Feriköy'den bakınca Topkapı Sarayı, Ayasofya, Sultanahmet görünürdü!
Prof. Dr. Hatemi, "Feriköy'den bakınca Topkapı Sarayı, Ayasofya, Sultanahmet bizim sokaktan görünürdü. Diğer tarafa bakınca da Balkan Harbi'nden kalan istihkamlarla Okmeydanı'na kadar açıktı. 1950-1951'de yüksek apartmanlar görüldü" dedi...
Akademisyen ve hukukçu Prof. Dr. Hüseyin Hatemi ile şair, yazar ve hekim Prof. Dr. Hüsrev Hatemi, sevenleriyle bir araya geldi. "Hatıraları ile Hüseyin ve Hüsrev Hatemi" isimli program Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi'nde gerçekleştirildi.
"Başka çocuklar 'anne' diye ağlarken, biz 'Bey Baba' diyerek ağlardık"
Hüseyin Hatemi de eski İstanbul'un çok güzel olduğunu ve küçüklük yıllarında yazları Çamlıca'ya gittiklerini söyledi.
Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre; Feriköy'deki evlerinde panoramik bir İstanbul manzarası olduğunu belirten Hatemi, şunları kaydetti:
"Feriköy'den bakınca Topkapı Sarayı, Ayasofya, Sultanahmet bizim sokaktan görünürdü. Bizim sokaktan sonra şehir biter, oradan Kasımpaşa'ya uzanan bostanlar başlardı. Diğer tarafa bakınca da Balkan Harbi'nden kalan istihkamlarla Okmeydanı'na kadar açıktı. 1950-1951'de yüksek apartmanlar görüldü. Sonra sür'atle Okmeydanı doldu. Bizim kale adını verdiğimiz, bizim evden uzak olduğu için korkarak da olsa bir kere gittiğimiz, inşaat işçilerinin içine attığı çeşitli çöpler arasından bir şiir bulmuştuk. İşçilerden biri 'Ben bu dünyada niye çalışıyom, Rahat yaşamaya alışıyom' yazmıştı."
Hatemi, babası Ali Asgar Hatemi ile olan anılarına değinerek, "İyi bir babaydı. Başka çocuklar anne diye ağlarken, biz başka çocukların aksine gündüzleri evde istediğimiz bir şey olmayınca 'Bey Baba' diyerek ağlardık. Babamızı imdada çağırırdık. Çünkü bize çok meraklıydı. Babam, anneme bırakmak istemez, hastalandığımızda sabah kadar başımızda beklerdi." şeklinde konuştu.