Erden Timur'un hikayesi!
Forbes Dergisi yazarlarından Handan Bayındır, Erden Timur'un inşaat sektöründeki hikayesini anlattı. İşte Handan Bayındır'ın yazısı...
Bundan sekiz yıl önce İstanbul inşaat piyasasına girdiğinde 28 yaşındaydı. Nef İcra Kurulu Başkanı Erden Timur’un sadece iyi bir fikri, Mersin’de edindiği iki projelik deneyimi ve “Zaferden değil seferden sorumluyuz” diye özetlediği iş felsefesi vardı. Erden Timur bugün, Türkiye’de yılda 2 bin adet konut satan, Avrupa ve Amerikalı 120 inşaat şirketiyle işbirliğine giden, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile ortak şirket kuran ve Embassy Group ile yaptığı son anlaşmayla Hindistan pazarına açılacak dev bir yapıya hükmediyor.
Bodrum, 2018. Her biri, paranın satın alabildiği ışıltıyla parlayan insanların arasından masaya doğru ilerleyen adam, rengi atmış şortu, sıradan gömleği, düzensiz sakalıyla daha çok -henüz aileden aldığı harçlıkla idare eden-bir doktora öğrencisine benziyor. Ne var ki karşımda duran, 2018 Forbes En Zengin 100 Türk Listesi’nin 550 milyon dolar servetiyle 88’inci sırasında yer alan Nef İcra Kurulu Başkanı Erden Timur. Kasım ayında 36 yaşında olacak. İstanbul’da gerçekleştirdiği ilk iki inşaat projesinden, 100 milyon lira kar ettiğinde 28 yaşındaydı. 34 yaşında FORBES 100’ün kendi servetini yaratan en genç dolar milyoneri olmuştu.
Bu genç adamın Nef yolculuğunda geldiği nokta şaşırtıcı kabul edilebilir. Zira sadece sekiz yıl önce İstanbul piyasasına giren Nef, markalı konutta yılda ortalama 2 bin adet satışla sektörü domine edenlerden üstelik artık konu, sınır ötesi harekata döndü: Daha bir yaşım doldurmayan ve hisseleri yüzde 100 Erden Timur’a eit Nef Global, Hindistan’ın en büyük ofis yatırımcısı ve aynı zamanda WeWork Hindistan’ın franchise’ı olan Embassy Group ile Londra’da ve Hindistan’da proje geliştirmek üzere 20 Eylül’de anlaşmaya vardı. 32 milyon öğrenci ile dünyanın en büyük pazarlarından Hindistan’da ve Londra’da yapılacak projelerle öğrenci yurdu markası “Novu” ve yine Erden Timur’un genç profesyoneller için geliştirdiği yeni konsepti hayata geçirilecek. Temmuz ayında Amerikalı fon Astor Realty Capital ile imzalanan ortaklık anlaşmasıyla New York Brooklyn’de gerçekleşecek ilk ortak proje, 125 milyon dolar yatırım tutarı ile 215 milyon dolar değerinde. Nef konseptinin kullanım haklarının verildiği, şimdilik sayısı 120’yi bulan ve aralarında Embassy ve Astor’dan başka BYM Residential UK, Select Developments UK, Le-vel One Holdings NYC gibi Avrupa ve Amerikalı şirketlerle olan anlaşmaları da eklersek toplam 1,5 milyar dolarlık bir proje tutarı var ortada. Geçen yıl EBRD ile 120 milyon dolar sermayeli (yüzde 65 NEF, yüzde 35 EBRD) NEF EBRD Gayrimenkul A.Ş.’nin kurulduğunu da hatırlatalım... İşte tüm bu uluslararası hareketliliğin üzerine en son Hintli Embassy ile varılan anlaşma da eklenince, Erden Timur için FORBES 100 Listesi’nde yazılan “milyar dolarlık servete tırmanıyor” öngörüsünün realize olmasına çok da zaman kalmadı gibi...
Son dönemde iyice netameli hale gelen, neredeyse her şirket için “battı, batacak” dedikoduları dolaşan -kimi de batan- konut inşaatı sektöründe Erden Timur’un tek başına yarattığı d.eğer, ona yakından bakmayı hak ediyor. Evvela Erden Timur’un ne iş yaptığını netleştirmek gerek. Bir inşaatçı? Müteahhit? Gayrimenkul geliştirici? Tek başına hiçbiri Timur’un yaptığını karşılamıyor. Timur’un başarısı da, bu kalıpların üzerine oturmamasından kaynaklanıyor.
