Sektörel

Faiz indirimi konut sektörünü nasıl etkileyecek?

Satış Çözümleri kurucusu, Motto Turkey Yönetim Kurulu üyesi Soner Keleş, geçtiğimiz hafta kamu bankaları tarafından konut kredisi faiz oranlarında yapılan indirimin sektöre olabilecek yansımalarını değerlendirdi...

Hane halkı harcaması içerisinde en büyük paya sahip olan konut, satın alınırken de çoğunlukla kredi kullanılarak sahip olunmaktadır. Uzun süredir yıllık yüzde 18 seviyelerinde seyreden faiz oranları konut satışlarındaki azalmanın en önemli sebeplerinden birisi olarak görülmektedir. 2021 yılının başından itibaren aylık yüzde 1,40-1,50 seviyelerinde seyreden konut kredisi faiz oranları bu yıl ipotekli konut satışlarının toplam satışlar içindeki payını yüzde 19’lara kadar geriletti. Yüksek faiz oranları, alımlar üzerinde baskı yaratırken konut üretimindeki maliyetleri de arttırmaktadır. Tüketicilerin ev sahibi olmalarını zorlaştıran yüksek kredi faizleri yeniden düşmeye başladı. Geçtiğimiz hafta Merkez Bankası'nın politika faizini 2 puan indirmesinin ardından kamu bankaları Ziraat Bankası, Vakıfbank ve Halkbank kurumsal kredi faiz oranlarında indirim yaptı. Politika faizinin yüzde 18'den yüzde 16'ye düşürülmesi ile birlikte 1 milyon üstü konutlarda kamu bankalarında aylık 1.43 olan faiz oranı 1.34’e gelirken, 1 milyon altı konutlarda aylık 1.37 olan aylık faiz oranları da 1.29’a indirildi. Sektörde yeniden hareketlenme için ivme yaratacak olan uygulamanın uzun bir aradan sonra kamu bankaları dışında da konut kredisi faizlerinde düşüş gelme beklentisini arttırdı. 

Ülkemizde gerek kamu gerekse de özel sektörler tarafından yürütülen inşaat sektörü özellikle diğer sektörlerle de olan bağlantısından dolayı ekonomik büyümede katalizör konumundadır. İstikrarlı büyümenin olduğu, yabancı sermaye girişlerinin olduğu, bankalar düşük faizli ve uzun vadeli konut kredisi verdiği bir ortamda talep gören sektör konjonktürün tam tersine döndüğü durumlarda yani likiditenin bol olmadığı enflasyonun dolayısıyla da faizlerin yüksek olduğu, ekonomide daralmanın yaşandığı dönemlerde konut talebindeki düşüş artmaktadır. Ancak son iki yıldır pandemi ve inşaat maliyetleri nedeniyle olumsuz etkilenen gayrimenkul sektörü yeni konut üretmekte zorluk yaşıyor. Mevcutta azalan konut stoğu da yoğun talep gördüğü için bu yıl içerisinde hem kiralar hem de ev fiyatlarında hızla artış yaşandı. Azalan konut stokları değerli olduğu için insanlar gayrimenkulü tekrar yatırım aracı olarak görmeye başladı. Diğer taraftan faizlerin düşmesi nedeniyle bankada birikimi olanlar da daha güvenli bir yatırım aracı olan gayrimenkule tekrar yönelmeye başladı. Yapılan faiz indiriminin etkisinin ilk etapta özellikle ikinci el konutlarda talebi arttıracaktır. Gerek dövizde gerçekleşecek kar satışları gerekse faiz indiriminin sağladığı maliyet avantajı yatırım amaçlı konut talebinde artış sağlayacaktır. Ancak buna rağmen konut sektöründe hareketlenmenin eski seviyelerine gelmesi için kredi oranlarının yüzde 1'in altına gerilemesi beklenmektedir.  Önümüzdeki dönemde konut kredisi oranları ve mevduat faizlerinin düşme eğilimine girmeye başlaması ile birlikte sektör tekrar hareketlenecektir. Ancak faizler düşmeye başladığı andan itibaren bu seferde talep artacak ve artan inşaat maliyetleri ile birlikte fiyatlar tekrar yükselmeye başlayabilir. Faizler biraz daha düşsün diye beklerken, bu kez konut fiyatları yukarı çıkacağı için zararlı çıkma ihtimali olabilir. Dolayısıyla ev almak isteyen burada karar vermeli; fiyatlar daha da yükselmeden vakit kaybetmeden konut sahibi olmak mı ya da kredi faizlerinin biraz daha inmesini bekleyerek düşük taksitler ile ev almak mı? Aslında her iki durumda da satın alma bütçesini, ödeme planını ve toplam maliyeti iyi belirleyerek harekete geçmekte fayda vardır. 


Gayrimenkulde yabancı yatırımcı ilgisi tam gaz!

Kamu bankaları konut kredisi faiz oranlarını indirdi!