Fahiş arsa fiyatlarına karşı ne yapılabilir?
Dünya Gazetesi köşe yazarı Bumin Doğrusöz, bugünkü köşesinde fahiş arsa değerlerine karşı açılacak davaları kaleme aldı.
Dünya Gazetesi köşe yazarı Bumin Doğrusöz, bugünkü köşesinde fahiş arsa değerlerine karşı açılacak davaları kaleme aldı.
İşte Bumin Doğrusöz'ün 'Fahiş arsa değerlerine karşı dava hakkı' başlıklı yazısı...
Emlak vergisinde matrah kuralı her sene bir önceki seneye göre yeniden değerleme oranının yarısı oranında artırılmak suretiyle belirlendiği herkes tarafından biliniyor. Ancak her dört yılda bir matrahlar, yeniden saptanan arsa ve arazi değerleri ve inşaat metrekare maliyet bedelleri göz önüne alınarak düzenleniyor. Önümüzdeki yıl da emlak vergisinde matrahlar yeniden revize edilecek.
Bu sebeple 2022-2026 seneleri için uygulanacak matrah oranları için gerekli görüşmeler yapılıyor. Öyle ki çalışmalar büyük oranda tamamlanmış durumda. Çalışmalar ile ilgili sonuçlar muhtarlıklar ve belediyeler tarafından duyuruldu.
Yedi üyelik komisyonların üyeleri incelendiğinde çoğu üyenin kamu görevlisi olduğu gözlemlenmektedir. Komisyonda belediyeden iki üye olması ve belediyelerin doğal gelir iştahı olması nedeniyle ilçelerde bulunan arsa ve arazilerin değerlerinin fahiş fiyatlarda olması itirazlara neden oluyor.
Bu bedeller sadece emlak vergisinin matrahını değil, damga vergisini, harçları, veraset vergisi ve değerli konutlar vergisi gibi ödemeleri de büyük oranda etkiliyor. Bu sene yapılan değerlendirmeler yüksek bedel belirlemeleri yapıldığı gerçek fiyatla uyuşmadığı, ödenmesi imkansız olan mali yükleri sebep olacak değerlendirmelerin yapıldığı iddia ediliyor.
Değerlerdeki bu artış sadece belediyelerin değil, vergi dairelerin de hoşuna gidiyor olabilir. Bu artışlarla birlikte değerli konutlara bağlı olan vergideki konut sayısını da etkiliyor. Fakat bu nedenle hakkaniyete aykırı mali yüklere sebep veremez.
Vergi Usul Kanunu’nun bu değerlere karşı dava açma hakkını sadece belli kurumlar ve muhtarlarla sınırlayan hükmünün Anayasa Mahkemesi tarafından iptalinin ardından bütün mükellefler, komisyonların saptadığı değerlere yönelik dava açma hakkını elde ettiler.
Bu sebeple binasının / dairesinin yer aldığı sokağın / caddenin metrekare değerlerini hemen herkesin muhtarlıklardan incelemesine ve gerekiyorsa vergi mahkemeleri nezdinde dava açmasında fayda bulunuyor. Burada idareye / belediyeye başvurma, indirim talep etme, kararın yeniden değerlendirilmesini isteme gibi veya hata ve düzeltme yollarına başvurmanın, dava açma süresini durdurmayacağı veya kesmeyeceği de hatırlatmakta fayda var.
Emlâk vergisine yönelik tarh ve tahakkuk işlemi birel işlem olmakla beraber arsa / arazi değerlerine ilişkin takdir komisyonu kararları düzenleyici işlem olarak tanımlanıyor. Bu sebeple –Danıştay 9. Dairesi kararlarında da ifade edildiği gibi- takdir komisyonu kararlarına yönelik açılan davalarda verilecek iptal veya kısmen iptal kararları, aynı mahalle, cadde veya sokakta bulunan bütün emlâk vergisi mükellefleri için -dava açmamış olsalar dahi- sonuç veriyor.
Neticede mahkemeler yapacakları bilirkişi değerlendirmeleri ile saptanan değerlerin gerçekle bağdaştırmasını denetleyecek ve gerçeğin üzerindeki değerler için iptal kararı verecek.
İzleyen yılda bu değerlere göre emlâk vergisi tahakkuklarının yapılmasından ve kişilerin bu tahakkukları öğrenmesinin ardından açılacak birel işlem niteliğindeki tarh / tahakkuk işlemine yönelik açacakları davada, bu işleme temel olan (veya esas alınan) düzenleyici işlemin (takdir komisyonu kararının) de hukuksal denetimini talep etmeleri mümkün görünse de yargı anlayışı farklı şekilde, arsa değerlerinin zamanında dava edilmeyerek kesinleşmesi halinde vergi tahakkuk ettiğinde tekrar değerlendirme konusu yapılamayacağı yönünde oldu.
Dört sene öncesinde , arsa değerlerinin fahiş tespiti nedeni ile binlerce dava açılmıştı. Bu sene içerisinde tahminler, aynı sayılarda olması yönünde.
Dört sene önce, Emlâk Vergisi Kanununa dahil edilen geçici 23. madde ile arsa değerlerinin yüzde 50’den fazla yükselmeyeceği komisyon kararlarının bu oranın üzerinde saptadığı artışların geçerli olmayacağına yönelik düzenleme yapılarak bu problem engellenmiştir. Bu düzenlemenin benzerine yine ihtiyaç duyuluyor.
Diğer yandan vergi barışı ile dava sayısı azaltılmak için problem aranırken bir yandan da bu şekilde binlerce dava açılmasına neden olacak bir uygulamaya göz yummanın çelişkisi bir yana emlâk vergisi mükelleflerine yük olacak mali sorumluluklarla karşılaşmasının da önüne geçilmesi gerekiyor.