Faizi düşürme fırsatını yakaladık!
Küresel piyasa koşulları Türkiye lehine değişti. Yaşanan gelişmeler, politika faizlerini arka arkaya ve toplamda 4-5 puana varacak şekilde düşürme fırsatı veriyor...
Küresel piyasa koşulları Türkiye lehine değişti. Tarım üretimi bu yıl iyi, meyve sebze fiyatlarında sert düşüşler görülüyor. Baz etkisi ile enflasyon ekim ayı itibariyle tek haneye dahi düşebilir. Bütün bu gelişmeler, politika faizlerini arka arkaya ve toplamda 4-5 puana varacak şekilde düşürme fırsatı veriyor. Habertürk yazarı Abdurrahman Yıldırım yazdı...
Geldik bir merkez bankası faiz kararına daha. Seçimin sonrasındaki 25 Nisan’daki ilk toplantısında faiz indirimine kapıyı aralamıştı zaten. Kurda oynaklık yaratınca da nisan sonunda Enflasyon Raporu açıklamasında bu kapı yeniden kapandı. 25 Nisan’dan geldik 12 Haziran tarihli toplantıya. Acaba bugün TCMB ne yapacak?
RiSKLER DEĞİŞMEDİ
-Aradan geçen 1.5 ayda değişen ve değişmeyen koşullar var. Türkiye’nin risklerinde fazla bir değişme yok.
-İstanbul seçimi bitmeden seçimler tamamlandı diyemiyoruz. S400 ve ABD ile gergin ilişki riski de sürüyor.
-Küresel ticaret riski ise mayıs ayında şiddetlendi ve henüz ortada bir çözüm yok.
-Ekonomik icraatlar ise İstanbul seçimini beklediğinden henüz başlayabilmiş değil.
TİCARET SAVAŞIYLA GELEN DÜŞÜK FAİZ
-Küresel ticaret savaşının şiddetlenmesi beraberinde ekonomilerde durgunluk beklentisini getirdi. Ekonomik durgunluk aynı zamanda düşük enflasyon demek. Dünyanın ileri gelen merkez bankaları da ekonomiye destek olmak üzere parasal genişlemeye yeniden dönüş yapıyor.
-ABD’de Trump, FED’i faiz düşürmeyerek hata yapmakla suçluyor. Avrupa’da ise gelecek yılın ortasına kadar faizlerin düşük kalacağı sözü verildi. Japonya zaten eksi faizde devam ediyor. Çin parasal teşvik paketlerini açıklıyor.
KÜRESEL GELİŞMELER TÜRKİYE’Yİ DESTEKLİYOR
-Bu gelişmeler ışığında ABD doları ve faizleri geriliyor. Dolar karşısında altın ve gelişmekte olan ülke paraları değer kazanıyor. Tahvil faizleri de gelişmekte olan ülkelerde ve gelişmiş ülkelerde geriliyor.
-Böyle bir küresel ortam Türkiye piyasalarını da destekliyor. Mesela Hazine tahvil faizi haziran ayında 2 puandan fazla azalmayla yüzde 24.97’den yüzde 22.74’e indi.
-Türkiye CDS’i 28 Mayıs’ta 521.600 düzeyinden 458.807’ye indi ve yüzde 12 düştü.
-Türk Lirası dolar karşısında değerlenmeye devam ediyor. 9 Mayıs 6.2446’ya kadar yükselen dolar ardından gevşeme eğilimine girdi ve 5 Haziran’da 5.6631’e kadar indi. Düşüş oranı yüzde 9.3’ü buldu. Dün ise dolar 5.8155 düzeyi ile halen mayıs sonuna göre yüzde 0.40 aşağıda bulunuyordu. 13 Mayıs’a göre ise dolar/TL kuru halen yüzde 6.9 aşağıda seyrediyor.
-Finansal piyasa koşullarındaki iyileşme Merkez Bankası’nı faiz düşürmede teşvik edici nitelikte.
