Erkan Işık burnunu sıktığı Bill Clinton'dan ev istedi!
Erkan Işık 7 aylık bebekken burnunu sıktığı eski ABD Başkanı Bill Clinton'dan ev istedi
17 Ağustos depreminde 7 aylık bebekken burnunu sıktığı eski ABD Başkanı Bill Clinton'la bir araya gelen Erkan Işık, önce mektup verdi, sonra ev istedi.
Erkan Bebek, 10 yıl aradan sonra bir kez daha ABD Başkanı Bill Clinton'ın burnunu sıktı. Şimdi 10 yaşında bir çocuk olan Erkan Işık, Sinpaş'ın konferansı için Türkiye'ye gelen Clinton'la yeniden biraraya geldi. Önce Bill Clinton Erkan'ın burnuna hafifçe dokundu. Ardından Erkan, yıllar önce yaptığı hareketi tekrarladı. Erkan, eski ABD Başkanı'na yazdığı mektupta ise, "Babam işsiz, ona iş bulur musun? Bana da bilgisayar alır mısın?" dedi. Erkan Işık, Türkiye'ye gelen Bill Clinton'la yüz yüze görüşebilmek için önceki gün Kocaeli'nden İstanbul'a geldi. Erkan, o kadar heyecanlıydı ki, "Gece uyumak istemiyorum. Uyursam buluşma gerçekleşmeyecekmiş gibi geliyor" diyordu. Hatta, yeniden Bill Clinton'ın burnunu sıkmanın hayalini kuruyordu ve ekliyordu: "Bebekken yaptığımı hatırlamıyorum, şimdi bilinçli olarak sıkacağım."
KORUMA ENGELİ...
Önceki gece Dedeman Otel'de kalan Işık ailesi, dün de konferansın yapılacağı Conrad Otel'in yolunu tuttu. Ancak Bill Clinton'ın, ABD Başkanı'yken kucağına aldığı Erkan, bu kez koruma engeliyle karşılaştı. Clinton'ın korumaları, 10 yaşındaki Erkan Işık'ı güvenlik gerekçesiyle, Bill Clinton'ın yanına yaklaştırmadı. Erkan da, ailesiyle birlikte konferansın bitmesini bekledi. Artık 10 yaşında bir çocuk olan Erkan, tüm çabalarına rağmen Clinton'la odasında baş başa görüşme şansını yakalayamadı ama konferans salonuna girerek konuşmasını uzaktan izledi. Clinton'a yazdığı mektubu ve bir dönem çok konuşulan fotoğraflarının çerçeveli bir kopyasını da yanında getiren Erkan, konuşmanın sonuna kadar umutlu bekleyişini sürdürdü. Ve bu bekleyiş sonucunu verdi. Clinton'ın konuşması bitince, organizasyona ev sahipliği yapan Sinpaş'ın yetkilileri Erkan Işık'ı kürsüye çağırdı. Erkan da, çerçeveli fotoğrafla beraber Clinton'ın yanına gitti. Burada çok sıcak bir an yaşandı. Bill Clinton, fotoğrafa baktıktan sonra Erkan'a sarıldı ve burnuna dokunarak o anı hatırlattı. Erkan Işık da boş durmadı ve 10 yıl aradan sonra Bill Clinton'ın burnunu bir kez daha sıktı. Bu hareket, Bill Clinton'ın kahkahalarla gülmesine yol açtı.
KİRVEM OLUR MUSUN?
Erkan daha sonra yazdığı mektubu verdi ve tercüman aracılığıyla kızı Chelsea'ye selam söyledi. Küçük Erkan, Bill Clinton'ın seneye yapacağı sünnet düğününde kirvesi olmasını da istedi. Erkan, mektubunda ise şu ifadelere yer verdi: "Bu mektubu annem ve babam görmeden, gizli gizli yazdım. Clinton Amca, senin burnunu sıktım diye herkes bana 'Erkan Bebek' diyor. Gazeteciler peşimi bırakmıyor. Ama benim ne güzel giysilerim, ne de bilgisayarım var. Babam alamıyor. Çünkü bir işi ve parası yok. Çok borcu varmış, öyle diyor. Bana ve kardeşlerime hiçbir şey alamıyor. Evimiz de yok. Sen büyük adamsın. Başkansın. Babama iş bulabilir misin? Sen bize ev alır mısın? O zaman babam kira parasıyla bilgisayar alır. Çok teşekkür ederim." Lüks konut ve ofis projelerini hayata geçiren Sinpaş Grubu'nun 35'nci yıl kutlamaları çerçevesinde düzenlediği "Sürdürülebilir Başarı İçin Liderlik" konferansına katılan Bill Clinton'ın mektubu alınca çok şaşırdığı öğrenildi.
