Faizler düşükken gayrimenkul fiyatları arttı!
Sözcü Gazetesi yazarlarından Necati Doğru, bugünkü yazısında faizlerin düşükken gayrimenkuldeki fiyatların artmasını kaleme aldı...
AĞUSTOS ayının başıydı. Dünyanın bilgi ve analizlerine güvenilen ekonomi profesörlerinden biri
kabul edilen Daron Acemoğlu, şunları söylemişti: “Türkiye biraz balon ekonomisine giriyor diye düşünüyorum. Gayrimenkul fiyatlan çok artıyor. Gerçek faizler bu kadar düşükken
gayrimenkul fiyatlarının bu kadar artmasını nerede görmüştük?
İspanya ve ABD’de... Sonra ne oldu? Bunu iyi düşünmek gerekiyor” Bizim yazdıklanmızı ciddiye almıyorlardı. Daron Acemoğlu’nun söylediklerine de “muhteşem kibirlerinin penceresinden
dudak bükerek” bakmışlardı. Başbakan övünüyordu. Yunanistan bize baksın. Ispanya bizden akıl sorsun. Avrupa bizden ders görsün
Acemoğlu’nun dediği çıktı. Türkiye’nin ekonomik büyüme balonu hava kaçırmaya başladı. Dün Hürriyet Gazetesi’nde Dinçer Gökçe’nin “Konutta son yıllann en büyük şirket krizi” başlıklı haberi vardı. Haberin özeti şuydu: Son yıllarda özellikle ucuz konut projeleri ile adından sıkça söz ettiren Fi Yapı zor günler geçiriyor. Dört bini aşkın dairenin inşaatı yarım kalırken, şirket aleyhindeki icra takiplerinin sayısı 90’ı buldu. Bu dosyaların parasal tutarı ise 20 milyon liraya ulaştı. Hacizli yerler arasında Fi-Yapı’nın üç yıl önce aldığı İzmir’deki Garip Ada ile Fi-Yapı’nın sahibinin kullandığı lüks araçlar (2 adet 2010 model Porsche-2009 model Mercedes-2010 model Jeep) de bulunuyor. Konu ile ilgili konuşan Fi-Yapı’nın sahibi Fikret İnan ise hiçbir finansal sıkıntılarının olmadığını öne sürüyor.
10 bin konut yapıyorau. Bol gazete reklamı veriyordu. Belli gazetecileri yediriyor, içiriyor, gezdiriyor ve onlara “Ülkemizin ekonomisi fevkalade iyi yönetiliyor. Avrupa’yı kıskandmyoruz, Fı-Yapı 3 bin konutluk-4 bin konutluk başarılara imza atıyor, insanlar konut almak için kuyruk oluyorlar” diye özetleyeceğim başarı yazıları yazdırıyordu. İnsanları ikna ediyordu.
Bu insanlar şimdi panikte! Mağdur durumdalar. Daireleri bitmemiş. Tapularını alamamışlar.
Haciz memurları ise kapılanna dayanıyor. Avukatlara koşuyorlar, “evlerimizin tapusunu alamadık, adalet bizim hakkımızı arasın” diye çırpınmaya başladılar.
Büyüme balonu patladı.
“Kentlerde Çılgın Projecilik” propagandasıyla vatandaşa “konut alarak zengin olursun” hayali pompalanmıştı.
Hayal, oylara dönüşmüş.
İktidar yüzde 50 oy almıştı.
Başbakan Tayyip Erdoğan, bu oyların gücüyle Cumhurbaşkanı olmaya niyetlenmişti. Bu durumda Numan Kurtulmuş; “balonu patlamış ekonominin başbakanı” olacağa benziyor.
Belki de başbakan Abdullah Gül olur.
Vatandaşa; “kendin ettin kendin buldun” nasihatlı açıklamalar yapar.
Borçsuz ray döşüyoruz edebiyatı!
Cumhuriyet’in ilk kurulduğu yıllarda Mustafa Kemal’in başlattığı “yurdu demir ağlarla örme destanını” değersizleştirme çabalanna Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldınm’ın “Biz tek kuruş borç almadan ray döşüyoruz” övünmesi de eklendi. Türkiye’de son 10 yılda hızlı tren, metro, hafif metro, raylı sistem projelerini üstlenen firmalar, ellerinde kontratlarla yabancı büyük bankalara gidiyorlar. Bu kontratlann altında Türkiye Cumhuriyeti’nin imzası olduğu için o yabancı bankalar, çok yüksek de faiz alarak, Türkiye’de tren projesi üstlenen şirketlere istedikleri borcu veriyor.
Sayın Bakan da bunu nasıl olsa halk anlamıyor diye düşünüyor olmalı ki,
“tek kuruş borç almadan ray döşüyoruz, yuttur gitsin edebiyatı” yapıyor.
Sözcü/Necati Doğru