Eşin rızası olmadan aile konutu satılabilir mi?
Çanakkale Kalem köşe yazarı Ezgi Engin köşesinde Eşlerin mal varlığını ve aile hukuku sebebiyle getirilen sınırlamaları kaleme aldı.
Çanakkale Kalem köşe yazarı Ezgi Engin köşesinde eşlerin mal varlığını ve aile hukuku sebebiyle getirilen sınırlamaları kaleme aldı.
İşte Ezgi Engin'in 'Eşlerin malvarlığına dair hukuki işlemlerine getirilen sınırlamalar' başlıklı yazısı...
Evlilik birliğinin temsili Türk Medeni Kanunu’nun 188-191 maddeleri kapsamında belirlenmiş. Bir kişinin hüküm ve sonuçlarını başka bir kişinin hukuk alanında doğacak şekilde, o kişinin isim ve hesabında hukuki işlem gerçekleştirme yetkisi temsil oluyor.
Evlilik birliğinin temsili, aile hukukuna özgüdür. TMK. M.188/1’de her eşin, ortak yaşamları boyunca ailenin sürekli ihtiyaçlarını gidermek amacıyla evlilik birliğini temsil edebileceği ifade edilip, buna göre eşlerin, evlilik birliğinin ihtiyaçlarını gidermek için 3. Kişilerle hukuki işlem gerçekleştirmekte özgür tutuluyor. Eşin temsille gerçekleştirdiği hukuki işlemler, evlilik birliğinin ihtiyaçlarının giderilmesi içinse, diğer eş adına da yapıldığı için işlem tarafı olmayan eşte hukuki işlem sebebiyle meydana gelen borçtan sorumlu tutulur. Fakat bu hukuki işlem tarafı olmayan diğer eşin sorumlu olmayacağı ile ilgili anlaşmalar, sözleşme tarafı olan 3. kişi rızası olduğu durumda geçerli sayılır.
Evlilik birliğinin ihtiyaçları ile ilgisi bulunmayan hukuki işlemlerde temsil söz konusu değil.
TMK’ya göre, eşlerden her biri kendi malvarlığı üzerinde kimsenin izin veya onayına ihtiyaç duymadan, serbestçe tasarrufta bulunabilir, her türlü hukuki işlemi gerçekleştirebilir.
Ancak TMK. 193 hükmündeki genel düzenleme ile onaylanan sözleşme serbestliğinin sınırları bulunuyor. Hükümde belirtilen “aksine hüküm bulunmadıkça” ifadesiyle bu sözleşme serbestliği sınırlandırılmış. Bu sınırlamanın amacı ise, evlilik birliği ve yasal mal rejimi kapsamında, eşlerin kötü niyetli davranışlarına karşılık diğer eşin korumaya alınması için. Bu sınırlamalar çerçevesinde eşlerin gerçekleştireceği hukuki işlemlerin geçerliliği de diğer eşin rızasına tabi tutuluyor.
Aile Hukukundan Kaynaklanan Sınırlamalar Nelerdir?
1- Aile Konutu
Aile konutu; eşlerin ve varsa çocukların bütün yaşamsal faaliyetlerinde bulunduğu, yaşantısını buna göre yönlendirdiği, ailenin zilyetliğinde olan yapı şeklinde belirtilmiş. Ailenin, barınmaya elverişli, kişinin hayatını sürdürebileceği ve sürekli olmasa da yerleşme amacıyla kullandığı otel odası, kulübe, gemi kamarası, kayık vb. yerler de konut şeklinde görülür. Aile konutunun varlığından söz edebilmek için tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasına gerek görülmüyor. Fakat, ikincil nitelikte olan yazlık ev, bağ evi, yayla evi, karavan vb. konutlar ailenin yaşam merkezini oluşturmaması gerekçesiyle TMK m.294 anlamında aile konut olarak kabul edilmez. Resmi evliliği bulunmayan çiftlerin yaşadığı yapı da aile hukuku anlamında aile konutu olarak görülmez. Aile konutu ile ilgili tasarruf işlemleri diğer eşin rızası ile ilişkilendirildiğinden tasarruf özgürlüğü kısıtlı. Bununla beraber, eşlerden birinin vefatıyla tabi olunan mal rejiminin bitmesi, sağ kalan eşin konut üzerinde TMK m.240 ve miras hükümleri kapsamında TMK m.625 hükmünce aile konutu üzerindeki yasal alım ve faydalanma hakkı güvenceye altında tutulur.
2- Eşin Malvarlığı
TMK m. 199 kapsamında; ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden oluşan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesinin gerekli olduğu durumlarda, eşlerden birinin talebiyle hakim, belirleyeceği malvarlığı değerlerine ilişkin tasarrufların ancak onun rızasıyla gerçekleştirilebileceği kararını alabilir. Bu düzenlemenin amacı verilecek ayrılık ya da boşanma kararıyla kötü niyetli eşin, nafaka ve tazminat ödemelerini yapmamak amacıyla mevcut malvarlığı değerlerini devretmesinin engellenmesi olarak belirtilir. Bunun amaçla hakim, eşin tasarruf yetkisini sınırlandırır, bu sınırlama, tasarruftaki diğer eşin rızasını alma şeklinde düzenlenir. Eşin tasarruf yetkisine koyulan kısıt tamamıyla, parasal değeri olan hak ve eşyalarla ilgili olur. Ayrıca eşin açıklanamayan nedenlerle aile birliği için önemli ve değerli mal varlıkları için sözleşme imzalaması, vaatte bulunması, rayiç bedelden düşük mal varlığı değerini art niyetli olarak satışa sunması gibi aile birliğini ve ekonomik varlığını tehlikeye sokması halinde de mahkeme kararıyla eşin tasarruf yetkisine sınır getirilebiliyor. Burada eşin fiil ehliyeti değil yalnızca tasarruf ehliyeti sınırlandırılıyor. Tasarruf yetkisine sınır koyan hakim ayrıca gereken tedbirleri de almakla sorumlu.
Örneğin; taşınmaz üzerindeki ayni hakkın devrinin engellenmesi amacıyla eşin tasarruf yetkisine sınırlama getiren hakim, bu sınırlama kararı ile ilgili tapuyla da bilgi paylaşır.
Aile konutu satışında 'koruma' kalkanı!