Mersin, 2004... Tarsus Amerikan Koleji’nin ardından Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden yeni mezun olmuş 22 yaşındaki genç adam, baba evinde... 500 metrekarelik dairenin -o gün ablasının söz merasimi olmasa girilmeyecek- büyük salonunda olan bitenleri izlerken akimdan geçen, felsefe eğitimi almış, ‘sol düşünceye’ yakın babasının adalet kavramı ile içinde bulundukları evin büyüklüğünün uyuşmadığı. Gece bittiğinde kapıları kapanacak 120 metrekarelik salon, bir dahaki resmi aile davetine kadar böyle kalacak ve “bu işte bir hata olmalı” ona göre. İşte o “hata”yı Mersin’de, o yıl “Fold Home” konseptini yaratarak düzeltti Erden Timur.
Enerji, lojistik ve turizm şirketleri bulunan 1955 doğumlu babası Musa Timur’un o dönemdeki sağlık sorunları nedeniyle ilgilenemediği bir konut projesini bitirmek, Erden Timur’un inşaatla ilk imtihanı oldu. Üstelik bu “devrimci” bir imtihandı. Daireler Mersin için küçük sayılan ölçekteydi (240 metrekare) dolayısıyla talep oluşmama riskli vardı. Fakat binada müzik odasından davet odasına kadar dokuz ayrı birim yer alıyordu.
O günlerde Timur “metrekare az ama her an ihtiyacınız olmayan ve gerektiğinde size ait olacak tüm odalarınız var. Böyle bir model İstanbul’da bile yok” diye anlatıyordu Mersinli müşterilerine. Maya tuttu. Mersin’deki ikinci inşaatı, üç bloktan oluşan 17’şer katlı binalar oldu. Onlar da hızla satıldı. Projelerde patron değil, babası Musa Erden’in maaşlı elemanıydı. İşi teslim ettiğinde İstanbul’a geldi. Babasından sermaye almayı kabul etmemişti. “Nef’in iş modeli Mersin’de şekillendi” diyor Erden Timur, “Satış sistemim de aynı oldu hep. Zihinde oluşabilecek ve ancak en saplantılı insanın sorabileceği detayları daha sormadan yanıtlamak üzerindeydi bu sistem. Soru-cevap olduğunda psikolojik olarak saiışçmm yanıtı çok muteber değildir çünkü. Kimse tanımazdı beni İstanbul’da, herkesi bu konsepte ikna ederek başladım işe. Sermayem Mersin'deki deneyimindi. Hem işin içinde aile kapitali olsaydı kardeşler arasında olmasa da, ikinci kuşak arasında hesaplar karışabilirdi.”
‘Hayata neden geldik, görevimiz ne?’ soruları yıllardır kafasını meşgul etmişti Timur’un. “Hangi konuda yetenek vermişse Allah, muhakkak o konuda bir görevi var insanın diye düşündüm daima” diyor. Mersin’deki başarısı Timur’a, aradığı cevabı verdi. O yıllara kadar siyasete atılıp ülke yönetimine aday olmayı hayal etmiş, hukuk eğitimini de bunun için almıştı. Batı Türkistan’dan 1870’lerde Türkiye’ye gelen aile büyüklerinin köklerine saygıyla seçtiği Timur soyadını, şimdi o aynı saygıyla, kurduğu şirkete verecek adını “Timur Gayrimenkul” koyacaktı. Timur Gayrimenkul’e ait Nef markasını kamuoyu 2010’da, İstanbul, Gültepe’deki “Nef 163” ile duydu. Daha önce Kemerburgaz’da patentini aldığı Fold Home
konseptiyle bir proje yapılıp satılmıştı ancak bu proje, ‘Nef’ adını duyurmak için doğru lokasyonda değildi Erden Timur’a göre. Zira Timur’un hedefi kimsenin göz dikmediği hatta belki de akıllara bile gelmeyen bir alandı. “Dünyada hiç uluslararası konut markası yok” diyor Timur, “Peki konut uluslararası marka olamayacak bir şey mi?” Tüketicinin en ufak bir ürünü alırken bile markaya önem verdiğini söyleyerek soruyu kendisi cevaplıyor: “Ev en pahalı alım ve hayatta ortalama bir defa almıyor. Dolayısıyla tabii ki markalı olmasına önem verilir. Mesele, dünya pazarında marka arzının olmaması. Trump’m binaları bile birkaç lokasyonda var. Bu işin ilk uluslararası markası Nef olacak” diye anlatıyor. İş planı tam da bu ana fikrin üzerine kurulu.
