Genel

Ertuğrul Günay: AKM'nin kapanması bizim için üzücü bir olay

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay "AKM'nin kapanması bizim için üzücü bir olay. Kültür ve turizm o kadar iç içe ki birbirinden koparmak çok zor. Turizmden gelen gelirle kült&

"Kültür ve turizm o kadar iç içe ki birbirinden koparmak çok zor. Turizmden gelen gelirle kültür varlıkları desteklensin diye düşünülmüş. Tek bir bakanlık olması yorucu ama faydalı, koordinasyon hızlanıyor. "
 
"Korsan yayın konusunda mevzuatımız iyi, ama uygulamada sorunlar yaşanıyor. Fikri hak kavramı Türkiye'de pek yerleşmiş değil. Bunun bir emek hırsızlığı olduğunu anlatmamız lazım. Emniyet yakalıyor, ama yargı karar vermekte yavaş. "

"İstanbul AKM'nin hâlâ kapalı kalması, bizim aradığımızın tam tersine bir sonuç. Evet, çok üzgünüm, bu iki buçuk yıl içinde beni en çok üzen hadise. Bu konuda her türlü çözüm önerisine açığım. "

Geçen hafta Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'la son yıllarda gündemde olan kimi konulan konuşma olanağı bulduk. Kimi konulan derken, turizmden çok kültürle ilgili bazı tartışmalı konulann, bazı beklentilerin yanıtlanm kendisinden dinledik. Topkapı Sarayı içinde, Abdülmecid zamanında Sarkis Balyan tarafından yapılan ve en son padişah köşkü olan Mecidiye Köşkü'ndeki görüşmemizde Günay, kültür ve turizmin tek bir bakanlıkta toplanmasından 'korsan' yayıncılıkla mücadeleye, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nin hâlâ kapalı olmasından müze ve ören yerlerinin satış noktalan ve gişe sistemlerinin özelleştirilmesine, Ayazağa Kültür Merkezi projesinin ne zaman gerçekleşeceğine ilişkin sorulanınızı yanıtladı.

- Yanılmıyorsam, ilk Kültür Bakanlığı 12 Mart döneminde Nihat Erim hükümetiyle kuruldu, Talat Halman ilk Kültür Bakanı oldu. O tarihten bu yana Kültür ve Turizm bakanlıkları zaman zaman birleşti, zaman zaman ayrıldı. Son olarak, 2003'te bu iki bakanlık yeniden birleştirildi. Pek çok ülkede Kültür Bakanlığı ayrı bir bakanlık olarak işlev görüyor. Türkiye'de de ayrı bir bakanlık olması daha sağlıklı sonuçlar vermez mi?

Böyle bir tez var. Turizm dünyasının içinde olanlar da Kültür Bakanlığı ile birlikte olmaktan çok hoşnut değil. Kültür tarafı turizmcilerden zaten hoşnut değil. îki tarafm da aynşma konusunda çeşitli iddialan vardı, ben konuyu önce ne kadar ilişkisi var çerçevesinde irdelemeye çalıştım. Kültür, yemek yeme tarzımızdan tutun da kültür varlıklarımıza, müziğimize kadar pek çok şeyin bütünü. Bir yandan da turizm ülkesi olmaya çalışıyoruz. Ki bu istihdam açısından, toplumsal banş açısından çok önemli. Turizmin sunumu kültür, ama turizm içinde ne sunacağız? Sanat etkinlikleri, arkeolojik değerlerimiz, doğamız, müziğimiz, güzel sanatlarımız. Kültür ile turizm o kadar iç içe ki birbirinden koparmak çok zor. Birleştirilirken şöyle düşünülmüş: Turizmden gelen gelirle kültür varlıkları desteklensin. Kültür varlıkları desteklendiği ölçüde de turizmin marka değeri yükseliyor. Böyle bir iç içelik var.

BUROKRAT1K ENGELLER

- İki bakanlığın bir arada olma-sı bürokratik engelleri hafifletiyor mu?

