Eğitim

Ertuğrul Günay: İhtiyacımız olan yapıları MSB'dan alamıyoruz

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, "İhtiyacımız olan yapıları Milli Savunma Bakanlığı'ndan alamıyoruz" dedi

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Topkapı Sarayı'nın Gülhane Parkı, Sirkeci, Ahırkapı ve Bab-ı Hümayun arasındaki bütün mekanını 2 yıldır tarihi dokuyla bağdaşmayan yapılardan temizlemeye çalıştıklarını belirterek, sarayın devamı olan ve Milli Savunma Bakanlığı İç Tedarik Komutanlığının depo olarak kullandığı tarihi tescilli 4 yapıyı almak için mücadeleye devam edeceklerini bildirdi.

Bakan Günay, Topkapı Sarayı birinci avluda lokanta olarak restore edilen karakol binasında, Televizyon Yayıncıları Derneği Başkanı Hidayet Karaca ve yönetim kurulu üyeleriyle bir araya geldi.

Basına kapalı görüşmenin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Günay, fikri hakların korunması konusunda yeni bir çalışma yaptıklarını belirterek, çalışmada tarafları dinleyerek yol almaya çalıştıklarını söyledi.

Karakol binasının yıllardır bakımsızlık ve terk edilmişlik içinde bulunduğunu anımsatan Günay, mekanın onarımı sırasında arkeolojik bir park da ortaya çıktığını kaydetti.

Günay, zaman zaman basında Topkapı Sarayı'nda mekanın ciddiyeti ve önemiyle bağdaşmayan etkinlikler düzenlendiği şeklinde asılsız bazı iddiaların yer aldığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Eski yıllarda sarayın Bab-ı Hümayun, Bab'üs Selam ve Bab-ı Saadet adlı üç kapısı vardı. Birinci avlu, halkın toplanma, saraylılara derdini anlatma mekanıydı. Burada herhangi bir kutsal yapılaşma yok. Ancak önceki yıllarda Bab'üs Selam'dan içerideki alanda çeşitli etkinlikler, karşılamalar, törenler, toplantılar düzenleniyordu. Bunların hepsini ikinci alandan birinci alana, yani daha dış mekana aldık. Yani sarayın içinde yapılan bu tür etkinlikler sarayın serbestçe girilebilen, geçmişte atların ve at arabalarının bile girdiği birinci avlusunda yapılıyor."

-TOPKAPI SARAYI'NDAKİ ÇALIŞMALAR-
Kültür ve Turizm Bakanı Günay, Topkapı Sarayı'nın Gülhane Parkı, Sirkeci, Ahırkapı ve Bab-ı Hümayun arasındaki bütün mekanını iki yıldır tarihi dokuyla bağdaşmayan yapılardan temizlemeye çalıştıklarını bildirdi.

Bazı kamu kurumlarının geçmiş yıllarda hangi alanı ve binayı boş bulmuşlarsa ya yeni yapı yaptıklarını ya da eski yapıların içine girip yerleştiklerini anlatan Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İki yıldan bu yana ciddi bir düzenleme yapıyoruz. Tarihi doku ile bağdaşmayan yapıları yıkıyoruz, tarihi doku ile bağdaşan yapıları da tarihi amaçlara uygun biçimde kullanmak istiyoruz. Bu çerçevede Sağlık Bakanlığına ait Ahırkapı'daki Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesi kaldırıldı, turizm amaçlı olarak hizmete sunmak için çalışma yapıyoruz. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Matbaa-ı Amire ve Matbaa Anadolu Meslek Lisesi geçen yıl boşaltıldı ve bakanlık, Topkapı Sarayı'nın amaçları doğrultusunda kullanmamıza fırsat sağladı. Ulaştırma Bakanlığının eski telgrafhanesinin eklentilerini boşalttık. Sağlık Bakanlığının müdürlük ve park olarak kullandığı alanları boşalttık."

