Eskişehir Sivrihisar'daki binaların yüzde 28'inde yıkılma tehlikesi var!
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öğretim görevlileri, Sivrihisar ilçesinde yer alan 170 yapıyı deprem hasarı riski yönünden inceleme yaptı. İncelenen yapılardan yüzde 28’inin yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu belirlendi.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sivrihisar Meslek Yüksek Okulu İnşaat Teknolojisi Bölümü öğretim görevlisi Ersin Güler ile Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Canbaz, Eskişehir’in tarihi Sivrihisar ilçesindeki yapıların deprem riskini araştırdı.
“YÜZDE 90’INDA DÜZENSİZLİK VAR”
Sözcü'den Kemal Atlan'ın haberine göre; Eskişehir ve çevresinin hem faylardan etkilenme hem de deprem üretme potansiyeli taşıdığına dikkat çeken Güler ve Canbaz, sokak taraması yöntemi ile Sivrihisar'ın merkezinde inceleme yaptıkları 170 binanın sonuçlarını şöyle açıkladı:
- İlçe merkezinin kentsel dönüşüm ile eski binalarının yenilenmemesi, yaş olarak eski binaların çokluğunu depremde genel hasar riskini artırmaktadır.
- Taşıyıcısı duvar olan yapılarda 3 ve üzeri gibi yüksek kat sayısı özellikle depremde hasar riskini artırmaktadır. Yapılan çalışmada yüksek katlı yapıların azımsanmayacak oranda olduğu görülmüştür.
- Taşıyıcı duvarlarda boşlukların az olması önemlidir. Ancak bu çalışmada yapıların üçte ikisinin fazla miktarda boşluk içerdiği belirlenmiştir. Birden çok kata sahip yapılarda boşluklar hizalı olmalıdır.
- Yapıların yüzde 90 gibi büyük kısmında düzensizlik görülmüştür. Sokak taramasında binaların yüzde 97'sinin görünür yapı kalitesinin iyi olmadığı görülmüştür. Yapılaşma düz bir alanda olduğundan topografyanın etkisi yok denecek kadar azdır.
“YÜZDE 43’Ü RİSK ALTINDA”
Yapılan taramada yapıların yüzde 43’ünün risk altında olduğuna vurgu yapılarak, şunlar kaydedildi:
- Yapılan risk analizine göre binaların yüzde 28'inin görsel olarak yüksek riske sahip olduğu acilen bu binaların daha detaylı incelenmesi, ölçümler ve testler ile yapının güçlendirme veya yıkılma kararının verilmesi gerekir.
- Bu tür çalışmalar oldukça fazla sayıda olan yapı stokunun deprem gibi doğal afetler için riskinin belirlenerek, güçlendirme veya yıkma kararının verilebilmesi adına detaylı çalışmaların ve deneysel analizlerin hangi binalardan başlanmasını gerektiğini belirlemek için önemlidir.
- Bu tür çalışmalara 1999 depreminden sonra İstanbul'da bazı ilçelerde başlanmış olmasına rağmen devamı gelmemiştir.
- Ülkemizin aktif bir deprem ülkesi olduğu düşünüldüğünde, bu tür çalışmaların oldukça önemli olduğu düşünülmektedir.
Türkiye'deki binaların yüzde 65.22'si 2000'den önce yapıldı!