MEŞHUR AMA PARASIZ
Baba Hacı Işık ise Erkan'ın meşhur olduğunu ama parasızlıkla mücadele ettiklerini söyleyerek, "Biz kimseden fazla bir şey beklemiyoruz. Sadece ayakta durmaya çalışıyoruz" dedi. Hacı Işık, aylardır işsiz olduğunu söyledi.
En ünlü bebekti
"Erkan Bebek" deprem olduğunda 7 aylıktı. Ailesi, evlerinde çatlaklar oluştuğu için prefabrik konutlara yerleştirildi. Yaklaşık bir sene prefabriklerde yaşayan Erkan ve ailesi, Bill Clinton'ın Doğukışla Çadırkenti'ne ziyarette bulunmasıyla, bir anda ilgi odağı oldu. Clinton elinde ABD bayrağı olan minik Erkan'ı görünce tüm protokol kuralları unutup, onu kucağına almaktan çekinmedi. Henüz 7 aylık olan Erkan da, Clinton'ın burnunu elleyerek, bir anda dünyanın en ünlü bebeği haline geldi. Yaklaşık 10 yıldır, her 17 Ağustos'ta ilgi odağı olan Erkan Işık da, kendisine sahip çıkan ismin Kadir Has olduğunu anlattı. Kadir Has'ın, Bill Clinton'la fotoğrafı yayınlandıktan sonra Erkan'ın hayatı boyunca tüm eğitim masrafını karşıladığı öğrenildi. Şu anda Kadir Has Vakfı tarafından, Özel Muhsinler Koleji'nde okutulan Erkan Işık'la ilgili, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de, Clinton'a bir mektup yazmıştı. Demirel, mektubunda, "Sayın Başkan, Erkan Bebek'i merak etmeyin. İşadamlarımızdan Kadir Has, tüm eğitim masraflarını karşıladı" demişti.
Gül KİREKLO/Sabah
Konuyla ilgili basında yer alan diğer haberler
Yine burnunu sıktı bu sefer burs kaptı
Marmara depremi sonrasında Türkiye'ye yaptığı ziyarette Clinton'un burnunu sıkan ‘Erkan bebek', dün de Sinpaş konferansına gelen Clinton'u ziyaret etti ve yine burnunu sıktı. Sinpaş, Erkan'a burs verecek
Eski ABD Başkanı Bill Clinton'ın, İstanbul'da verdiği konferans, 10 yıl önce Marmara depreminin ardından Kocaeli'ni ziyaretinde burnunu sıkan ‘Erkan bebek'le buluşmasına sahne oldu. Clinton, Sinpaş'ın 35'inci yılı dolayısıyla düzenlediği “Sürdürülebilir Başarı İçin Liderlik” konulu “Bosphorus Conference” için İstanbul'a geldi. Clinton'a sürpriz yapmak isteyen Sinpaş Yönetim Kurulu Başkanı Avni Çelik, konferansa, ‘Erkan bebek' olarak ünlenen Erkan Işık'ı da davet etti.
Clinton'ın burnunu sıktığı günün gazetesini çerçeveleten Erkan Işık, bunu Clinton'a armağan etti. Duygulandığı gözlenen Clinton da eğilerek Erkan Işık'ın yeniden burnunu sıkmasına izin verdi ve “Erkan burnumu ilk sıktığında onun için ‘cesur bebek' demiştim. O fotoğraf hâlâ evimin duvarında asılı. Bugün de cesaretinden dolayı onu tebrik ediyorum” dedi.
Avni Çelik de Sinpaş'ın halen 350 öğrenciye burs sağladığını belirterek, “Erkan Işık'ın da üniversiteyi bitirinceye kadar tüm eğitim masraflarını üstleniyoruz, bu konuda Clinton'a söz veriyoruz” dedi.