ENFLASYON DÜŞÜŞTE
-Ancak biliyoruz ki TCMB kararını verirken daha çok enflasyonu bakıyor. Orada da nisan ve mayıs ayı enflasyonları Merkez Bankası’nın elini rahatlattı.Çünkü taze sebze ve meyve fiyatları geriliyor. Bu gerileme mayıs ayında iyice belirginleşti. Gıda ve alkolsüz içecekler grubu mayısta yüzde 1.18 geriledi. Yıllık artışını da yüzde 28.44’e indirdi.
-Bu grupta sebzelerin fiyat düşüşünde başı çektiği görülüyor. Sebze fiyatları nisan ayında yüzde 4.9 ve mayısta yüzde 19.1 geriledi. Nisan ve mayıs ayı gerilemesi yüzde 23.1’e vardı.
MEYVE SEBZE DOPİNGİ
-Meyve ve sebzedeki gerilemenin arkasında yeni sezon ürünlerindeki üretim artışı yatıyor. Tahıl, meyve ve sebze üretimi geçen yıl yüzde 3.8 azalmışken Tarım Bakanlığı’nın tahminlerine göre bu yıl yüzde 5.3 artış kaydedecek.116.7 milyon ton olan et, balık ve orman ürünleri dışındaki tarımsal üretim bu yıl 122.9 milyon tona çıkacak.
-Patates üretimi yüzde 9.9, kuru soğan üretimi yüzde 23.8 artacak. Nitekim bu iki üründe de keskin fiyat düşüşleri meydana geldi.
Taze meyve ve sebzeden bu yıl için enflasyona negatif yönlü değil, pozitif yönlü ve düşürücü etki geleceğini tahmin etmek mümkün. Üretim artışının asıl nedeni ilk koşullarının iyi gitmesi ve tarımda bir yok bir var yılı yaşanması. Geçen yıl yok yılıydı, bu yıl da var yılı.
BAZ ETKİSİYLE EYLÜLDE TEK HANE
-Enflasyonda Merkez Bankası’nın bu dönemde baz etkisi de elini rahatlatıyor. Bu etki aslında nisan ve mayısta başladı, haziran, temmuz, ağustos, eylül ve ekimde de devam edebilir. Yeter ki, yeni bir kur şoku yaşanmasın.
-Mesela geçen yıl haziran ayı enflasyonu yüzde 2.61, temmuz ayı yüzde 0.55, ağustos yüzde 2.30, eylül yüz de 6.30 ve ekim yüzde 2.67. Bu oranların yerine daha küçük enflasyon rakamlarının girmesiyle yıllık enflasyon aşağı gelecek.
-Eylül ayında da tek haneli oranlara inebilecek. Ekimde de tek hanede kalabilir.
-Ancak devam eden aylarda baz etkisi bu kez tersine çalışacak. Enflasyon da yükselmeye başlayacak. Yılı resmi tahmin olan yüzde 14.6 civarında veya biraz altında tamamlamak mümkün.
HER TOPLANTIDA İNDİRİM Mİ?
-Enflasyonun en azından 5-6 ay düşeceği bir senaryo da TCMB rahatlıkla faiz indirebilir. Bu faiz indirimi de peş peşe devam edebilir. Şu anki faiz oranı yüzde 24. Ekim ayına kadar 4 toplantı yapacak. Yıl sonunda da enflasyon gerçekleşmesi yüzde 14 veya altında bir yerde kalabilir.
-Gelecek yıl ki hedef ise tek haneli ve yüzde 8.2 düzeyinde. Ekimde TCMB’nin faizi ne olabilir? Enflasyonun 10 puan üzerinde mi, yoksa 5 puan üzerinde mi? Normalde 5 puan üzerinde bir faizin yeterli olması lazım. Bu durumda önümüzde 4-5 puana varacak bir faiz indirim süreci olduğunu tahmin edilebiliriz.
BECERİ KURU SIÇRATMAMAKTA
-İş, bu kadar net ve kolay mı? Elbette değil. Siyasi, ekonomik ve piyasa risklerinin seyri ile nereye doğru evrileceğini ve bunların döviz kuruna etkisini mutlaka dikkate almak gerekiyor.
-Beceri sadece faizi düşürmekte değil, bunu yaparken kuru sıçratmamakta ve mevcut riskleri aşmakta. Yoksa kısır döngü devam eder durur.