Timur’un Mersin’deki projeleri bitirdikten sonra London Schoool of Economics’teki mastırı için gittiği Londra ve sıkça ‘keşif turlarına’ çıktığı ABD’de yaptığı bu tespit ve hedef, tüm adımlarına yön verdi. Kemerburgaz yerine Gültepe’deki Nef 163 ile pazara giriş yapması da işte bu yüzdendi. Sonuçları göz kamaştırıcı oldu. “Gültepe, Telsizler” denen yerde metrekaresi 4 bin 800 liradan 308 daire 90 günde satıldı. Bölge 'sınıf atladı' Artık Telsizler değil, “Levent” olarak anılıyor. Nef’in iki projeden o yılki karı 100 milyon lira oldu. Timur Gayrimenkul’un ofisine iş başvurusu için gelenlerin, şirketin Erden Timur’dan başka ‘elemanı’ olmadığı anlaşılmasın diye büyük bir sevgiyle bahsettiği eşinin insan kaynakları müdürü gibi çalıştığı günlerden sonra hızlı bir gelişme!
İlerleyen yıllarda hız kesilmedi. Hasılat paylaşımı veya arazi satın alma yöntemi ile gerçekleşen projelerde, 2014’te 900 milyon cirodan sonra 2017’ye kadar sırasıyla 1,1 milyar, 1,2 milyar, 1,4 milyar lira olarak gerçekleşen ciro, bu yılın ilk sekiz ayı için 1,9 milyar lirayı gördü. Tamamlanan proje sayısı 25 (10 binden fazla konut), tamamlanan projelerin satış oranı yüzde 96. Şu an 10 şantiyede toplam
1 milyon 98 bin metrekare (7 bin 513 ünite) inşaat devam ediyor. Satışa sunulan projelerde ilk 90 günde satışların yüzde 70,4’ü tamamlanıyor. 2017-2018’de inşaatı biten projelerde satış oranı yüzde 94. İstanbul ve Bodrum’da 2,7 milyar liralık arsa stoğu var. Bilançoya bakıldığında ise 4 milyar lira aktif büyüklük, yüzde 20’si kısa vadeli, yüzde 80’i uzun vadeli (5-10 yıl) 1 milyar liralık kredi ile son derece makul bir tablo var.
Erden Timur’un yükselişinde etkili olan bir unsur da ortak iş yapmaya her zaman sıcak bakması. 2013 bu açıdan bereketli bir yıl oldu Nef için. Timur’un ortaklık kurduğu ilk isim, Nef’in projesinden ofis aldığı sırada tanıştığı Nezih Barut oldu. 2013’te Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut’un gayrimenkul şirketiyle ortak “BTE Kağıthane Gayrimenkul” kuruldu. Nef’in yüzde 62,5, NBG (Nezih Barut Gayrimenkul) şirketininse yüzde 37,5 oranında hissedar olduğu BTE çatısı altında “NEF 03 Kağıthane”, “NEF 12 Merter” ve “NEF 13 Merter” projeleri var. Aynı yılın sonuna doğru İş GYO ile bir ‘iyi niyet anlaşması’ imzalandı. Ardından Topkapı’da Şişecam’a ait arsayı 160 milyon dolara satın alarak yarı yarıya ortak olan iki şirket, dört etaptan oluşan “inİstanbul” projesini inşa ediyor. Bu projede 2 bin 700 konutun 2 bin 500’ü satıldı, bin 500’e yakını teslim edildi. Erden Timur’un geçen yıl inşaatına başlanan Nef Çekmeköy’deki ortağı ise Fiba Holding. Projenin birinci etabı, 497 konutluk Nef Çamlıtepe iki gün içinde satıldı hatta bu rekor notere tasdik ettirildi.
