Erdoğan Süzer: Önlem alınmazsa kriz konuttan gelecek!
Türkiye ne yazık ki içine saplandığı gündemin esaretinden kurtulup bir türlü ekonomiye yoğunlaşamıyor, yaklaşan tehlikeleri savacak önlemleri alamıyor. Süzer, 'Önlem alınmazsa kriz konuttan gelecek' dedi.
Bugün Gazetesi Yazarı Erdoğan Süzer konut sektörünü değerlendirdi. İşte o yazı;
Zamanımızı ve enerjimizi emen yerel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından, önümüzdeki bir yılı bu sefer de genel seçim tartışmalarına heba etmek durumunda kalacağız.
Türkiye'nin önünde, yeni bir ekonomik krizin kıvılcımı olabilecek nitelikte kritik sorunlar bulunuyor.
Bu risklere karşı şimdiden çözüm üretilemezse, ileride telafisi çok güç sorunlar bütün toplumu etkisi altına alacaktır.
3 kritik sorun
Potansiyel kriz riski taşıyan 3 önemli sorunumuz var. Bunlardan ilki, aşırı konut fazlalığı, ikincisi Babacan'ın ayrılması halinde ekonomi yönetiminde oluşacak politika ve uygulama belirsizliği, üçüncüsü de olası cari açık ve ödemeler dengesi riskidir. Ekonomi politikasında yaşanacak radikal bir değişiklik, Türkiye'nin kredi notunun düşürülmesinden başlayarak üçüncü sırada saydığımız riski de tetikleyecektir. İki ve üçüncü sıradaki potansiyel risklerin ortadan kaldırılması politik karar gerektiriyor.
İlk sıradaki konut sorunu ise acil çözümü zorunlu kılıyor.
2008 küresel krizinde konut balonu olan ülkeler, krizi en derinden yaşamak zorunda kalmıştı. Bugün Türkiye için aynı tehlikeden, konut balonu varlığından endişe ediliyor. Bugün ülkenin her yeri adeta şantiyeye dönüşmüş durumda. Küçük müteahhitler, lüks konutçular, kentsel dönüşüm müteahhitleri, önüne gelen herkes konut ve işyeri yapıyor. Bu arz çılgınlığına karşılık konut satışları faizlerin yükselmesinden bu yana hızla düşüyor.
Üstelik kredili konut satışlarındaki düşüş yüzde 50 gibi çok daha dramatik boyutlara geldi. 400 bini İstanbul'da olmak üzere ülke genelinde 1,5 milyon fazla konuttan bahsediliyor. Konut krizinin yol açacağı zincirleme risklerin yaşanmaması için bu soruna acil çare üretilmesi gerekiyor.
Konuta yüzde 100 kredi Edindiğimiz bilgi o ki, hükümet bu sorunu fark etmiş ve çözümü faizlerin düşürülmesinde görmüş.
Başbakan Erdoğan ve ekonomi bakanlarının Merkez Bankası yönetimine faizleri düşürmesi yönünde yaptığı sert tazyikin arkasında işte bu potansiyel konut krizini önleme çabasının yattığı belirtiliyor. Konut almak için olumlu bir işaret bekleyen müşterilerle, elde kalan konutlar yüzünden bankaların hatta tefecilerin eline düşme noktasına gelmiş müteahhitler de açıkçası aynı çözüm yolunda birleşiyor; faizler düşecek, konut satışları yeniden başlayacak.
Ancak ne yazık ki, Merkez Bankası içeriye bakıyor, komşulara ve dünyaya bakıyor, gördüğü riskler nedeniyle faizleri indiremiyor. Faizlerin inmesi bugünkü şartlarda pek mümkün görünmediğine göre, alternatif çözümlere ihtiyaç var. Örneğin, konutta yüzde 75'le sınırlanan banka kredisi kullanma oranı, bitmiş ve yapımı devam eden konutlar için yüzde 100'e çıkarılabilir. Böyle bir değişiklik, bankaların maceracı müşterileri titiz bir şekilde elemeleri şartıyla, yeni bir konut müşterisi ortaya çıkarıp, piyasaya nefes aldırabilir. Tabi bu önlemin Merkez Bankası tarafından bankalara sağlanacak ek kolaylıklarla desteklenmesi, yeni konut yapımının da vergi ve benzeri yöntemlerle zorlaştırılması gerekiyor. Hatta önlem paketi öyle bir mantıkla hazırlanabilir ki, yeni destekler sayesinde konuttan para kazanan iş dünyası rotayı konuttan sanayiye, üretime döndürebilir.
Kritik sorunlara kuİağı kapatıp sadece siyasete odaklanmak, ortaya çıkabilecek devasa mağduriyetler nedeniyle oy hesaplarında bozulmalara yol açabilir!
Bugün/Erdoğan Süzer