Esenler'e Kentsel Dönüşüm Müzesi geliyor!
Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu, müzede kentsel dönüşüm çalışmaları sırasında yıkılan binaların nasıl yapıldıklarını göstermek için binalardan çıkan malzemeleri ve binaların eski ve yeni hallerini sergileyeceklerini söyledi..
Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu, ilçede 10 bin konutluk kentsel dönüşüm projelerinin devam ettiğini belirterek, "İlçemiz kentsel dönüşümle birlikte anılıyor. Bu sebeple bir Kentsel Dönüşüm Müzesi kurmaya karar verdik" dedi.
Müze önerisini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na ilettiğini kaydeden Göksu, şunları söyledi: "Müzede, kentsel dönüşüm çalışmaları sırasında yıktığımız binaların nasıl yapıldıklarını göstermek için o binalardan çıkan malzemeleri sergilemek istiyoruz. İnsanlar yıllar sonra gelip görsünler. Ayrıca dönüştürülmüş mahallelerin eski ve yeni hallerini de bu müzede sergileyeceğiz.
Yıllara sari olarak bu değişimi gözönüne sermek istiyoruz." Esenler'de 27 bin binada 146 bin bağımsız bölüm bulunduğunu, bağımsız bölümlerin yaklaşık 20 bin tanesinin işyeri, kalanının mesken olarak kullanıldığını belirten Göksu, şöyle konuştu: "Esenlerin tarihi 550 yıl öncesine dayanıyor ancak buradaki yapılaşma ise 40 yıl önce başlıyor. Burası şehirleşme evresinde her şehrin yaşadığı sorunları yaşamış bir ilçe. Buradaki çarpık yapılaşmanın 30 yıllık geçmişi var. Çok kısa bir süre içinde çarpık yapılaşma sonucunda bu tahribat yaşanmış. Şu duruma bakın ki 30 yıllık şehri yıkıp yeniden yapmaya çalışıyoruz. Oysa şehirler zaman kavramı olmayan mekanlardır."
'Üçte biri yenilenecek'
Esenler için yeni projeler hazırladıklarını, bu projelere seçimden sonra devam edeceklerini kaydeden Göksu, şu bilgileri verdi: "Esenler'i 4 yılda, dönüşümün hissedildiği bir şehir haline getireceğiz. Dönüşümde hedefimiz yüzde 30-40 oranına ulaşmak. Dönüşüm kapsamında yıkılan konut sayısı 6 binleri geçti. Vatandaş dönüşümü artık kendisi talep ediyor. Eskiden, 'Evimi yıkarsan oy yok' derlerdi, şimdi, 'Evimiz yıkmazsan oy vermem' diyorlar. Dönüşümdeki ilk etap konutları teslim ettik. Peyderpey diğer etapları da teslim ederek bu yenileşme hareketini devam ettireceğiz."
'Yeşil alanlar 3 kat arttı'
Esenler'de 2009 yılında kişi başına 0.3 metrekare yeşil alan düştüğünü anlatan Göksu, şunları söyledi: "Şu anda kişi başına yeşil alanda 1 metrekareye çıktık. Bunu İstanbul'un en yoğun nüfusuna sahip ilçesi olmamıza rağmen başardık. İstanbul genelinde bir kilometrekarede 13 bin 300, bizde ise 68 bin kişi yaşıyor.
Bir metrekare Hazine malının olmadığı, her şeyin kamulaştırılarak yapıldığı bir ilçeyiz." Kentsel dönüşümde İstanbul'un bütününde ilave kat vererek çözüm üretilemeyeceğini kaydeden Göksu, şöyle konuştu: "Bizim tek bir kentsel dönüşüm formülümüz yok. Bir yerde ilave kat veriyoruz, bir başka yerde ise konutu teslim ediyoruz ve vatandaş bize maliyetini 10 yılda ödüyor. Çok yüksek katlı konutlar yaşam alanı olarak kullanışlı değil. Esenler'de bizim en düşük kat sayımız 5.6... Esenler'in şartları çok özel. Biz kentsel dönüşümü, vatandaşı mağdur etmeyecek, güvenli, konforlu ve yerinde dönüşüm şeklinde yapıyoruz." Esenler'de dönüşümün önemli bir avantajı olduğunu vurgulayan Göksu, şu bilgileri verdi: '5 yıl sonra 10 bin TL' "Esenler'de bir iyileştirme yaptığınızda evin değeri 4-5 kat artıyor. 2009 - 2010 yıllarında ilçedeki evlerin ortalama metrekare birim fiyatı 800 - 1000 liraydı. Şimdi ara sokakta metrekare fiyatları 2 bin 500 liradan başlıyor, 4 bin 500 liraya kadar çıkıyor. Çünkü şehir kabuğunu kırdı. İstanbul'un saklı bahçesi gibiydik o bahçeyi açmış olduk. Ben iddia ediyorum ki önümüzdeki 5 yılda ilçemizdeki evlerin metrekare birim satış fiyatı 10 bin liraya ulaşacak. Böylesine iddialıyız."
365 çocuk 365 hayal
Her gün bir çocuğun hayalini gerçekleşitirdiklerini belirten Tevfik Göksu, şunları söyledi: "365 Gün 365 Çocuk diye bir projemiz var. Her gün bir çocuğun hayalini gerçekleştiriyoruz. Onlar talep ediyor, talep ettiklerini biz yerine getiriyoruz. Her çocuğun hayali farklı. 'Keşke annem tedavi edilse' diyen de var, 'Bisikletim olsa' diyen de... Anneyi tedavi ettiriyoruz. Bisiklet veriyoruz.