Kurulduğu 2010’dan beri giderek artan proje ve hasılatın altında yatan ana kurgu hiç değişmedi: “Fold Home”. Nef ile ortaklık yapan holdinglerin ve nihai tüketicinin bu derece teveccüh ettiği Fold Home, bir eve sığmayacak -sığsa saray olacak- tüm odaların ‘katlanıp’ istendiğinde eve dahil olması anlamım taşıyor. İçeriğinde sanat, yemek, misafir, spor, davet, çamaşır ve ütü odası gibi 26 farklı -ve patentli- konsept oda var. Buna göre örneğin 65 metrekarelik daire sahibi, o sırada ihtiyaç duyduğu odaya cüzi bir ücret ödeyerek (mesela sinema odası için 10 lira kadar) kullanabiliyor. Örneğe konu evin fiyatı 555 bin lira. Maliyet/fayda marjının yüksekliğine gösterilen bir teveccüh bu. “Fakat tek başına yeterli değildi” diyor Timur.
Nef konsepti, temelini paylaşım ekonomisi ve mülkiyeti özgürleştirmek kavramlarından alıyor. “Neden az kullanılan alanların mülkiyetine tek başına sahip olunsun? Neden herkesin 10 bin metrekare evi olmasın?” sorularıyla şekillenen Fold Home’a bu kez “Neden bir kentten ev alınca diğerleri de senin olmasın?” sorusuyla gelen “Fold City” eklenecek. “İnsanın gücünü azaltan, sonuç odaklı olmasıdır. Yaratıcılığı öldürüyor sonuç odaklı olmak. Amaca giderken dünyayı veya duyguyu en büyük öncelik yaptığında çok daha güzel işler ortaya çıkıyor” diye anlatmaya başlıyor “Fold City”i Erden Timur: “Yani yine mülkiyeti özgürleştirme kavramı var işin içinde. Şu an Nef’den ev almış veya kirada oturan kişilerin İstanbul’da 25 tane daha evi var ama henüz haberleri yok. Altı yıldır yönetim planlarının hepsinde yazdırıyorum bunu. Hayatı kolaylaştırıcı bir yaklaşımdan söz ediyorum... Diyelim trafikte sıkıştınız. En yakın Nef’in kişisel ofiste yapın toplantınızı. İşten çıktınız en yakın Nef’te spor yapın. Eğlenceden geç çıktınız, eve dönmeyin en yakın Nef’in misafir evinde kalın.”
Peki altı yıldır yönetim planlarına konulan kullanım hakkı neden işlerlik kazanmadı henüz? İşte burada Erden Timur’un payla-şımcılıktan ilham alan iş modeline rekabetçilik ekleniyor. Nef’in proje sayısına atfen, “Konutta şu an zaten maç 25-0.
Üzerine eklediğimiz her özellikle daha da zor taklit edilebilir veya taklit edilemez oluyoruz” diyor (İyi haberi verelim; Nef’te yaşayanlar birkaç ay içinde telefonlarına Fold City aplikasyonu indirmeye hazır olsunlar).
İş modelini anlatırken sıklıkla tasavvuf ve Kari Marx’tan referans alıyor. İnşaat işiyle bu iki öğretinin yan yana durması tuhaf gelse de Erden Timur, “İkisinin de temeli insanın insanca yaşaması, hayattaki yolculuğu” diyor ve ekliyor: “İçinde anlam olmadan, dümdüz lüks binalar yapmak sonuca yani ‘çok zengin’ olmaya odaklı bence. İşte orada ‘bu dünyadaki görevim ne?’ sorusun cevabı bulanıklaşıyor. Çok zengin oldum, e sonra? Zaferden değil seferden sorumluyuz yani topluma katkı sunmakla mükellefiz.”
Bu noktada şirketin dağıtılabilir karının tamamının 2015’te kurduğu Nef Vakfı’na aktarıldığını da belirtiyor. 2017’de 25 milyon liranın aktarıldığı vakfın odağında eğitimden sanata insan mutluluğu var. Beş yaşında kızı ve bir yaşında oğlu olan Erden Timur, çocuklarına ‘miras’ bırakmamaya da kararlı. “Geleceğin ‘garanti’ olması miras yoluyla sağlanabilecek bir şey değil çünkü. Kendileri bulacaklar hayattaki görevlerini ve öyle yürüyecekler” diyor.
