Sektörel

Galataport, İstanbul’un en değerli projelerinden biri olacak!

"Şu dönemde Galataport projesini yapıyorsunuz Doğuş Grubu’yla. Günde 2-3 gemi gelirken İstanbul’a, artık kruvaziyer turizm bitiş noktasına geldi. Biz ne yaptık? diyor musunuz?" sorusuna İş adamı Serdar Bilgili, "Galataport İstanbul’un en değerli projelerinden biri olacak" dedi.

İŞ ADAMI Serdar Bilgili, aralarında Radisson Blue, Soho House, Bodrum Bodrum, W Otel ve One da olduğu gayrimenkul ve turizm yatırımlarını hayata geçiren Bilgili Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı. İstanbul Akaretler’deki Sıraselviler projesini hayata geçirerek, Akaretler’in dönüşümünü gerçekleştiren, ardında da 2009 yılında Corpera adlı şirketiyle Amerika Konsolosluğu’nun Beyoğlu’ndaki binasını 51 yıllığına kiralayarak, binayı restore edip Soho House’u İstanbul’a getiren Serdar Bilgili, gerçekleştirdiği projelerden de anlaşılacağı üzere restorasyonu seviyor. Son dönemde de odağında V108 projesi ve Doğuş Grubu’yla birlikte yaptıkları Galataport projesi var. Beşiktaş Spor Kulübü Başkanlığı yaptığı dönemde yıkık dökük binalardan oluşan Akaretler’i yenileme, canlandırma hayali kuran ve sonraki dönemde Akaretler’de İstanbul’un en kapsamlı restorasyon projesini gerçekleştiren işadamı, son 2 yıldır da Nişantaşı’nın simge binalardan birini yeniliyor. Bu proje tamamlanırken Bilgili, işadamı kimliğinin yanında fotoğrafçı kimliğini de hatırlatan bir projeyle karşımıza çıktı. Valikonağı Caddesi’nde Yapı Kredi Bankası mensupları Yardım ve Emekli Sandığı tarafından 1972 yılında bir yarışma ürünü olarak Tekeli ve Sisa Mimari ortaklığında tasarlanan binanın dış cephesini Bilgili kendi çektiği Nişantaşı Portreleri’yle kapladı. Dünyanın en büyük fotoğraf sergisi olmaya aday olan proje yabancı basında da ilgi gördü, Forbes’ten Ekonomist’e Bilgili’nin Nişantaşı Portreleri haberleri çıktı. VK108 Binası’nda Serdar Bilgili ile buluştuk.


ÖZEL BİR ANLAMI VAR

* Restorasyon projelerine aynı çizgide devam mı edeceksiniz?

- Eski binaların kimliğinin koruması gerektiğine inanıyorum. Yıkık, dökük durmamaları gerekiyor. Akaretler yıllarca önünden geçtiğim bir yerdi. Yurtdışında gördüğümüz kimliğini kaybetmeden konfor içinde yaşatılan yerleri düşündüm ve Akaretler’in dönüşümünü hayal ettim. Beşiktaş’ın kalbinde olmanın da benim için özel bir anlamı var. Başarılı da olduk. Belki başta kurguladığımız konsept olmadı ama zaman içinde daha çok yeme-içme mekanlarının olduğu bir cadde haline dönüştü. Galataport da aynı şekilde. Önünden geçtiğimde “bu liman İstanbul’a yakışmıyor” diye düşünürdüm, kendi başımıza o ihaleyi almamız mümkün değildi. Doğuş Grubu’yla birlikte olduğumuz için mutluyuz.


GALATAPORT EN GÖZDE YER OLACAK

* Şu dönemde Galataport projesini yapıyorsunuz Doğuş Grubu’yla. Günde 2-3 gemi gelirken İstanbul’a, artık kruvaziyer turizm bitiş noktasına geldi. Biz ne yaptık? diyor musunuz?