'Şuna binsem', 'Şuraya gitsem' diyen de oluyor. Ne isterlerse yapıyoruz. Çocuklar bize başvuruyor, taleplerini bildiriyor, biz de talep ettiklerini yapıyoruz."
İlacımı getir gezmeye götür
İlçede bakıma muhtaç ve yaşlı kişilere yardım etmek için bir ekip oluşturduklarını kaydeden Göksu, şu bilgileri verdi: "Bakıma muhtaç yaşlı kişilerin evini temizliyoruz, ütüsünü yapıyoruz, yemeğini veriyoruz, haftada üç gün de sohbete gidiyoruz.
Gönüllülerimiz var, sohbete onlar gidiyor. Şimdi de hayat butonu koyduk. Bu insanların bir kısmı telefon çeviremiyor. Bir düğme koyduk. İhtiyacı olunca basıyor, bu tarafta da bilgisayarda görünüyor. Ne istediklerini soruyoruz.
'İlacımı getir, yemeğimi getir' dediklerinde motorize ekip hemen götürüyor. 'Gezmeye götür' dediğinde alıp gezmeye götürüyoruz. Bütün mesele bu insanların kapısının zilini çalmak."
'KAPI KAPI DOLAŞARAK GENÇLERE İŞ ARIYORUZ'
Şehirde yaşayanların aidiyet duygularını pekiştirmek için çeşitli ekonomik tedbirler aldıklarını belirten Tevfik Göksu, şu bilgileri verdi: "Her şehirde yaşanması muhtemel olan yoksulluğa çeşitli çözümler geliştirdik. Burada kronik yoksulluk dediğimiz, biz el atmadığımız sürece yaşama şansı olmayan, fakru zaruret içinde bulunan insanların sorunlarını belediye olarak bizim bir şekilde çözmemiz lazım. Bu insanlar hiçbir şekilde yardım alma ihtimali olmayan insanlar. Bu aileleri varlıklı ailelerle kardeş yaptık. Zengin aileye dedik ki, 'Sen bu aile ile ilgilenceksin.' Bu ailenin durumunu takip et ama onlar seni tanımasın. Buna böyle bir çözüm geliştirdik. Bir de anlık yoksulluk var.
İnsanlar işleri nedeniyle anında bir krize girebiliyor. Orada da komşu yardımlaşmasını gündeme getirdik.
Hali daha iyice olanlara, 'Komşun biraz sıkıntıda, ona yardım et' diyerek çare bulmaya çalışıyoruz." i r/iı Ekonomik aidiyet için şehirlerin insanlara ev ve iş vermesi gerektiğini vurgulayan Göksu, şöyle konuştu: "Bir kariyer merkezi kurduk.
Çocuğuna iş arayan ana-baba gibi kapı kapı dolaşarak CV pazarlıyoruz. 3 yılda 8 bin 500 kişiye iş bulduk. Gençlerimizi işe yerleştirdik. İşe yerleştirdiğimiz gençler arasında vasıflısı da var, vasıfsız olanı da... Mavi yakalı olarak da işe yerleştirdiklerimiz var, beyaz yakalı olanlar da...
Esenler bugün, 'Ben işsizim' diyenin olmadığı, 'Ben açım, açıktayım' diyenin olmadığı bir ilçedir. 'İşsizim' diyen varsa o başka bir şeydir. Bir istihdam modeli geliştirdik. İşletmelere eleman lazımsa eleman veriyoruz. Elemanın eğitilmesi gerekiyorsa onu da yapıyoruz. Şu an Esenler'de çalıştırmak için 1000 kişi arıyoruz."
İŞ BEĞENMEYENE YARDIMI KESİYORUZ
Şehirlerde anlık ve kronik yoksulluğun haricinde geçici yoksullukların da olduğunu kaydeden Göksu, geçici yoksulluklar için de Esenler Dayanışma ve İyileştirme (EDİM) projesini geliştirdiklerini ifade etti. Göksu, şunları söyledi: "EDİM projesi Türkiye'de birincilik almış bir proje. Öyle bir şey yapalım ki bu sistem insan onurunu zedelemesin diye düşündük. Koli ile poşetle yardım etmiyoruz. Bir market kurduk, içinde çamaşır makinesi, halı, deterjan, gıda her şey var. Geçici yoksullara bu EDİM kartı veriyoruz. Karta, yoksulluk durumuna göre 6 ayda bir para yüklüyoruz. Çocuk sayısına, anne babanın aile yanında olmasına göre 150 ile 1500 lira arasında para puan yüklüyoruz. İnsanlar marketten her şeyi alabiliyor.
Kartı alanlar, 'Oh ne güzel, artık çalışmaya gerek yok' diyebilir.
Ama öyle değil. Üç ay sonra iş teklifi yapıyoruz. İşi beğendiyse devam ediyor, beğenmezse ikinci üç ayda ikinci işi teklif ediyoruz. Gene beğenmezse, 'Sen ekmeğin için uğraşan bir insansan bu işi beğenirdin, kartımızı geri ver' diyoruz. Başladığımızda 5 bin kişinin kartı vardı şimdi 1500 kişiye düştü."
Milliyet