‘Timur’un yolu’ ise ta en başında belirlediği eksende genişleyerek devam ediyor. İstanbul dışında ilk proje 2016’da başlayan 1,1 milyar lira yatırım tutarındaki Bodrum Yalıkavak oldu. Bunu Gölköy (1 milyar lira) izledi. İstanbul’da ise Kandilli ve Nakkaştepe projeleri başlatıldı. Bu projelerin ortak noktası Nef’in lüks segmentine işaret eden “Nef Reserve” kimliği altında toplanmaları. Reser-ve serisini açıklamak için metrekare fiyatım belirtmek yeterli olacaktır: En büyük konut 1.707 metrekare ve 7 milyon 980 bin euro; en küçük konut 89 metrekare ve 332 bin euro.
Reserve’lerin, diğer Nef serileriyle ve yurtdışmda-ki Nef projeleriyle ortak noktası ise hepsinde kullanılan her detayın uluslararası başarılara imza atmış mimarlar ve tasarım ofisleri tarafından özel olarak yapılması. Nef için çalışanlar arasında Bentley, Alessi gibi markalarla işbirliği yapan Dror Stutido; Coca Cola, Starbucks, Diesel için çalışan Formavision; Moma, Habitat, Dom Perignon işleriyle bilinen Harry Alen gibi isimler var. Onların tasarladığı bir oda konsepti veya lavabo, seramik, armatür gibi ürünler Türkiye’deki üreticiler tarafından üretiliyor ve Nef markasını taşıyor. Erden Timur, “Dünyadaki en pahalı evi de alsanız size pazarlama aracı olarak sundukları şey ‘lokasyon’dur. Niye? Değerlerin hepsi birbiriyle aynı olduğu için tek fark odur çünkü. Fakat bu da bir noktada fark olmaktan çıkıyor; başkası senin yanma gelip bina yapıyor. Mesela Manhattan 57’nci Cadde’de iki proje... 80 milyon dolara bir daire alacaksınız ama size sunulan özelliklerin yüzde 90’mı ‘şu İtalyan armatür kullandık, şu İngiliz kapı kolu kullandık’ bilgisi oluşturuyor. Çıkıyorsun, 500 metre sonra aynı musluğu maksimum beş-altı bin dolara alıyorsun. Bunu değerli bulmuyorum. İçeride de ana mimariye uygun, özel ürünler olmalı. Mevcut markaların serilerinden musluk seçerek olmaz” diye açıklıyor özel tasarım ürün kullanmalarının nedenini. Ne var ki sebep sadece bu değil. Zira Timur, inşaat sektöründe ‘endüstriyel üretim’ ilkeleriyle çalışılması gerektiğine inanıyor. “Uluslararası markalaş-ma için katmadeğer üretmek şart. Fold Home bir katma değerdir. Kullanılan ürünlerin de bize ait olması başka bir katma değerdir” diyor. Diğer bir deyişle Nef, kendi kendisinin tedarikçisi. Nitekim BYM Residential UK ile geliştirilen, Brentford bölgesinde 73 daireden oluşan ve satışları 2018 son çeyrekte başlayacak (fiyatları 350 bin-650 bin pound “Nef Brentford London”da kapı kolundan seramiğe 200 kalem ürün Türkiye’de üretilecek ve Nef markasını taşıyacak. Tıpkı Türkiye’deki projelerde olduğu gibi.
Nef’in Mersin’de başlayıp İstanbul ve Bodrum’a yayılan projelerindeki Fold Home modeli, yurtdışmdan yoğun talep görünce Ocak 2018’de Nef Global’i kuran Erden Timur, “Daha üçüncü ayında tam 62 şirket ortak proje yapmak için teklif sunmuştu. Bu sayı bugün 120. Hepsi için kesin kuralımız, projelerin Nef markasıyla yapılması” diyor. 2019’da New York, Washington, Chicago, Londra ve Berlin’de üzerinde Nef yazan binalar göreceksiniz, şaşırmayın. Türk inşaat sektörü şimdiye kadar yurtdışında altyapı projeleriyle biliniyordu. Ancak aynı anda beş metropolde lüks konutta bir Türk markasının bulunacak olması ilk kez gerçekleşecek. Ve bu daha birinci adım, “Üzerinde Nef yazan -şimdilik-120 projeyle dünya tanıyacak bu markayı” diyor Timur, Fold City projesinin dünya ölçeğinde de yapılacağını ekleyerek.