400 bin dolara konuştu
Konferanstaki konuşması için 400 bin dolar alan Clinton, Türkiye'nin yakın gelecekte izlemesi gereken politikalara ilişkin görüşlerini şöyle sıraladı:
“Türkiye Avrupa Birliği konusunda ne yapacağına karar vermeli. Kıbrıs'ta kabul edeceği şartları belirlemeli. Kürt meselesinde umudunu ne kadar muhafaza edebileceğini saptamalı. Biz bazı anlaşmalar için ‘suya düşmüş anlaşma' deriz. İnsanlar bu anlaşmaları önce imzalarlar sonra da ‘Allah kahretsin, ben ne yaptım' derler. Ermeni açılımının suya düşmüş anlaşma olup olmadığı önemli. Türkiye, ekümenikliğin avantaj olup olmadığına da karar vermeli. Çünkü Türkiye'deki ortodokslar Rusya'nın etkisine girebilir.”
Çelik: Korkunun yerini umut aldı
Sinpaş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Avni Çelik, küresel krizde korkunun yerini umuda bıraktığını söyledi. Türkiye'nin son dönemde bölgesel liderlik adına önemli adımlar attığını belirten Çelik, “Ülkemizi yönetenlerin gayretlerini sevgiyle destekliyoruz” dedi.
Clinton'un Türkiye'de çok sevildiğini belirten Çelik, Clinton' a hitaben, “Yeniden siyasete atılsanız ve Türkiye'ye bir sandık konulsa size çok oy çıkar” deyince, Clinton şunları söyledi:
“Allah'tan başkanlık süresi konusunda bir sınırlama var, yoksa oradan beni tabutumla çıkarırlardı. Başkanlığı çok seviyordum. Ama şimdi siyaseti, eşime (Hillary Clinton) ve Obama'ya bıraktım.”
‘AB, Türkiye'yi almalı, üçüncü kutup olmalı'
Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, dünyanın ABD ve Asya merkezli iki kutuplu bir hal aldığını, dengenin sağlanması için Avrupa'nın da üçüncü kutup olması gerektiğini ancak bunun için Türkiye'ye ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Schröder, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olmak için ilk başvurusunun üstünden 40 yıl geçtiğini hatırlatarak, “Avrupa ahde vefaya uygun davranmalı ve Türkiye'yi tam üye olarak kabul etmeli” dedi. Schröder, “Nüfusu 10 yıl içinde 100 milyona ulaşacak Türkiye'nin doğusu ile batısı arasında gelir uçurumu var. Bazı AB politikacıları, Türkiye AB'ye alınırsa Avrupa'ya bir insan akını olmasından endişeleniyor” dedi.
Schröder, “siyasi yaşamına kendi tercihiyle mi son verdiği” sorusunu, “Açıkça itiraf edeyim, 'siyaset artık yetti' demedim, 2005 yılında istifa ettiğim zaman seçmene kulak verdim. Seçmen, 'istifa et' diye sinyal verdi” diye yanıtladı. Siyasetten ayrıldıktan sonra muhakkak başka bir meşgale edinilmesi gerektiğini dile getiren Schröder şöyle dedi: “Aileniz sizi 24 saat evde görmeye başlıyor. Evde birbirinize giriyorsunuz. Avukatlığa dönemezdim, çok uzun zaman oldu. O yüzden şimdi şirketlere danışmanlık yapıyorum.”
İş dünyasının büyük ilgi gösterdiği konferansa TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile “Ergenekon” soruşturmasını yürüten savcı
Zekeriya Öz de katıldı.
Milliyet
Erkan, Bill Clinton'un burnunu yine sıktı
Eski ABD başkanı Bill Clinton, Türkiye'nin dünya için eskisinden çok daha fazla önemli olduğunu, 10 yıl öncesi ile kıyasladığında dünyada oynadığı rolün büyüdüğünü söyledi.
17 Ağustos 1999 depremi sonrası Türkiye'ye geldiğini ve 5 gün kaldığını hatırlatan Clinton, "Bu gezim Türkiye'nin ABD açısından ve 21. yüzyıl dünyası açısından ne kadar önemli olduğunu bana bir kez daha gösterdi. Bugün, Türkiye'nin eskisinden çok daha fazla dünya için önemli olduğuna inanıyorum." dedi. Türk inşaat şirketi Sinpaş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı'nın 35. kuruluş yılı olması nedeniyle İstanbul'da düzenlediği "Sürdürülebilir başarı için liderlik" konulu toplantıya eski ABD başkanı Bill Clinton ve eski Almanya başbakanı Gerhard Schröder konuşmacı olarak katıldı. Sinpaş GYO Yönetim Kurulu Başkanı Avni Çelik'in sorduğu, "Bir şimdi, bir de on yıl önce Türkiye'ye geldiniz. Neler değişmiş?" sorusuna Clinton, "Çok daha müreffeh. Dünyada oynadığı rol daha da büyüdü. Yanlışlara daha eleştirel bakmaya başladı. İşbirliği kabiliyeti güçlendi. Bu, bence büyük bir çığır." cevabını verdi.
