25 / 12 / 2024

Fransız yetimhanesinin yerinde artık Bebeköy konutları var!

Fransız yetimhanesinin yerinde artık Bebeköy konutları var!

146 yıl önce inşa edilen, İstanbul Bebek'te hizmet veren Fransız yetimhanesi artık Bebeköy adında büyük bir yerleşim alanı...



Bebeköy'ün ahşap binaları arasında yürüyoruz. Bir film setini andıran Bebeköy'e bir “site” denemez. Çünkü birbirine benzeyen, sıkıcı binalara rastlamanız mümkün değil. Büyük-küçük değişik boyutlarda ahşap binalar, küçük bir meydan, insanların toplanabileceği kafe-restoran gibi mekanlar tasarlanmış. Bebeköy, 12 bin 500 metrekarelik bir kapalı alana sahip, 63 dönümlük bir arazi üzerine kurulu bir yerleşim yeri. Bebeköy'ün mimarlarından Şenay Kahramanoğlu bu küçük yerleşim yerinin 146 yıl önce Fransız katolik rahibeler tarafından kurulduğunu ve uzun yıllar yetimhane olarak hizmet verdiğini anlatıyor bize. Şu an ise Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait. Yıllardır yıpranan, hatta 1974'te bir yangında iyice zarar gören binaların restorasyonunu da Dikon Mimarlık Ltd. Şirketi'nden Sedat Aklan ve ortağı Şenay Kahramanoğlu yaptı. 15 yıldır restorasyon projeleri üzerinde çalıştıklarını söyleyen mimarlar Bebeköy'de her şeyi aslına uygun restore ettiklerine dikkat çekiyorlar. Şenay Kahramanoğlu ve Sedat Aklan ile şehrin ortasındaki bu yeşillikler içindeki “köy” hakkında konuştuk...

Mimar Şenay KahramanoğluBurası aslında eskiden bir yetimhaneydi...
Evet. Katolik rahibelerin 146 yıl önce, 1800'lerin başında kurduğu ve yetimhane olarak hizmet vermiş bir yerleşim aslında burası. Burada rahibeler ve Saint Benoit Fransız Lisesi'nın yatılı kısmında okuyan kız öğrenciler kalıyormuş. Tesiste ayrıca küçük bir şapel de var. Bir süre sonra burada kalan öğrencilerin sayısı azalmış ve Vakıflar Genel Müdürlüğü devralmış. Vakıfların kendi kiracıları yaşamaya başlamış burada. Biz buraya geldiğimizde Vakıflar'ın ilk kiracıları, belki 20 yıllık kiracıları burada oturuyordu.

Öğrencilerden tanıştığınız oldu mu hiç?
Hayır. Ancak buranın bekçisi Mehmet beyle tanıştık. Yıllardır buranın bekçisiymiş. Onu kanserden kaybettik maalesef iki yıl önce. Rahibelerin ve çocukların hiçbiri yoktu. O dönemde burada çalışan bazı insanlar vardı ama. Mesela Şahin amca. Tesisin bakımını yapıyordu. 1956 yılından beri burada yaşıyordu ailesiyle. Ahmet amca da eski bekçiydi. Eskiden binaların kullanımıyla ilgili onlardan çok bilgi aldık.

Binalar aslına uygun
146 yıl önce bu yerleşim yeri nasılsa siz de şimdi birebir aynını yaptınız...
Evet. Her şey aslına uygun. 1974 yılında burada büyük bir yangın çıkmış. Yeniden onaramamışlar ve tesis bütün fonksiyonunu yitirmiş. Biz geldiğimizde yanan bir binanın yerinde bir ceviz ağacığın yetiştiğini gördük. 20 yaşında bir ağaçtı bu. Yanan binaları restore ettik. Üç bina dışında hepsi oturulamayacak durumdaydı aslında. Şu anda burada 68 bağımsız birim var. Her boyutta, hepsi farklı iç mekanları olan bağımsız birimler bunlar. Hiçbirinin de mimari özelliğini bozmadık. Eski haline birebir uygun restore edildi. Bir zamanlar buralar yaşama birimi olarak kullanıldığı için yine yaşama birimi olarak kullanılacak. Yürüyüş yolları bile asfalt değil, taş dokulu yürüyüş yolları.