Nef Global’in yurtdışı projeleri ağırlıklı olarak “Fold” konseptinin franchise’mm verilmesi diye özetlenebilir. Bunun yanında şirketin yurtdışmdan ortakları olması Nef Global’in kurulduğu 2018 öncesine dayanıyor. Mart 2017’de Türkiye’de gayrimenkul geliştirmek için 55 milyar euro bilanço büyüklüğüne sahip, 65 ülkenin ortak olduğu Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile ortaklığa imza atılması bu kulvardaki en dikkat çekici işlerden. İlk beş yıllık planda 5 bin üniteli konut projeleri ve 6 bin yatak kapasiteli akademik rezidans projeleri geliştirilecek. İlk proje öğrenci yurdu konsepti olan ve patenti Nef’e ait “Novu”nun uygulanacağı Sütlüce Novu. “EBRD ile Avrupa’da da konut, öğrenci yurdu ve yaşlı bakım evi yapacağız” diyor Erden Timur.
Konuşma sıklıkla sofradaki yemekleri ikram etmesiyle kesiliyor ancak onun yemekle pek arası yok. Günde dört saat uyuyor. Akimdan hızla geçenlere konuşma hızı yetişemiyor. Yarım bıraktığı cümleden bir başka konuya atlıyor, tekrar o yarım cümleye dönüp konuyu tamamlıyor... Detaylara karşı yüksek bir dikkati, güçlü bir hafızası var -19 yaşındayken üniversitede tanıştıkları eşinin o gün ne giydiğini, tasarımcı Harry Allen’den Fold Home ünitelerinden Gusto Odası’m tasarlamasını istediğinde onun çizdiği ilk taslağı hatırlayacak kadar hem de.
Erden Timur’un, baba evindeki söz merasiminde şekillenen fikrinden, konut inşaat sektöründe dünyada bulunmayan ‘küresel marka’ yaratmaya uzanan başarısında, en küçük detayı bile gözden kaçırmaksızm gerekeni ‘harfiyen’ yerine getirmesi yatıyor, bu belli... Ne var ki küresel marka olma yolunda diğer gerek şartı da gözden kaçırmış görünmüyor: Sağlam bir nakit akışına sahip fînansal tablo -Türkiye’de yaşanan döviz gerilimine rağmen... “İnşaatta nakit akışım yönetmek diğer sektörlere göre biraz daha kolay aslında. Projelerimizin hızını ayarlayarak harcama hızını metropolde lüks konutta bir Türk markasının bulunacak olması ilk kez gerçekleşecek. Ve bu daha birinci adım, “Üzerinde Nef yazan -şimdilik-120 projeyle dünya tanıyacak bu markayı” diyor Timur, Fold City projesinin dünya ölçeğinde de yapılacağını ekleyerek.
Nef Global’in yurtdışı projeleri ağırlıklı olarak “Fold” konseptinin franchise’mm verilmesi diye özetlenebilir. Bunun yanında şirketin yurtdışmdan ortakları olması Nef Global’in kurulduğu 2018 öncesine dayanıyor. Mart 2017’de Türkiye’de gayrimenkul geliştirmek için 55 milyar euro bilanço büyüklüğüne sahip, 65 ülkenin ortak olduğu Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile ortaklığa imza atılması bu kulvardaki en dikkat çekici işlerden. İlk beş yıllık planda 5 bin üniteli konut projeleri ve 6 bin yatak kapasiteli akademik rezidans projeleri geliştirilecek. İlk proje öğrenci yurdu konsepti olan ve patenti Nef’e ait “Novu”nun uygulanacağı Sütlüce Novu. “EBRD ile Avrupa’da da konut, öğrenci yurdu ve yaşlı bakım evi yapacağız” diyor Erden Timur.
