Erdoğan Bayraktar: Dönüşümün ana ekseni insanların can güvenliği!
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kentsel dönüşümün ana ekseninde insanların hayat hakkı ve can güvenliğinin bulunduğu söyledi
Bayraktar, ''Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Zirvesi''nde, dünya nüfusunun 7 milyarı aştığını ve bunun yarısından fazlasının şehirlerde yaşamaya başladığını belirtti.
Türkiye'de 1950'li yıllardan itibaren barınma meselesinin ciddi problem oluşturmaya başladığına dikkati çeken Bayraktar, bu tarihten itibaren devamlı barınma, konut ve şehirleşmeyle ilgili kanunlar çıktığını, düzenlemeler yapıldığını ancak hiçbirinin derde deva olamadığını anlattı.
Son 10 yılda Türkiye Cumhuriyeti'nin 58, 59, 60'ıncı hükümetlerinin bu doğrultuda çok ciddi gayret sarf ettiğini kaydeden Bayraktar, fakat bunların hiçbirisinin tam anlamıyla yeterli olmadığını ifade eti.
Bu işle ilgili herkesin ve herkesimin daha çok adım atması gerektiğini belirten Bayraktar, şöyle konuştu:
''İstanbul'da, Ankara'da dernekler toplanıyor geliyor. Bakanlığın veya belediyenin önünde 'evimizi yıkanın villasını yıkarız', 'rantsal dönüşüme karşıyız' diye. Bunu yapanlara bir şey demiyorum. Yapanlar sahanın dışında. Ama buna çanak tutan, bu yanlış hareketi yapmaya yeltenenlere müsaade edenlere yazıklar olsun. Bu milli mesele. Nerede rant- Bırakın da vatandaş rant elde etsin. Evi olmayan bir gariban, gecekonduya mahkum olan iyi niyetli bir insanın bırakın da gerçek ev sahibi olsun. Bu insanımız gecekonduda mı otursun, çocuğuna bırakacak bir tapulu evi olmasın mı- Salaş evde mi otursun- Bir afet olduğunda, bir deprem olduğunda o ev başına mı yıkılsın- Bizim derdimiz bu. Devlet rant sağlamaz. Devletin kurumları belli. Anayasa çatısı üzerinde yasalarla idare edilen bir yapı. Böyle bir olgu içerisinde rant elde etmeye gayret eden suç işler demektir. Yasaların bunun yakasına yapışması lazım.''
-Ana eksen can güvenliği-
Ankara kent girişinde, protokol yolunda, çok sayıda çalışma yaptıklarını hatırlatan Bayraktar, şöyle devam etti:
''Halletmeseydik ne olacaktı- Devlet büyüklerimiz, bakanlarımız, cumhurbaşkanımız, genelkurmay başkanı, Türkiye gelen yabancı devlet ricalini havaalanından alıp, Ankara'ya girerken, onların üzerine abanıyorlardı görmesinler buradaki gecekonduları diye. Koskoca gelişmekte olan 70 milyonluk, kalkınan Türkiye'nin başkentine gecekonduların arasından giriyorsun. Bu yakışmıyordu. Şimdi viyadükler, köprüler, tüneller, yeşil alanlar bittiği zaman modern bir ülkenin başkentine yakışır bir giriş olacak. İnşallah bunu her tarafta yapmamız lazım. Şehirlerimizin fotoğrafını değiştirmemiz lazım, marka değerlerini artırmamız lazım. Bu kentsel dönüşümle olacak.''
Bakan Bayraktar, kentsel dönüşümün ana ekseninde insanların hayat hakkı ve can güvenliğinin bulunduğuna işaret ederek, ''Bir afet olduğu zaman, bir deprem olduğu zaman bu deprem, bu afet karşısında yıkacak bir bina bulamasın veyahutta bulduğu zaman binayı boş bulsun ki canlar yok olmasın, ekonomik değerimiz kaybolmasın. Bu ana eksenimiz'' dedi.
