Kentsel Dönüşüm

Fikirtepe ABD'de doktora tezi oldu!

İstanbul'daki kentsel dönüşüm pastasının en büyük dilimi olan Fikirtepe'nin hikayesi, ABD'de doktora tezi oldu. Tezi hazırlayan Duygu Parmaksızoğlu, cami çıkışında açıklanan dönüşümün nasıl ranta dönüştürüldüğünü anlatıyor...

İstanbul'daki kentsel dönüşüm pastasının en büyük dilimi olan Fikirtepe'nin hikayesi, ABD'de doktora tezi oldu. Tezi hazırlayan Duygu Parmaksızoğlu, cami çıkışında açıklanan dönüşümün nasıl ranta dönüştürüldüğünü anlatıyor.



İSTANBUL'DAKİ kentsel dönüşüm rantının en büyük dilimi Fikirtepe gerçeği, ABD'de doktora tezi oldu. City University of New York Öğretim Görevlisi Antroplog Duygu Parmaksızoğlu, bir yıldır saha çalışmalarını sürdürdüğü Fikirtepe'yi "Belirsiz Gelecekte Ortaklık: İstanbul'da Kentsel Dönüşüm" başlığıyla tez konusu yaptı. Parmaksızoğlu, doktora tezinde, afet yasası eliyle çıkmaz sokağa dönüştürülen ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 'rant kapısı' haline getirilen Fikirtepe'deki kentsel dönüşüm sürecini detaylarıyla inceliyor. Tezde ayrıca, malikler ve müteahhitler arasındaki pazarlık süreci incelenirken; risk, spekülasyon gibi kavramların ne şekilde ortaya çıktığı, dönüşümün ekonomik ve sosyo-kültürel doku üzerindeki etkileri bilimsel olarak masaya yatırılıyor. 


I KURGULANMIŞ DÖNÜŞÜM Antropolog Duygu Parmaksızoğlu, YURT'a bir yıldır sürdürdüğü saha çalışmasının sonuçlarını anlattı. Parmaksızoğlu, Fikirtepe'deki belirsizliğin yurttaşları spekülatörlerin eline düşürdüğünü ve ellerindekini de kaybettiğini belirterek "Kentle, insanların hayatlarıyla kumar oynayan belki de depremden çok, depremden korunmak için kurgulanmış kentsel dönüşümün ta kendisi" dedi 


¦ Fikirtepe'de proje nasıl başlatıldı ve son olarak hangi aşamaya geldi? 

"2011 yılının başlarında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Fikirtepe'de bulunan Onikiler Camisi'ne gelerek Cuma namazını kıldı ve ardından bölgede uygulanacak kentsel dönüşümün müjdesini verdi. Özel Proje alanı olarak belirlenen bölgeye, eşi benzeri olmayan bir imar hakkı tanındı. Buna göre, Fikirtepe'de yaşayan parsel sahipleri parsellerini birleştirip belli bir metrekareye çıkmayı başarırlarsa 4.14 oranında yapılı imar hakkına sahip olacaklardı. Bu oran Kadıköy bölgesindeki emsallerin tam 2 katıydı. Yapılan planlama çalışmasıyla 130 hektarlık Fikirtepe yaklaşık 60 adaya ayrıldı ve her ada kendi içinde temsilci gruplar oluşturarak müteahhit firmalarla pazarlık masasına oturdular. 


2011'in ilk aylarında başlayan bu pazarlık süreci 2013'ün Mayıs ayında durma noktasına geldi. Aradan geçen yaklaşık 2,5 senede 2-3 tane ada boşaltılmış ve yıkılmış, bazı adalarda anlaşmalar sağlanmış ve birçok adada malikler ve müteahi p HYunmnı % HYunonı hitler arasında anlaşma sağlanamamıştı." 


»MAHALLELİ BİRBİRİNE DÜŞTÜ 

¦ Peki anlaşama sağlanamayan bölgelerdeki durum nedir? Bu durum sonuç olarak taraflara nasıl yansıdı? 