Konuşma sıklıkla sofradaki yemekleri ikram etmesiyle kesiliyor ancak onun yemekle pek arası yok. Günde dört saat uyuyor. Akimdan hızla geçenlere konuşma hızı yetişemiyor. Yarım bıraktığı cümleden bir başka konuya atlıyor, tekrar o yarım cümleye dönüp konuyu tamamlıyor... Detaylara karşı yüksek bir dikkati, güçlü bir hafızası var -19 yaşındayken üniversitede tanıştıkları eşinin o gün ne giydiğini, tasarımcı Harry Allen’den Fold Home ünitelerinden Gusto Odası’m tasarlamasını istediğinde onun çizdiği ilk taslağı hatırlayacak kadar hem de.
Erden Timur’un, baba evindeki söz merasiminde şekillenen fikrinden, konut inşaat sektöründe dünyada bulunmayan ‘küresel marka’ yaratmaya uzanan başarısında, en küçük detayı bile gözden kaçırmaksızm gerekeni ‘harfiyen’ yerine getirmesi yatıyor, bu belli... Ne var ki küresel marka olma yolunda diğer gerek şartı da gözden kaçırmış görünmüyor: Sağlam bir nakit akışına sahip fînansal tablo -Türkiye’de yaşanan döviz gerilimine rağmen... “İnşaatta nakit akışım yönetmek diğer sektörlere göre biraz daha kolay aslında. Projelerimizin hızını ayarlayarak harcama hızını istediğimiz gibi dengeleyebiliyoruz. Son 14 projenin tesliminde nakit rezervimiz 200 milyon liranın altına düşmedi” diyor.
Nitekim Erden Timur, güçlü nakit akışı için farklı enstrümanlar kullanmaktan çekinmiyor. Bundan üç yıl önce Sermaye Piyasası Kurulu, Timur Gayrimenkul’un 300 milyon liraya kadar borçlanma aracı ihraç başvurusunu Mayıs 2015 tarihinde onaylamıştı. Tahvil ihraç kararının isabetli olduğu, tam üç yıl sonra JCR tarafından hazırlanan raporla tescil edilecekti. Nef, îş Yatırım aracılığıyla (ki bu ‘tanışma’dan İş GYO ile yapılan inîs-tanbul projesi doğdu) ilki Mayıs 2015’te 100 milyon lira tutarında, İkincisi Ekim 2015’te 75 milyon lira tutarında iki adet uzun vadeli tahvil ihracı gerçekleştirmişti. Bu haliyle Nef, sektörde tahvil ihracı yapan ilk şirket oluyordu. Üstelik ilk ihraç 50 milyon olacakken talep doğrultusunda 100 milyon liraya çıkarılmıştı. Bugüne kadar 225 milyon liralık tahvil ihracı yapıldı ve ödendi. Şirket, bu yılın haziran ayında 600 milyon liraya kadar yurt içinde halka arz edilmeksizin nitelikli yatırımcıya borçlanma araçlarının ihraç edilmesine karar verdi. Bunların gerçekleştiği esnada uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu JCR, Mayıs 2018’deki son değerlendirmesinde Nef’in kredi notunu iki basamak birden artırarak A+’ya çekmişti. Nef böylece, JCR reyting listesine göre en yüksek notlu gayrimenkul şirketi oldu.
JCR’ın kredi notunu artırırken yaptığı gerekçelendirme, dördüncü saatte ancak kahvelere geçebildiğimiz sofrada Erden Timur’un anlattıklarının teyidi gibiydi. JCR kredi artış raporunda, “Nef’in bu yıl ilk çeyrekte hedeflenenin üzerinde bir satış performansına sahip olmasını, geçen yılki satış hedeflerini tutturmasını, üst-segment projelerle önümüzdeki dönemlerde satış gelirlerinde ve karlılık performansında artış beklenmesini, sermaye piyasası araçlarını kullanarak farklı finansman olanaklarına erişim sağlama gücünü ve likit bir şirket olmasını” gerekçe olarak göstermişti.