Dünyanın en büyük anıt müzelerinden biri olan Topkapı Sarayı'nın, Osmanlı İmparatorluğu'nun bütün hazinelerine ev sahipliği yaptığını vurgulayan Günay, hazineler arasındaki mücevherler, silahlar, kumaşlar, perdeler, kaftanlar, saltanat arabaları, dünyanın en zengin porselen ve çini koleksiyonunun depolarda
durduğunu anlattı.

Topkapı Sarayı'nın "anıt müze" olarak gezilmesi, teşhirin de çevredeki eklenti yapılarda yapılması gerektiğini kaydeden Günay, sarayın 2,5 milyon olan ziyaretçi sayısını 5 milyona çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.

-"MSB'DEN 4 BİNAYI İSTİYORUZ"-
Kültür ve Turizm Bakanı Günay, saray içindeki bütün zenginlikleri saray çevresindeki tarihi dokularda depolamayı veya teşhire çıkarmayı hedeflediklerini belirterek, sarayın Marmara Denizi cephesinde, Milli Savunma Bakanlığı İç Tedarik Komutanlığının depo olarak kullandığı tarihi tescilli dört yapı bulunduğunu bildirdi.

Binaları Milli Savunma Bakanlığından istediklerini anlatan Günay, şöyle devam etti: "Bunlar, iç avluları olan son derece büyük, önemli ve görkemli yapılar. Şu ana kadar mesafe alamadığımız tek kurum Milli Savunma Bakanlığı. Bunlar silah, mühimmat deposu değil, bot, battaniye, iç çamaşırı gibi malzemelerin depoları. Bu kadar önemli bir mekanda, coğrafyada, tarih merkezinde, tarihi tescilli yapıları İç Tedarik Komutanlığının bot, battaniye deposu olarak kullanması hangi akıl, izan ve vicdanla izah edilebilir? Hepinizin takdirine sunmak istiyorum. Bu konuda ciddi kamuoyu desteğine ihtiyacımız var. Şu anda Topkapı Sarayı'nda kumaşlarımız, kaftanlarımız, silahlarımız depoda. Silahlarımız depolama koşulları iyi olmadığı için ciddi bir tahribat altında. Bu depoları da Topkapı Sarayı'nın kullanım alanına katabilirsek, tarihe ve ülkemize karşı çok ciddi bir görevi yerine getirmiş olacağız. Bu konuda sorgulamanızı sona erdirmezseniz hepinize ülkem adına minnettar kalırım."

-"DEPOLARA ACİL İHTİYACIMIZ VAR"-
Bakan Günay, bir gazetecinin, "Milli Savunma Bakanlığından talebinize bir yanıt geldi mi?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Milli Savunma Bakanlığından şu ana kadar olumlu bir yanıt gelmedi, olumsuz yanıt geldi ama ben olumsuz yanıtları kabul etmem. Olumlu yanıt gelmesi konusunda taleplerimizi tekrar ettik. Depolara acil ihtiyacım var. Bunlar tescilli varlıklardır ve Topkapı Sarayı içinde ne varsa bizim kullanmamız gerekiyor. Tarihi ürünlerimiz ciddi bir eskime, çürüme, yok olma, kayıttan, envanterden düşme tehlikesi yaşıyor. Tescilli yapılar Topkapı Sarayı'nın devamı yapılardır, başka bir kurumun depo olarak kullanması tarihe karşı haksızlıktır. Bizim ihtiyacımız olan yapıları alamadığımız tek kurum, Milli Savunma Bakanlığıdır."

-"UMURSAMAZLIK GÖSTERME HAKKI YOK"-
Milli Savunma Bakanlığının depo olarak kullandığı dört bina olduğunu belirten Günay, tescilli tarihi bu yapıların arkasında da tarihi doku ile bağdaşmayan Koruma Kurulu tarafından acilen kaldırılması gerektiği söylenen eklenti, baraka, salaş yapılar bulunduğunu söyledi.

