Erdoğan Bayraktar: Askeriye de bizden şehir dışında yerler istiyor!
Atıl ve kent içinde kalmış askeri araziler de 'kentsel dönüşüm' planına dahil edildi
Dünya gazetesi muhabiri Canan Sakarya, özellikle gayrimenkul sektöründe büyük heyecan yaratan projeyi Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar ile konuştu
Kamuoyunda kentsel dönüşüm yasası olarak bilinen ve 200 milyar dolarlık bir yatırım boyutu bulunan "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı" için Meclis süreci 22 Şubat'taki komisyon görüşmeleri ile başlıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ile askerin atıl arazilerinin belli şartlar altında TOKİ ve belediyelere devrinin önünü açan düzenlemeye ilişkin olarak DÜNYA'nın sorularını yanıtladı.
Bakan Bayraktar, devredilecek askeri bölgelerle hem kaynak yaratılacağını hem de afete maruz bölgelerde yeni konut alanları oluşturacaklarını kaydetti. Bayraktar, Ankara ve İstanbul'da şehir içinde kalmış çok sayıda askeri tesis bulunduğunu, buraların şehir dışına taşınmasına askerlerin olumlu baktığını, şu anda kullanılmayan bu arazilerin 'rezerv alanlar" olarak değerlendirileceğini söyledi. Bayraktar, "Askeriye de buraları kullanmak istemiyor. Bizden şehir dışında yerler istiyor" dedi. 189 Sayılı Kanun'a göre Genelkurmay'a tahsisli alanlarda tahsisin Genelkurmay’ın izni olmadan kaldırılamayacağını kaydeden Bayraktar, "Anlaşarak değerlendireceğiz. Karşılığında yer vereceğiz. Onların talepleri de var. Bize birlik yapın şeklinde talepler geliyor. Askeriye ile bunları konuşarak götürüyoruz" dedi.
Dönüşüm 4 aşamada olacak
Tasarı TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu'nda 22 Şubat’ta ele alınacak. Yasalaştığında dönüşüm devir, tahsis ve tescil, anlaşma, tahliye ve yıktırma, uygulama olarak dört aşamada gerçekleşecek. Riskli yapıların tespitini yapı malikleri bakanlık tarafından lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırabilecek. Bakanlık bunun için tespit süresi verecek. Yaptırılmadığı takdirde, tespitler idare tarafından yapılacak. Malikler buna 15 gün içerisinde itiraz edebilecek. Tahsis ve devir tarihinden itibaren 3 yıl içinde maksadına uygun olarak kullanılmadığı tespit edilen taşınmazlar, bedelsiz olarak ve resen tapuda Hazine adına tescil edilecek.
İdarenin talebi halinde, riskli yapılara elektrik, su, doğalgaz verilmeyecek ve verilen hizmetler durdurabilecek. Riskli yapıların yıktırılmasında öncelikle maliklerle anlaşma yoluna gidilmesi esas olacak. Anlaşmayla tahliye edilenlerin maliklerine kira yardımı yapılabilecek. Riskli yapıların yıktırılması için maliklere 30 günden az olmamak üzere süre verilecek. Yıktırılmadığı takdirde, yapının idari makamlarca yıktırılacağı belirtilip, tekrar süre verilerek tebligatta bulunulacak. Arsa haline gelen taşımazlarda, malikle yapılan anlaşmanın şartları tapu kütüğünde belirtilerek, malikleri adına payları oranında tescil edilecek.
Sayılarla deprem gerçeği
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın tespitlerine göre;
1903 yılından günümüze,130 depremde 110 bin can kaybı yaşanırken yaklaşık 2 milyon ev yıkıldı.
Ülke zenginliğinin yüzde 90'ı ciddi deprem riski altında.
Son yüzyıl içinde depremlerde ortalama her yıl milli gelirin yüzde 1’ini kaybettik.
1939 yılında meydana gelen Erzincan depreminde 60 saniye içinde 33.000 kişi hayatını kaybetti.
1999 yılında meydana gelen Gölcük ve Düzce depremlerinde milli gelirin yüzde 10-15'i birkaç dakika içinde kayboldu.
Olası İstanbul depreminde 20 -50 bin bina ağır hasar alacak. 100 milyar dolarlık fiziksel hasar oluşacak. 20-50 bin arasında can kaybı oluşacak. 1 - 2 milyon kişi evsiz kalacak. 0,5 -1,5 milyon kişi issiz kalacak.
CHP'li Günaydın: Tasarı yeni bir sürgün fetvası gibi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun Tasarısı'nı "Yoksulun barınma hakkını yok sayan yeni bir sürgün fetvasına benzetti. Günaydın, eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın'ın da katıldığı basın toplantısında, tasarı ile demokratik yaklaşımlarla bağdaşmayan bir rant döneminin başlatılmak istendiğini söyledi. Uygulama bütünlüğü gerekçesiyle riskli olmayan yapıların da kapsama alındığını belirten Günaydın, uygulamalara karşı idari yargıya dava açılabileceğini, ancak mahkemelerin yürütmenin durdurulması kararı veremeyeceğini belirtti. "Bu tasarıyla mülkiyet hakkına tecavüzün yasal temeli oluşturulmaktadır" diyen Günaydın yerel yönetim yetkilerinin ortadan kaldırıldığını, yurttaşlar arasında ayrımcı uygulamalar olacağını söyledi. Gökhan Günaydın, şunları kaydetti: "Türkiye'de kentsel dönüşüm acil bir gereksinimdir. Ancak kentsel dönüşümün yeni rant alanları yaratıp bunları iktidar sahiplerinin paylaşacağı ya da dağıtacağı bir düzenlemede değil, halkın ihtiyaç, hak ve yararları öncelik sayılarak gerçekleştirilmesi gerekir."
Dünya/Canan Sakarya