Feyyaz Yüzatlı: Arsaları değerlendirmeye açığız
Feyyaz Yüzatlı, E-5'e cepheli Yeni Londra Asfaltı'nda yer alan Ömür Plaza'nın en son yaptıkları yatırım olduğunu söylüyor
1930'ların sonunda 500 dönümlük İncirli Çiftliği'ni satın alan ve burada Bahçelievler ilçesini yaratan Yüzatlı Ailesi, bugün hâlâ hatırı sayılır bir gayrimenkul varlığınınsahibi. Mülklerin yönetimini üstlenen üçüncü kuşak temsilcisi Feyyaz Yüzatlı, "Varlıklarımızın toplam değerini bilmiyoruz. Çünkü amacımız hiç 'satmak' olmadı. Zaten bizim için paha biçilmezler" diyor.
İmparatorluklar zamanında saraylara, yalılara ev sahipliği yaparken, bugün rezidans kulelerinin ve alışveriş merkezlerinin yükseldiği İstanbul'un kentsel yaşam alanı da durmadan genişliyor. Batı'da Silivri'yi aşan, Doğu'da ise Gebze'ye kadar uzanan bu büyüme aslında tarihin tekerrüründen ibaret. Osmanlı devrinde "Tarihi Yarımada"ya sıkışan kent merkezi giderek artan nüfus ve ticaret hacmi yüzünden genişlemesini hep devam ettirmiş. Geçmişte üzerinde tarım yapılan, hayvan beslenen ya da bomboş bırakılan araziler zaman içinde bütüne katıla katıla İstanbul'un bugünkü hatları oluşmuş. Binlerce dönüm büyüklüğündeki bu arazilere sahip olan aileler, zamanla topraklarının istimlak edilmesine engel olamamış; ya da parça parça satışlar yapmış. Şimdi üzerlerinde büyük iş merkezleri, toplu konutlar ya da oteller bulunan bu yerler eskiden "çok uzakmış".
İşte biz de, kentin gelişim serüveninde sonradan büyük atılım gösteren, ancak başlangıçta "kuş uçmaz kervan geçmez" diye nitelenen bazı bölgelerin hikâyelerini, bilinen en eski sahiplerinin ağzından sizlere anlatmak istedik.
Bugün İstanbul'un en kalabalık ilçelerinden biri olan Bahçelievler'in kurucusu Yüzatlı Ailesi ilk konuğumuz.
Dedesi Fikret Yüzatlı'nın bıraktığı mirasın yönetimini üstlenen Feyyaz Yüzatlı, her şeyin, asker olan dedesi ticarete atılmaya karar verince başladığını söylüyor. "Emekli Süvari Yüzbaşı olan Fikret Bey, İsmet İnönü'nün yaverliğini yapıyordu. Askerliği bırakınca 3 dönem milletvekilliği yaptı; sonra da siyaseti bırakıp özel yaşamına vakit ayırdı ve ticarete atılmayı seçti" diyen Yüzatlı, öyküyü şöyle anlatıyor:
"1930'ların sonunda, o yıllarda araziler satın alıp değerlendiren biri olan Hüseyin Avni Başargan Fikret Bey'i buluyor. 'Burada bir İncirli Çiftliği var. Tek bir aileye ait. Biz bunu alalım. Ama benim hem mali yapım hem vizyonum tek başıma yetmez, beraber geliştirelim, belli ki burada yeni bir ilçe yaratılacak' diyor. Fikret Bey'in aklı buna yatıyor ve satın alıyorlar. Aslında, Ankara'daki Bahçelievler gibi birer dönümlük araziler içinde tek katlı bahçeli evler yapmak üzere kurulan bir proje burası. Orta direk tabir edilen gruba yönelik. Adı buradan geliyor. İlçenin adı İncirli olacakmış böyle olmasa. Bir ilçenin doğuşuna, ilk kurulan bu nüve sebep oluyor. Fikret Bey bu vizyonu sistematiğe koyuyor. O tarihte Atatürk'ün Türkiye'ye davet ettiği meşhur Fransız Şehir Plancısı Henri Prost'u da projeye davet ediyor Fikret Bey. Toplam 600-700 dönüm olan, ancak terklerden sonra 500 dönüm civarına inen bu arazide kendisine parselasyon yaptırıyor I ve yolların geçmesini bu modern kafaya emanet ediyor. O da tıpkı Vatan Caddesi gibi Talatpaşa Bulvarı'nı yapıyor burada mesela. İlk açıldığında 'Tayyare mi indireceksiniz?' diye Fikret Bey ile alay ediyorlar. Fakat bugün, özellikle merkez ilçede ara sokaklar bile tıkanmaz. Karşılıklı araçlar park edilir. İyi bir plan geliyor yani Bahçelievler'e."