- Galataport İstanbul’un en değerli projelerinden biri olacak. Buna eminiz. Galataport şehrin göbeğinde, Osmanlı mimarisiyle ilgili ne varsa herşey orada, tarihi yarımada ortasında... Ne yazık ki kruvaziyer limanı olarak da çok ihmal edilmiş. Doğu Bloku ülkesindeki yerler gibi bırakılmış çok uzun süre. İçine girdiğinizde utanç verici diyebileceğim seviyedeydi. Bir yabancı geldiğinde Türkiye’de İstanbul’da ilk karşılaştığı yer böyle olmamalıydı. Ben hem oranın değişmesi gerektiğine hem de bölgenin cazibesine çok inandım. Bugünler geçecek. Orası İstanbul’un en gözde yerlerinden biri olacak. Atatürk Havalimanı’yla nasıl gurur duyulduysa burası da öyle olmalı, olacak. 2015 senesinde 380 küsur gemi gelmişti. Bu yıl 3 gemi geldi. Türkiye rotadan çıkarıldı. Bunun da bilinçli yapıldığını düşünüyorum. Bu yüzden de onlar ne diyorsa tersini göstermeliyiz. Sanatın konuşulduğu, cıvıl cıvl bir yerde iç savaş mı olur? Dünyanın her yerinde sorun var. Türkiye kendini iyi anlatmalı, tanıtmalı.


* Çok tartışmalar çıktı projeyle ilgili. Alanın kamuya açılması konusunda projenin yenilenmesi istendi…

- Biz buna çok özen gösterdik. Eski haliyle kapalı kocaman bir alandı, biz sahili komple halka açacağız. Çevrenin dokusuna uygun olacak. Binalar o bölgenin dokusuna uygun restore ediliyor. Eski depo ardiyeler de bölgenin dokusuna uygun bağırmayan, çok zarif, silüeti asla değiştirmeyen aksine hoşlaştıran binalar olarak hayat bulacak. Bittiğinde İstanbul’un en çekici yerlerinden biri olacak. Sahilde insanların açık havada güzel zaman geçireceği bir yer olacak. Karaköy bölgesiyle güzel birleşecek.


Akaretler’den sonra hayalimdeki iş Galataport’tu. Allah da nasip etti. Bizim tek başına yapabileceğimiz bir iş değildi. Doğuş da bizi kabul etti. Çok güzel çalışıyoruz birlikte.


ABLALARIM MELEKLERİM

* Bilgili Holding bir aile şirketi değil mi? Ablalarınıza düşkün olduğunuz söyleniyor…

- Bilgili Holding’in temeli çok eski. 30 yılık geçmişi var, gayrimenkul yatıımlarına ağırlık vermesi ise 2005 yılı sonrasında oldu. Benim ortaklarım ablalarım. Koruyucu meleklerim. Onlar sırtımı yasladığım kişiler. Biri mimar, biri işletme okudu. İki annem var, diyebilirim. Bir ablam inşaatların başında, biri de tüm finansmanın başında. Yani en az çalışan benim!


SERDAR BİLGİLİ KİMDİR?

Serdar Bilgili Kahramanmaraşlı bir ailenin 3 çocuğundan biri. İstanbul’da büyüdü. Robert Kolej mezunu. Üniversiteyi Amerika’da Redlands Üniversitesi’nde okudu. Hem İşletme hem de Fotoğrafçılık Bölümü’nü bitirdi. 1984 yılında Viyana’da BM’de staj yaptıktan sonra 1984 yılında iş hayatına atıldı. 1992 yılında BJK Yönetim Kurulu’na girdi. Süleyman Seba döneminde BJK yönetiminde oldu. 2002 yılında BJK Başkanı seçildi. 2004 yılında başkanlıktan istifa etti. Futbol gibi fotoğrafçılığa da tutkuyla bağlı olan Bilgili’nin 2007’de de Engellere Rağmen adlı bir sergisi açılmıştı.


Hürriyet