Her şey yolunda görünüyordu yine de Erden Timur, ağustos ayında Timur Gayrimenkul’un sermayesini 52,4 milyon liradan 459 milyon liraya artırıp özkayna-ğı 1 milyar lira seviyesine çıkardı. Böylece özkaynak/borç oranı 1 seviyesine gelmişti. Bu hamle boşuna değildi. O sırada para piyasalarındaki yüksek dalgalanmaya karşı güven telkin ediyordu evet ama daha önemli bir nedeni vardı. Erden Timur -adını açıklamadığı- İsviçreli bir sigorta şirketiyle Türkiye’de “bina tamamlama sigortası” çıkartılması için görüşmelerin son aşamasına gelmişti. “Bir kefalet havuzu limiti çıkarılıyor, bunun için bilanço güçlülüğüne bakılıyor” diye anlatıyor. Her adımı, çıktığı “sefere” hizmet eden Erden Timur, sermaye artırımıyla İsviçrelilere de güven ortamı sağlamış oldu. “Bu sigorta ile devam eden bütün projelerimizi güvence altına almış olacağız, işlemler devam ediyor. Yakında sonucu açıklayacağız” diyor.
“Zaferden değil, seferden sorumluyuz” felsefesiyle hareket eden Erden Timur’un seferi, onu “küresel marka” olarak zafere de taşıyacak. Öyle görünüyor ki buna şahit olacağımız günler uzak değil.
NEF’İN HİNTLİ ORTAĞI KİM?
Nef Globalin Londra ve Hindistan’da ortak proje geliştirmek için iyi niyet anlaşması imzaladığı Embassy Living firması, Hindistan’ın en büyük ofis geliştiricisi Embassy Group’un bir iştiraki. Hindistan’da bugüne kadar 4.5 milyon metrekare ofis, konut ve otel yatırım! gerçekleştiren firma aynı zamanda ortak kullanımlı ofis şirketi WeWork’un Hindistan’daki tek ortağı. Dünyanın önde gelen yatırım fonlarından Blackstone’ın ortak olduğu Embassy Group; Hindistan’daki Hard Rock restaurantlarının sahibi ve aynı zamanda Four Seaons Residence ve Hilton otellerinin de mülk sahibi. Hindistan’da toplam 4 milyon m2 arsa stoğuna sahip firma, Avrupa’da Londra ve Sırbistan’da, Asya’da ise Malezya’da yatırımlara sahip. Yakın zamanda halka açılacak olan Embassy Group’un analist raporlarına göre Hindistan’ın en büyük GYO’su olması bekleniyor.
“DEMOGRAFİK YAPI İNŞAATI DURDURMAZ”
Timur Gayrimenkul için gelişmeler iyi fakat sürdürülebilir mi? Türkiye’de inşaat sektörü nereye kadar gidecek? Duracak mı? Erden Timur “Yeni konut üretimi, toplam talebi karşılamıyor ki dursun” diye söze başlayıp hesap yapıyor: “Türkiye'nin demografik yapısı inşaatın 'durmasına’ müsait değil. Örneğin 2017’de 570 bin çift evlenmiş, 130 bin kadarı boşanmış. Buna üniversite ve diğer sebeplerden başka eve taşınanları ekleyin. Ortalama 700 bin kadar bir demografik ihtiyaç var zaten. Yılda 300 bin konutun da yenilenmesi gerekiyor. 2017’e gerçekleşen konut arzı toplam 660 bin adet. En kaba hesapla bile arzda açık olduğu görülüyor. Diğer yandan maddi durumumuz kötüleşince mesela otomobil almayıp toplu taşıma kullanabiliyoruz ama evden vazgeçip çadırda yaşayamazsınız; iç güvenlik meselesi bu, kendi ikamet adresiniz olmalı. Dolayısıyla ikamesi olmayan bir temel ihtiyaç barınma. Hal buyken inşaattaki üretimin ‘sürdürülebilir’ olmaması mümkün değil.”
Erden Timur inşaat sektöründe iflas eden ve iflas dedikodusuna konu olup yatırımcısını zora sokan şirketlerle ilgi görüş bildirmekten imtina ediyor fakat ekosistemin doğru kurgulanmasının yatırımcının lehine olacağını söylüyor. 2001 bankacılık krizinde, BDDK ile nasıl^üçlü bir bankacılık sistemi yerleştiyse inşaatta da benzer bir denetleme mekanizmasının işlerlik kazanmasıyla sektördeki dalgalanmaların önüne geçilebileceğine inanıyor. “50 müteahhit uysun buna fark etmez, sonuçta tasarruf sahibi için piyasa dalgalanmalarında dahi yatırım yapacağı korumalı alan yaratılmış olur” diyor.