Eski Erzurum evleri kentsel dönüşüme mi yenik düşüyor?
Beyaz badanalı odaları, ağaçtan yapılmış kapılarıyla kendine has bir mimarisi vardı eski Erzurum evlerinin. Tarihteki birçok savaşa, depreme, yangınlara direnen taş duvarlı, toprak damlı yapılar kentsel dönüşüme yenik düştü.
Beyaz badanalı odaları, ağaçtan yapılmış kapılarıyla kendine has bir mimarisi vardı eski Erzurum evlerinin. Tarihteki birçok savaşa, depreme, yangınlara direnen taş duvarlı, toprak damlı yapılar kentsel dönüşüme yenik düştü. Artık neşesiz, sessiz ve mahzunlar…
Türk ev mimarisinin sofasız, iç avlulu ve tandır ev planlı yapılarından olan eski Erzurum evleri, zaman içinde bakımsızlıktan, ilgisizlikten yok olmaya yüz tuttu.
Tarihî İpek Yolu üzerinde bulunan Erzurum, asırlar boyunca savaşlar ve işgallerin yanı sıra birinci derecede aktif deprem kuşağında yer aldığından çeşitli tarihlerde yaşanan felaketlerde yerle bir oldu. Şehir her faleket sonrası yeniden ayağa kalktı. Coğrafyanın, tabiat şartlarının, civarında bulunan mimaride kullanmaya uygun malzemelerin, halkın hayat tarzının şekillendirdiği özgün dokusunu bir şekilde korudu. Ancak modern zamanların etkisi öncekilerden farklı oldu. Tarih içinde savaşlara, işgallere, depremlere, yangınlara direnen taş duvarlı, toprak damlı, ahşap kırlangıç tavanlı binalar kentsel dönüşümle birlikte birer birer yıkıldı. Kış gecelerinde rüzgârın pencere pervazlarında çığlık attığı, kar yığınlarının toprak damlarında biriktiği evlerin bahçelerindeki iğde ve akasya ağaçları da kesildi, gül fidanları yer ile yeksan oldu.
İslami esaslara göre inşa edilen, haremlik-selamlık merpenleri bulunan, tokmak seslerinden gelenin kadın mı erkek mi olduğunun anlaşıldığı Erzurum evleri artık yok. Beton kâgir binaların, gökdelenlerin gölgesinde ayakta kalmayı başaranların çoğu ise adeta sayılı nefeslerini tamamlamak için gün sayıyor. Turistik amaçla koruma altına alınan bazı tarihi evler ise sahipleri tarafından ücret karşılığında şehri ziyaret eden yerli ve yabancı turistlere gezdiriliyor.
Hayatta kalanlar mahzun bakışlı yetim gibi…
Dıştan küçük, içeriye doğru genişleyen çift kat pencereleri, çam ağacından yapılmış kapıları, aslanbaşı, ya da ‘L’ şekilli tokmaklı kapılarıyla Erzurum evlerinin kendine münhasır bir tarzı var. Üzerine “Malikü’l-Mülk” ya da “Maşallah” yazılı, çoğu çini mavisi renkli ahşap kapıların önündeki tırhıç eklemeleri ise evlerin ayrı bir süsü.
Yaz mevsiminin kısa ve kurak geçtiği Erzurum’da kadın ve genç kızlar, hava almak için sokak ve caddeye çıkmak yerine evlerinin sofasız kısımlarında tırhıç arkasından serin havayla tanışır ve mahrem gözlerden korunurdu.
Erzurum evlerinin genel karakteristik özelliklerinden biri de baş oda denilen eyvan… Baş oda; kiler, tandırevi ve holden oluşan zemin katın üzerinde, genelde ahşap merpenle çıkılan üst kattaki köşe başlarına hakim güneş gören, geniş, yüksek ve panjurlu odanın adı.
Toprak sıvalı, beyaz badanalı odalarından pilli plak ve mekanik kurmalı gramofonlardan yanık türkülerin, uzun havaların yükseldiği, sokaklarında içini soğuk sularıyla döktüğü çeşmeleriyle Erzurum evlerinden hayatta kalmayı başaranlar, mahzun bakışlı yetim misali, sessiz, onurlu ve vakur bakıyor.
Zaman