90'larda aile kararı alarak gayrimenkul yönetim şirketi kurduklarını ve Ömür Endüstri ve Turizm Yatırımları adlı şirketin başında kendisinin bulunduğunu ifade eden Feyyaz Yüzatlı'ya bugün ne kadar gayrimenkulleri kaldığını soruyorum. Yüzatlı, "Toplamına dair bilgim yok. Ancak 80 kadar kiracımız olduğunu söyleyebilirim. Eskisi kadar büyük olmasa da çeşitli arazilerimiz var" diyor.
'BİZİM İÇİN PAHA BİÇİLMEZ'
"Peki ya bu arazilerin değeri ve toplam kira geliriniz?" diye soruyorum, yanıt şöyle oluyor: "ilk değerle büyük bir uçurum var tabii. Ama her yerde böyle olur. Geniş satış sonrası elimizde kalanları en iyi şekilde değerlendirdik. Fikret Bey rahmetli olduğunda Hayat Dergisi'nde 'Arkasında şu kadar servet bıraktı' diye bir haber çıkmıştı. Elimizden geldiğince değerini koruduğumuz inancındayım. Ama toplam değeri bilmiyorum. Hesaplamadık hiç. Çünkü amacımız satış değil. Amacımız bunları en iyi şekilde idare etmek. Zaten değerini bilmesek de anılardan ve gelişim şeklinden ötürü bizim için paha biçilmez."
'Arsaları değerlendirmeye açığız'
Bakırköy, Bahçelievler ve Zeytinburnu bölgelerinde çeşitli büyüklüklerde arazileri olduğunu belirten Feyyaz Yüzatlı, E-5'e cepheli Yeni Londra Asfaltı'nda yer alan Ömür Plaza'nın en son yaptıkları yatırım olduğunu söylüyor. 50 yıl hizmet veren Ömür Restoran'ın yerinde açılan ve "mahalle alışveriş merkezi" diye adlandırdığı, günlük alışverişe yönelik Ömür Plaza ile bölgeye Carrefoursa, Teknosa, Burger King ve Starbucks gibi markaları getirdiklerini kaydeden Yüzatlı, "Şimdi bu bölge yapılan yeni yatırımlarla Maslak-Levent aksı gibi doldu. O nedenle biraz kuşkuyla yaklaşıyoruz" diyor. Arazilerini değerlendirmek konusunda farklı şirketlerden ortaklık teklifleri aldıklarını da ileten Yüzatlı, şöyle konuşuyor: "Tabii ki daha büyük projeler de, ortaklıklar da olabilir. Fakat, biz tüm bu sahibi olduğumuz gayrimenkullerin yönetim ve kiralamasını fiili olarak yapıyoruz bu aile şirketinde ve ben tek başıma yönetiyorum. Geniş bir kadromuz yok bununla ilgili. Eğer bu bölgede hakikaten daha uzun vadeli ve sağlıklı bir şekilde olursa bu yaptığımız işler, biraz daha ileride konjonktürün de düzelmesiyle başka bir yerde buna benzer bir proje yapmak aklımızda var. Bu dönemde biraz temkinliyiz."
İsmet İnönü'nün yaveri Milli Mücadele kahramanı
Fikret Bey, 1896 istanbul doğumlu. Atçılığı çok sevdiğinden askere yazılıyor. En büyük arzusu süvari olmak. Kuleli Askeri Lisesi'nde okurken Osmanlı Devleti savaşa giriyor. Fikret Bey 1915'te Filistin Cephesi'ne gönderiliyor. İsmet Paşa ile orada tanışıyor, istanbul'a geri döndükten sonra, Beyoğlu'nda yürürken, işgalci devletlerin insanlar altından geçerken başını eğsin diye alçaktan astığı bayraklarını elinin tersiyle itiyor. Bu durum, işgalcilerden bir askerin dikkatini çekiyor; "Herkes gibi altından geçeceksin" diyor. Fikret Bey kabul etmiyor; olay büyüyor.
Silahına sarılan Fikret Bey'i arkadaşları zor kaçırıyor. Torunu Feyyaz Yüzatlı'nın deyimiyle "tam bir çılgın Türk" olan Fikret Bey "m hikâyesi, Celal Bayar, ismet Paşa ve Atatürk'e ulaşıyor. "Bu kahraman askere yazık olacak" diye çağırıp Milli Mücadele'ye destek istiyorlar. Ankara'ya giden Fikret Bey, tüm savaşlarda görev yapıyor ve Gazi unvanını da alıyor, izmir'in işgalinde Sarıkışla'daki Yunan bayrağını indirip yerine Türk bayrağını çeken 3 kişiden biri oluyor. Bu, Atatürk'ün dikkatini çekiyor. Savaş tecrübesi olan ve Kurtuluş Savaşı'nda 4 kez yaralanan birinin yaveri olmasını istiyor. Fakat İsmet Paşa ağır basıyor. "Filistin'den tanırım; benim yaverim olsun" diyor. Böylece, Yüzatlı ve inönü Ailesi arasında ömür boyu süren, hâlâ devam eden ilişki başlıyor.
Menekşe Ataselim/Habertürk