Bu aslında iki bakanlık. Birbirine alışmakta güçlük çeken iki bürokrasi vardı. Yeni yeni uyum sağlamaya başladılar. îki bakanlık olduğu için bizimki birçok bakan arkadaşımızın yükünden çok daha ağır. Ama ben turistimi müzeye götürmezsem ören yerine götürmezsem, sadece deniz kıyısında güneşletip gönderirsem, burasının Türkiye olduğu çok fark edilmeyebilir. Ama mutfağıma sokabilirsem, müziğimi dinletebilirsem, bir sanat etkinliğine götürebilirsem Türkiye turizmi farklı olmaya, bir marka olmaya başlar.
Yükü ağır olmakla birlikte iki ba-kanlığı beraber çalıştırmakta fayda var, çünkü biz şimdi tek parti iktidarı olmamıza rağmen bir bakanlığın başka bir bakanlıkta işi varsa 3 ay, bir başka bakanlığın kapısında dert anlatmak için 3 ay bekliyorsunuz. Turizm ve kültür o kadar iç içe ki her dakika birbirine gidip gelinecek. O zaman tek bir bakanlık, tek bir otorite altında olmasının yorucu olmakla birlikte faydası var, koordinasyon hızlanıyor.

AKM PROJESİ

- İstanbul'daki Atatürk Kültür Merkezi'nin yeniden hizmete açıl-ması konusu kilitlenmiş gibi görünüyor. Ne düşünüyorsunuz?

Çok üzgünüm. AKM'yi kapatırken 2008 sanat mevsiminin sonunda içine girilsin, bir an önce tamirat yapılsın ve 2010'un başlangıcında perde açılsın istiyorduk. Arkadaşlarımızı boşalttık, Tekel tiyatro binasına götürdük, orada prova yaptırdık. Süreyya Operası'nı, Haliç Kongre Merkezi'ni kullanmalarını sağladık bir an önce içine tadilat girsin diye. Tadilat projesini bu konuda en uzman bilinen Tabanlıoğlu firması üstlendi. Ki daha önce müellif sıfat taşıyan arkadaşımızın devamı. Çok güzel projeler yaptılar, kurullardan geçti.

- Nasıl bir projeydi bu?

Girişinde gençlerin buluştuğu ka-feterya, kitap üniteleri vs. Tepesinde prestijli bir lokanta, boyahanesi dışarda, üniteleri genişlemiş, ısıtması soğutması modernleşmiş bir çağdaş sanat merkezi. Ve ana bina korunuyor. Ne yazık ki Kültür Sanat-Sen'deki arkadaşlarımız yargıya gittiler. Bu fuayenin herkesin toplanacağı bir yer olmasına itiraz ettiler, Taksim'i buluş-ma yeri mi yapıyorsunuz dediler. Halbuki keşke gençler bir sanat merkezinin girişinde buluşsa. Tepesindeki prestijli lokanta için, istanbul'un zenginlerine lokanta mı yapıyorsunuz dediler. Ve maalesef konunun uzmanı olmayan idare mahkemeleri de verdiler kararı, iptal ettiler.

2010 İLE SORUN

- Sanırım, istanbul 2010 Kültür Başkenti Ajansı ile de sorun çıktı...

70 milyondu iş bedeli ihale. Yer teslim safhasında durdu. Ondan sonra yeni proje yaptık, yeniden itiraz edildi. Yargının itiraz ettiği konulan çıkaran bir proje yaptık, fakat Ajans'a götürdük yeni projemizi, tabii çok zaman kaybettik. Ajans da böyle basit bir onanm projesine 50 milyon verilir mi diye itirazda bulundu. O basit tadilat bile 50 milyona çıkıyor, halbuki 70'e pınl pırıl bir mekân çıkacaktı ve muhtemelen şimdi kullanılıyor olacaktı. AKM'nin hâlâ kapalı kalması bizim aradığınızın tam tersine bir sonuçtur. Evet, çok üzgünüm, bu iki buçuk yıl içinde beni en çok üzen hadise. Bu konuda her türlü çözüm önerisine açığım, ama şu anda o 50 milyonu bulmakta zorlanıyorum, Ajans da böyle bir tavır içinde, orada kilitlendik.

AYAZAĞA'DÂ GÜVENLİK GEREKÇESİ

Ayazağa Kültür Merkezi'nin, yeni projesiyle, İstanbul'un kültür yaşamına önemli bir katkı sağlaması bekleniyor. Projenin, ya nı başında Harp Akademileri bu nduğu için 'güvenlik gerekçe si'ne takıldığı söyleniyor...

