Kahramanmaraş'ta başlayıp 11 şehri etkisi altına alan ve binler can kaybına neden olan deprem, binlerce kişiyi yerinden yurdundan etti. Binlerce kişinin evsiz kalması bölgede fırsatçılık yapılmasına neden oldu.  'Fırsatçı' mülk sahiplerine karşı sıkı denetim başladı.  Dr

Afetin akabinde pek çok konutun çöktüğünü ve barınma hakkının temel gereksinimler listesinin başında geldiğini belirten Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Prof. Dr. Muharrem Kılıç, "Afetzedeler, özellikle konaklama, iletişim, eğitim-öğretim ve sağlık hakkı bakımından bazı zorluklarla mücadele ediyor.
 Zelzele akabi müdahale, iyileştirme ve tekrardan inşa çabalarına eşitlik ve insan hakları ilkelerinin dahil edilmesinin Ehemmiyetine dikkat çekmek istiyorum" dedi.

"BARINMA HAKKI İHLAL EDİLİYOR"

Kılıç, afetzedelerden çok kira istenmesini 'dolaylı ayrımcılık' dahilinde değerlendirerek, "Bir gerçek veya tüzel kişinin, görünüşte ayrımcı olmayan her türlü icraat,  işlem ve uygulamalar neticesinde, hukuken tanınmış hak ve özgürlüklerden faydalanma bakımından nesnel olarak dezavantajlı konuma sokulması halinde dolaylı ayrımcılıktan söz edilir" sözlerini kullandı.

Özellikle zelzele bölgesine yakın şehirlerde fahiş kira yükselişleri yaşandığına dikkat çeken Kılıç, "Afetzedelerin yüksek kiralarla muhatap olması, sosyal haklar kapsamında barınma hakkının Bozulmasını gündeme getiriyor. Konut ve barınma hakkı, sosyal devletin en ehemmiyetli gereklerinden biri olarak şahıslara insan onuruna uygun asgari yaşam standardını sağlamanın en ehemmiyetli aracıdır" sözlerini ifade etti.

"KONUTLAR ÖDENEBİLİR OLMALI"

Kılıç, Avrupa Konseyinin 5 No'lu 2009 tarihli barınma hakkının uygulanması üstüne yayınladığı teklife atıf yaparak, konutların 'ödenebilir' olması ve özellikle yurt içindeki 
kırılgan gruplara has özel tedbirlerin alınması gerektiğine dikkati çekti

Keyfi kira yükselişlerinin, afetzedeleri, daha korunmasız duruma soktuğunu ifade eden Kılıç, "Tüm yurttaşlarımızın dayanışma temelinde hazır olduğu günlerde bu yıkımın fırsat bilinerek konut ücretlerinin fahiş şekilde artırılması, insan haklarının temel ilke ve kıymetlerine terslik teşkil ediyor" değerlendirmesinde bulundu.

Kılıç, TİHEK'in en ehemmiyetli görev sahalarından birinin hukuken tanınmış hak ve özgürlüklerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti:

"Afetzedelere ev verilmemesi ya da ev kiralamada yüksek kira tutarı istenmesi gibi uygulamalar 6701 sayılı kanun gereğince taşınmazların kiralanması ve kira akdinin koşullarının tespit edilmesi bağlamında değerlendirilebilecek ve kanunda sınırlı sayıda ifade edilen ayrımcılık temellerinden en az biriyle alakalı olması durumunda araştırma 
ve inceleme konusu yapılabilecektir."

"CEZASI NEREDEYSE 90 BİN LİRAYA ÇIKIYOR"

Kılıç, afetzedelerden çok kira talebi, afetzedelere ev verilmemesi ya da istihdamın sağlanamaması gibi amellerin insan hakları ihlali olduğunun altını çizerek,  TİHEK'in bu hususlarda idari yaptırım uygulama yetkisinin bulunduğunu söyledi. Kılıç sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ayrımcılık yasağı ihlali iddiaları hakkındaki başvurular ve resen incelemeler doğrultusunda ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine karar verilmesi durumunda ihlal kararı ile beraber alakalılar hakkında idari yaptırım kararı alınabilir. 2023'ten itibaren tekrardan değerleme neticesinde verilebilecek idari para cezasının alt sınırı 5 bin 958 TL,
 üst sınırı ise 89 bin 571 TL."

Emekli maaşlarına zam yapıldı mı? Emekli bayram ikramiyesi nasıl hesaplanır?

Asgari ücretli bu hesabın içinden çıkamıyor! İşte açlık ve yoksulluk sınırı

Deprem ekonomik olarakta vurdu! Maliyet hesaplaması 50 milyar doları geçti