“Tesiste kafe ve restoranlar da açılacak”
Yetimhane binası küçük dairelerden mi oluşuyor?
Evet. Aslına uygun, küçük stüdyo daireler var o binada. Binalar orjinal fonksiyonuna uygun yapıldı. Mesela tesisin girişinde bir spor kulübü var. Orası eskiden çocukların futbol oynadıkları bir yer. Tesisin bir bölümünde de erkek öğrenciler kalıyormuş ve burada futbol oynuyorlarmış.

Burası küçük bir köy gibi aslında...
Evet. Bir yaşam köyü burası. Bu nedenle de zaten adı “Bebeköy”. Bir film seti, bir kasaba gibi burası. “Site” demek istemiyoruz. Çünkü birbirini tekrarlayan bina yok burada. Sitelerin sıkıcılığından öte bir yer. Kendi ruhunu, eski sokak dokusunu koruyan bir yerleşim yeri. Yani sokakta binalar nasıl diziliyse, burada da öyle. Küçük bir meydanı var, köy meydanı gibi. İnsanların toplanabileceği, restoran-kafe gibi mekanlar var. Şu an bir-iki aile yaşıyor Bebeköy'de. Yaşam ufak ufak başladı.

MAC'te Boğaz'a nazır spor
* 15 dönüm arazi üzerine kurulu bir spor kulübü olan MAC'te Boğaz manzaralı büyük bir havuz yer alıyor.
* Kulüpte stres atılabilecek bir spa, fitness, pilates, kinesis ve yoga gibi hizmetler var. Spadaki jakuzinin içindeyken Boğaz'ı seyredebiliyorsunuz. Spadan sonra ise kuaför ücretsiz.
* MAC'te çeşitli masajlar da yapılıyor. Ayrıca Türk hamamı da var. Tesiste tenis kortu ve basketbol sahası da bulunuyor. Hocalardan özel ders almak da mümkün. Kulübe üyelik ise 4 bin dolar civarında.

Eski yetimhane çalışanlarının anlattıkları detaylardan yararlandık”
Mimar Sedat Aklan
* Bebeköy'ü eskiden olduğu gibi bütünlüğü korunan bir yerleşim bölgesi olarak algılıyorum, yalnız bir farkla bugünkü ekonomik yapı çerçevesinde sebze bahçelerinin yerini çiçek bahçeleri ve seralar alabilir. Tiyatro salonunda gösteriler ve toplantılar yapılabilir. Farklı büyüklükte tasarlanmış konaklama birimleri ziyaretçilere servis verebilir.
* Eski çalışanlarla ilişkimiz, onların yaşlandığı ve enerjilerinin azaldığı bir döneme rastladı. Fakat geçirdikleri uzun çalışma süresinde bütün detayları inanılmayacak şekilde hatırlayıp anlatıyorlardı. Dinlediklerimizin tümünü kaydedememek bugün bizim için bir kayıp, yoğun tempo içerisinde bu insanları bir gün bulamayacağımızı düşünmedik.
* Burası kendine yeten bir işletme şeklinde organize olmuş bir yerleşimdi. Su kaynakları, açık ve kapalı su yolları, sebze bahçeleri, meyve ağaçları ve yapılar, yaya yolları bir bütün olarak ihtiyaçlara göre farklı zamanlarda inşa edilerek bütünü oluşturmuştu. Bu yapıyı korumaya özen gösterdik. Yapılar zaman içinde kısmen yıkılmış ve yanmıştı, bulduğumuz hava fotoğrafları ve zeminde yaptığımız araştırmalarla yapıların tümünü gerçek ölçülerinde arazide oldukları yere yerleştirdik.
Bade GÜRLEYEN/Hürriyet


Geri Dön