Harn Akademileri ile smır Daha önce Harp Akademileri ko-mutanlarından bana da orada çok kaba bir yapı olduğu itirazı gelmişti. O kaba yapıyı toprağa gömüyoruz.
Çok amaçlı etkinlik salonu, 1000 kişilik bir senfoni salonu vs. Çok güzel bir kültür merkezi. Proje geçti kurullardan.

Dedim ya, bir bakanlığın diğer bakanlıktan iş çıkarması üç ay sürüyor. Ucunda Maliye Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı veya Dışişleri Bakanlığı oluyorsa süre üçe katlanıyor.

Bugünlerde Genelkurmay'dan olumlu bir işaret aldım, sanırım bir ay içinde bitmiş olacak, kazma vurulacak. Genelkurmay'dan güvenlik açısından olur çıktığı an oraya kazma vuracak durumdayız. Ayazağa beni çok heyecanlandıyor, 20 yıldır bitmez tükenmez bir hikâyeydi. Ciddi bir kaynak, ciddi bir proje çıktı, fakat aylardır bir belge bekliyoruz.

- Müzeler ve ören yerlerindeki kimi özelleştirme çabalarına bazı eleştiriler var...

Müzelere ve ören yerlerine önem veriyoruz, çünkü Türkiye'nin marka değerini yükseltecek. Anadolu'da onlarca katman var ve o katmanların hepsi bizimdir diye düşünüyorum. Hiç ayrım yapmaksızın hepsi bizimdir, hepsini insanlık adına sahiplenelim, insanlık adına sunalım, bu Türkiye'nin değerini çok arttıracak diye bakıyorum. Bize genel bütçeden kazılar için 500 bin TL aymlıyor, 20 milyona çıkarıyoruz biz bunu. Müzeler de öyle. Yeni müzelerimiz, son 10-15 yılda yapılanlar bile şu anda çöküntü durumda. Şimdi var olan müzeleri elden geçirelim, yeni müze projeleri yapalım diye uğraşıyoruz. Benim işim bütün bu alanlardaki hizmetin kalitesini yükseltmek. Bunu özel sektörle yaparım, yerliye yaparım, yabancıyla yaparım, önemli olan kalitenin yükselmesi.

- Satış noktalarından sonra gişelerin de özeUeştirilmesi için ne diyorsunuz?

Mesela Müze Kart, vatandaşımızın fiyat artışlarından etkilenmesini önledi. 20 lira ver, Türkiye'nin bütün müzelerini gez. Bu kartla mesela Topkapı Sarayı'na haftada 5 kez geliyor, eskiden hayatında 5 kere gelmiyordu. Müze Kart'tan iyi dönüşler aldık. Sonra satış mağazaları. Biz burada 5 lira denetimi yapılan bir standart yakalamaya çalıştık. Böyle bir sistem kurulumu konusunda bir modernizasyon projesi açtık. Bu projeye birileri talip olacak, 50 yerde bu sistemi kuracaklar ve bunu da 180 gün içinde yapacaklar, ilanı yeni duyurduk, eylüle kadar süre verdik herkes hazırlansın diye. Eylülde değerlendireceğiz ve önümüzdeki yıl başlayacağız. Böylece gi-şelerdeki personelimizi güvenlik gibi başka yerlerde değerlendireceğiz. Çağdaş modem bir gişe sistemi kuracağız. Tabii orada asgari bir ciro şartı koyduk.

- Gişe geliri nasıl denetlenecek?

6 yıl sonra bu sistem tekrar bize geçecek ve tüm gişe gelirleri önce bize gelecek. Bütün gelirler DÖSÎM'e yatacak, DÖSÎM, firmaya anlaşma karşılığında her hafta payım ödeyecek. 6 yıl sonra ya tekrar ihale edeceğiz ya da biz işleteceğiz. Bu kaliteyi fevkalade yükselten bir şey olacak. Şartname açık: Bütün para bize gelecek, biz yaptığı işin karşılığında ona bir dönüş vereceğiz. Böylece hem personel tasarrufu, hem kaçak kontrolü, hem de seviye yükseltmesi sağlamış olacağız.
Cumhuriyet-Celal Üster