"Dünyada hiçbir kurumun böylesine tarihi bir mekanda tarihe duyarsızlık, ilgisizlik, umursamazlık gösterme hakkı yoktur" diyen Günay, tarihi objeleri kurtarmak için depolara ihtiyaçları olduğunu, Milli Savunma Bakanlığının başka bir yeri depo olarak kullanabileceğini kaydetti.

Günay, "Buraları mutlaka alacağız. Bu benim kişisel ısrarım değil, tarihin bize dayattığı temel bir görevdir. Vatanseverliğin gereği de budur" dedi.

-"BÜROKRASİNİN PARTİSİ OLMAZ"-
Kültür ve Turizm Bakanı Günay, toplantı sonunda beraberindekilerle Topkapı Sarayı'nda incelemelerde bulundu.

Günay ve beraberindekiler, Milli Savunma Bakanlığına ait dört depoyu gören bir tepenin üzerine geldi. Burada incelemelerde bulunan Günay, bir gazetecinin "Milli Savunma Bakanı ile aynı partidensiniz, sorun nedir?" sorusu üzerine, konunun partiyle ilgisi bulunmadığını belirterek, her kurumun elindeki yapıyı kullanmaya devam etmeyi kolaylık saydığını söyledi.

Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğünü tarihi binadan sonraki dönem binasına taşıdıklarını anlatan Günay, "Aynı gayreti başka kurumlar da gösterecek. Kimse kendini rahata ve rehavete salmayacak. Bürokrasinin partisi olmaz" dedi.

Depolardan birini Milli Savunma Bakanlığı ile ortaklaşa kullanabileceklerini belirten Günay, "TSK'nın mehter bölüğü Türkiye'deki mehter bölükleri içindeki en vasıflısı. Onun da Harbiye'den buraya gelmesi, daha sık gösteri yapması tarihi dokuya çok daha fazla uyabilir. Bir yapıyı ortak kullanabiliriz, birini teşhir için, ikisini de depo için kullanabiliriz. Böylece Topkapı'nın depo ve teşhir imkanları rahatlamış olur" diye konuştu.

-AYA İRİNİ VE AYASOFYA'YI BAĞLAYAN SARNIÇ-
Bakan Günay, Karakol lokantası ve çevresini de gezdi. Onarım sırasında Aya İrini Müzesi'nin devamı olan yapılar ile lokantanın bahçesinde Ayasofya Müzesi ile bağlantılı olduğu düşünülen ve bir kayık ile gezilebilecek sarnıcın ortaya çıkarıldığını bildiren Günay, sarnıçta durdurulan kazılara gelecek yıl devam edileceğini kaydetti.

-"TÜRKÜ DE ŞARKI DA SÖYLEMEK CAİZDİR"-
Daha sonra Aya İrini Müzesi'ni gezen Günay'a, Televizyon Yayıncıları Derneği Başkanı Hidayet Karaca, alkışla mekanın akustikliğini göstermek istedi.

Bunun üzerine gazeteciler, akustiği ölçmek için Bakan Günay'dan bir "Dersim türküsü" söylemesini istedi.

Günay, "Ben sadece Ordu'nun derelerini bilirim" diyerek espri yaptı ve türkü söylemedi.

Dernek yönetim kurulu üyelerinin doğaçlama yapmasını istediği TV 8 Genel Müdürü Abiş Hopikoğlu, Günay ile müzenin sahnesine geçti.

Günay, burada bir gazetecinin, "Burada şarkı, türkü söylemek caiz mi?" sorusu üzerine "Aya İrini'de şarkı da türkü de söylemek caizdir. Osmanlı musikisi ile Doğu-Roma musikisi arasında çok yakın bir müzikalite ilişkisi var. Burada her şey söylenebilir" dedi.

Abiş Hopikoğlu da "Sektörden beni çabuk silmenin yolu olarak beni buraya çıkardılar" derken, Günay da "Yok sizi parlatıyorlar" esprisini yaptı.

Hopikoğlu, daha sonra Aya İrini Müzesi ve tarih üzerine doğaçlama bir şiir okudu.
AA