"Ben Türkiye'nin eskisine göre dünya için çok daha önemli bir konuma geldiğini düşünüyorum. Türkiye'nin 21. yüzyıla damgasını vuracağını biliyorduk." diyen ABD'nin 42. başkanı Bill Clinton, Türkiye'ye övgüler yağdırdı. Clinton, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan çok iyi bir iş başardı. Laik tarafını muhafaza ederek, iyi bir idare örneği sergiledi. Hem de topluma hiçbir şeyi empoze etmeden. Bu, gerçekten önemli. Biz ABD'de 120 yıldır bu geleneğin oluşması için uğraş verdik." dedi.
Küresel krizin gelişmekte olan ülkelerin önemini ortaya çıkardığını ifade eden Clinton, G-8 oluşumunun gelişmekte olan ülkelerle birlikte G-20'ye dönüşmesinin önemli olduğunu söyledi. Clinton, Türkiye'nin ABD'ye daha fazla mal satması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği için ise Clinton, "Türkiye, Avrupa Birliği'ne girerse gayri safi milli hasılası yükselecek ve kimse göç etmek istemeyecek. Avrupa, bu gerçeği keşfetmeli." diye konuştu.
Almanya'nın 7. başbakanı Gerhard Schröder, sözlerine, "Avrupa Birliği, Türkiye'nin siyasi, ekonomik ve kültürel zenginliği olmaksızın dünyada ne denli kalıcı rol oynayabilir?" diye başladı. Tam üyeliğin Türkiye'ye 63 yıl önce Avrupa tarafından verilmiş bir söz olduğunu hatırlatan Schröder, "Avrupa'nın ahdevefa ilkesine uymasını beklemek Türkiye'nin hakkı." dedi. Avrupa Birliği'nin, Arap dünyasına ulaşmak için Türkiye'nin üyeliğine ihtiyacı olduğunu belirten Schröder, "Türkiye'nin AB'ye girişi AB'nin güvenliği açısından faydalar getirecektir. Türkiye tam üye olduktan sonra Müslüman dünyasına modern olma noktasında taşıyacakları önemlidir." diye konuştu. Schröder, Almanya'daki yeni hükümetin, Türkiye'nin AB'ye girişinin sadece Türkiye, Türk halkı için değil, aynı zamanda Avrupa için çok önemli olduğunu fark edeceğini söyledi.
Küresel krizden çıkış için ülkelerin bir araya gelmesi gerektiğine işaret eden Schröder, "Devletler bankalar ve sigorta şirketlerinin güvenini yeniden inşa etmeli. Kredi piyasaları yeniden ivme kazanmalı, yoksa negatif ortamların iyileştirilmesine katkı sağlayamazlar. İç ekonomiler yeniden canlandırılmalı." diye konuştu. Krizin henüz geçmediğini anlatan Schröder, "Dünya ticareti yüzde 30 küçüldü. Küresel krizin tsunami etkisinin geçtiğini söyleyenler yanılıyor. Tsunaminin gerçek etkisi dalgalar geri çekilince ortaya çıkar." diye konuştu.
Şirketinin 35. yılını Clinton ve Schröder'in katıldığı toplantıya ev sahipliği yaparak kutlayan Avni Çelik ise, "Türkiyeliler sadece son 80 yıla değil, geçmiş bin yıla aidiyet hissederse çok başarılı öyküler anlatabilir. Biz gücümüzü ve kimliğimizi buradan aldık." dedi. Sinpaş, 1999 depremi sonrası Clinton'un burnunu sıkan Erkan Işık ile 10 yıl sonra yeniden başkanı buluşturdu. Konuşurken yine Clinton'un burnunu sıkan Erkan'a, başkan bu kez Erkan'ın burnuna dokunarak cevap verdi. Sinpaş, Erkan Işık'ın üniversiteyi bitirine kadar olan eğitim masrafını üstlendi.
Zaman