-Kalem efendisi benzetmesi-
Bunların yanı sıra kentsel dönüşümün, daha birçok faydası bulunduğuna dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:
''Kentsel dönüşüm sürecinde çok sayıda ara teknik eleman yetişecek. Türkiye'de Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte oluşan eğitim sistemimiz ve daha sonra yapılan dalgalanmalarla biz ara teknik eleman yetiştirilmesinde geriye düştük. Kalem efendisi yetiştirdik. Açıköğretimle, iki yıllık ön lisans okullarıyla, düz klasik liselerle ara teknik eleman yetiştiremedik. Şimdi dünyada ulaşım arttı, iletişim arttı. Bilgiyi iyi alabilen, aktarabilen, çabuk ulaşabilen, bilgiyi ve teknoloji çok iyi kullanan ülkeler atak yaptı. Güney Kore, 35-40 bin dolar kişi başına gelire ulaştı. Küçücük bir ülke, petrolü yok, bir şeyi yok. Ama ne yaptı, dünyanın en ileri teknolojisini kullandı. Dünya çapında marka oldu. Türkiye bunun daha iyisini yapar. Bundan 30 sene evvel Güney Kore ile aşağı yukarı fifti fifti gidiyorduk. Şimdi bizi geçti.
Bu kentsel dönüşümlerle biz, eli keser tutan, eli mala tutan, teknoloji okuyan, kaliteli mal üreten ara teknik elemanlar yetiştireceğiz. Yeni ev alındığı zaman halısı da değişiyor, buzdolabı da. Yeni bir ekonomik canlanma gelecek.''
-İllegal örgütler yorulmasın-
Türkiye'nin kentsel dönüşümün süreceği 20 yılın sonunda güzel fotoğraflar verebilen, marka şehirleri bulunan bir konuma geleceğini anlatan Bayraktar, şunları kaydetti:
''Bunu vatandaşlarımıza içselleştirelim. Vatandaşımız talep ettikçe biz yapalım. Nerede gönüllülüğü yakalarsak orada yapalım. Belediyelerimiz nerede bu işi hazırlamışsa, başarmışsa oradan yapalım. Zaten talep geliyor. Başka da adım atmamıza gerek yok. Onun için birtakım illegal örgütlerin ortaya çıkıp, kendilerini yormalarına gerek yok. İstemeyenlerinkini zaten yapmıyoruz. İnsanları evlerinden etmiyoruz. 'Evin yapılana kadar kiraya taşın' diyoruz. 18 ay kira veriyoruz ve bu sürede evini bitireceğiz diyoruz. Aynı yerde sana ev vereceğiz. İstemezsen yine yapmıyoruz. Artık bina ayakta duramıyor, evin yıkılması lazım. Yıkmazsa kim suçlu- Bakan suçlu, vali suçlu, belediye başkanı suçlu, yıkılma tehlikesi yaşayan ama bu binayı yıkmayan bürokratlar suçlu. Eğer ev hakikaten riskli konumdaysa yıkılacaksa ilgililer de duyarsız davranıyorsa savcının suç duyurusunda bulunması lazım. Bunun dışında biz vatandaştan talep olmayan, talep gelmeyen veyahut belediyelerin çalışmalarını neticesinde yüzde 99, yüzde 95 rızayı gönüllülüğü yakalamamış bir yerde adım atmayacağız. Zaten atmıyoruz. Onun için yapılan bu eylemleri de mutlaka boşa çıkarmamız lazım.''
-Melih Gökçek'in konuşması-
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de kentsel dönüşüm konusunda Ankara'nın Türkiye'deki diğer belediyelere öncülük yaptığını söyledi.
Kentsel dönüşüm çalışmalarında vatandaşın gönlünün olmasına dikkat ettiklerini belirten Gökçek, 2005-2012 yılları arasında, sadece kira yardımı olarak 2 trilyon 749 milyar lira para ödediklerini bildirdi.
İnşaatların kalitesi olmasını önemsediklerini dile getiren Gökçek, zamanında yetiştirmeye de gayret gösterdiklerini ifade etti.
Gökçek, zamanında yetiştirme konusunda en büyük engeli mahkeme kararlarının oluşturduğuna dikkati çekerek, bu nedenle her seferinde en az 4 ila 6 ay zaman kaybı yaşadıklarını söyledi.
Kararların çoğunun bilirkişi kararlarına dayandığını belirten Gökçek, ''Bilirkişiler de ideolojik davranış içerisinde bulunarak bizi resmen ama resmen engelliyorlar. Bu mahkeme kararları olmasa gerek kentsel dönüşümlerde gerekse belediye faaliyetlerinde tartışmasız en az 2 kat önde olurduk'' şeklinde konuştu.
AA