"Anlaşma sağlanamayan adaların birçoğunda temsilciler müteahhit yanlısı olmakla ve onlardan menfaat temin ederek malikleri anlaşmaya zorlamakla suçlanmaya başlandı. Suçlananlar da, bazı arsa sahiplerinin müteahhitten ekstra para talep ettiğini iddia etti. Bu da, Fikirtepe'de ciddi bir güven sorunu meydana getirdi. Komşuların arası açıldı, müteahhitlere duyulan güven azaldı. 


Taşmmaların başlamasıyla, esnaf da zor duruma düştü ve birçok dükkan kapandı. Boşalan evlere tinerciler, madde bağımlıları yerleşmeye başladı. Bölgede gasp, hırsızlık gibi olaylar arttı, hava karardıktan sonra insanlar sokağa çıkamayacak hale geldiler. Bölgenin bu hale bürünmesi, yurttaşları 'çantacı' tabir edilen kişilerin de eline düşürdü. Nakit para karşılığında haklarını çantacılara satmaya başladı." 


PİYANGO HÜSRANA DÖNDÜ' 

¦ Planlar ilk açıklandığından nasıl algılandı? Devamında neler yaşandı? 

Plan ilk duyurulduğunda, insanlar gecekondularını verip yerine lüks birkaç tane daire birden alacaklarının hayalini kurmuşlardı ve proje hükümet tarafından medya eliyle 'piyango' olarak lanse edildi. Hak sahiplerinin ranta ortak olma beklentisiyle bugünlere gelindi. Mayıs ayının ortalarında ani bir kararla proje durduruldu ve askıya alındı. Fikirtepe bu kararla ilk olarak Özel Proje alanı statüsünden çıkarıldı, ardından da İBB'nin elinden tüm yetkiler alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üzerinden merkezi yönetime devredildi. Bu devirle beraber projenin hukuki çerçevesi de değişti ve afet yasası kapsamına alınarak Fikirtepe riskli bölge ilan edildi. 


Bu değişiklik malikler ve müteahhitler arasındaki pazarlık sürecinde müteahhitlerin elini sağlamlaştıran bir ortam sundu. KDV oranı %18'den %1'e düşürüldü ve müteahhittin yapı adasında hak sahiplerinin 3/2'sinin imzasını alması yeterli görüldü. Pazarlık gücü iyice azalan malikler önlerine sunulan anlaşmalara 'evet' demek mecburiyetinde kaldılar. 

ÇEVRE Bakanlığı burada faaliyet gösteren firmaları herhangi bir denetimden geçirmediği ve standart bir anlaşma şablonu da hazırlamadığı için, vatandaşlar korumasız durumda. Şu an faaliyet gösteren firmaların birçoğu çok yeni kurulmuş firmalar ve önemli bir kısmı da aslında inşaat değil faktöring firması. Bu durum da projenin akıbeti ve yaşanabilecek mağduriyetlerle ilgili ciddi soru işaretleri doğuruyor. 


»VATANDAŞA BASKI YAPIYORLAR Bazı firmalar yıkım ruhsatını almış ve maliklerine meskenlerini boşaltıp müteahhite teslim etmeleri için noterden ihtarname yolluyor. Belirtilen tarihte tahliye olmazsa gecikilen her hafta için ceza ödeneceği yazıyor. Bakanlık yetkilileriyle görüştüğümüzde, henüz hiçbir firmaya inşaat ruhsatı verilmediğini, yıkım ruhsatının şu aşamada çok bir bağlayıcılığının da olamayacağını öğreniyoruz. Ancak çok tedirgin olan malikler apar topar evlerini, işyerlerini boşaltıp yeniden bir yerlerde bir hayat kurmanın telaşına düşmekte, belki bir gün hakikaten zengin oluruz umuduyla yıllardır içinde yaşadıkları belirsizliğe göğüs germeye çalışmaktalar." 


Yurt Gazetesi