoruz

-Öyleyse mevcut işinizle mutlusunuz...
Ben bugün kalemi koruyorum. Elimde çınar Otel gibi ailemden kalma bir miras var, 51 yıllık işletme. Hala ayakta duruyor, herkesle mücadele ediyor, 3-5 kuruş da para kazandırıyor. Kazanmadığımız zaman ne olacağına bakarız. Borcu olmayan müessesenin zaten sırtında yükü olmuyor, karşılaştığı engelleri atlıyor. Borcu olanın, sırtında yükle engel atlaması zor. Aslında bugünkü faiz ortamında yüzde 60'lara varan borç seviyelerini taşıyabilirsin. Teori bunu söylüyor. Ama bu bölgede hangi teori İsrail'in savaş çıkarmayacağını, İran'ın nükleer deneme yapmayacağını söyleyebilir. Riski büyük bir coğrafya burası.

Biz hatalım diye kararname çıktı

-Neden 'otomotivde olmam istenmedi' diyorsunuz Siz Türkiye'de MAN'ın sahibiydiniz. Özal döneminde yüksek enflasyon, yüksek faiz politikası nedeniyle borçlarınızı ödeyemez hale geldiniz diye biliyoruz.

Durum böyle değil mi
Yüksek enflasyon politikası vardı, doğru. Ama çıkarılan bir kararname vardı ki anlaşılır gibi değildi. Biz 100 milyon mark para yatırıp Türkiye'de MAN fabrikası kurduk. 2500 kişi çalışıyordu. Biz fabrikayı kurduk, 'ikinci el vasıtaya bedelsiz ithalat izni' veren kararname çıktı. Türkiye'de bir Allah'ın kulunun yatırım yapmadığı bir dönemdi. Artniyet vardı işin içinde. Tamamen bize dönük bir kararnameydi.

-Neden çıktı peki bu kararname
Onu o zamanki yöneticilere sormalı.
Ben bir yıl boyunca Ankara'da kapı kapı dolaştım. Yanlış anlamayın, 'işimi halletmek' için değil, borcumu ödemek için dolaştım. Kimseye derdimi anlatamadım. Bankalar yüzde 164 gecikme faizi uygulayıp 1 lira alacağına 5 lira almak istiyordu. 'Yüzde 60'a indirin' dedik, indirmediler.

Park Otel görgüsüzlük
Türkiye'nin ilk 5 yıldızlı otellerindensiniz...
İkinci. Hilton'un açılışı 1957, bizimki 1958. Sonra Tarabya, sonra Divan Oteli açılmış. Bunlardan önce Pera Palace, Park Otel vardı. Keşke Park Otel de Pera Palace gibi korunmuş olsaydı. Yıktılar, yerine kazulet gibi bina yaptılar. Görgüsüzlük. Ona da izin çıkmadı tabii.
Posta