Sektörel

Gayrimenkul sektörü piyasalar düşerken bile kazançlı!

Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu Genel Başkan Vekili, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Meclis Üyesi Deniz Karataş, Emlak Konut GYO ve GYODER önderliğindeki kampanyayı anlattı. Karataş, ''Emlak Konut'un kampanyaları sektörü bir süre ayakta tutabilir'' dedi.

1 Şubat'ta Emlak Konut GYO ve GYODER önderliğinde başlatılan, 50 binden fazla konutu kapsayan 240 ay vadeli ve 2 ay sürecek, konutların yüzde 5 peşinatla ilk kez 20 yıl vade ile satılacağı kampanyada, tüketicilerin Emlak Konut GYO projelerinden ve diğer tanınmış ve marka konut firmalarının projelerinde bir ev almaları, kalan yüzde 15 peşinatı da, 2018 yılında ödemeleri gerekiyor. Piyasa fiyatının altındaki faiz oranları ile düşürülecek olan faizlerin, aradaki marjı kim finanse edecek diye soruyorsanız müteahhit firmalar ve Emlak GYO aradaki marjı finanse edebilecek. Merkez bankası faiz artırsa bile 10 yıl için % 0,5 faiz oranları ile verilecek bu projeden dönüş olamayacak ve bankalar ile yapılacak görüşmelerden sonra Emlak GYO projesinin detayları netleşecek. 1+1 dairelerin fiyatları ortalama 275.000 TL'den başlıyor. Bu rakamın aşağılara çekildiğinde, sektöre can suyu olacağını düşünüyoruz çünkü Türkiye'de 100 ila 500 bin dolara satılan marka konut, pazarın yaklaşık yüzde 30'unu oluşturuyor. Öte yandan, düşük faizle ve uzun vadeli kredi kullandırmak Emlak Konut açısından denizin bittiğinin ilanından başka bir şey değildir. Nitekim KONUTDER ve GYODER bu kampanyayı 2 ayla sınırlamış durumda. Müteahhitlerin Emlak Konut'un peşinden gitmesi hızla batmaya adım atmaları demektir. Özel sektörde maliyetinin altında kredi kullandıracak serbest kaynak da olmadığına göre alıcıları bu şekilde finanse etmeleri imkânsızdır. Zaten geçen yıl banka kredi kullanımları düştüğü için müteahhit kredilerinin oranı çok yükselmiş, vade ve tahsilat riskleri oldukça aitmiş durumdadır. 

TOKİ'nin de kampanyaya destek vermesi ile bu kampanyadan yararlanmak isteyen vatandaşlarımızın aklının karışmış olduğunu derneğimize gelen telefon ve maillerden görüyoruz. Şöyle ki; TOKİ deyince akıllara dar ve orta gelirli vatandaşların nitelikli konut ihtiyacını karşılamak amaçlı bir devlet kurumu geliyor. Kaldı ki; internette arama motoruna "TOKİ kuruluş amacı" diye yazdığımızda İnternet ansiklopedisi Vikipedi sayfasını görüyoruz ve şu açıklama yapılıyor: "Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ya da TOKİ, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığına bağlı, özellikle sosyal konut üretimi için kurulmuş olan kamu kuruluşudur. 1984 yılında Genel İdare dışında Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığı kurulmuştur. Sonraki yıllarda hem ismi hem de faaliyet alanlarında değişiklikler olmuştur. Kurumun amacı dar ve orta gelirli vatandaşların nitelikli konut ihtiyacını karşılamaktır." Hal böyle olunca da; vatandaş, bir an önce bahse konu bu kampanyadan yararlanmak için harekete geçmek istiyor ama sonuç hayal kırıklığı oluyor. Buradan da şunu anlıyoruz ki; amaca yönelik hareket etmek istiyorsanız, her zaman çıkış noktanızın sebebini elden bırakmamak zorundasınız. Aksi halde hedef sapması olur, olumlu veya olumsuz durumlarla karşı karşıya kalınabilir, işler arapsaçına dönebilir, prosedürler uzayıp gidebilir. Yeri gelmişken buna bir örnek daha vermemiz gerekirse; "Yapı Denetim Yasasını konuşabiliriz. Yapı Denetim Yasasının çıkış noktası da 1999 yılında yaşanan depremdeki can ve mal kaybıdır ve esas unsurları; binanın taşıyıcı kolonları, kirişleri, temeli vb. olan yani binayı ayakta tutan enstrümanlarıdır. Geldiğimiz noktada ise yasa amacının dışına çıkmıştır. Prosedür ve evrak tamamlama şekline dönüşmüştür; boyayla, sıvayla, ışıklandırmayla, makyajla gereğinin yapıldığı düşünülmekte ve bu aksesuarlarla ilgilenir hale gelinmiştir. 

Sonuç olarak; eğer satın almayı düşündüğünüz evin fiyatı kampanyadan önce ve sonra aynı ise (bu çok önemli çünkü normal uygulama faiz desteğinin maliyetinin fiyata eklenmesidir) bu imkânı kaçırmayın. Düşük faiz ve uzun vade sizin avantajınızadır. Eğer eve zam gelmişse zaten sübvansiyonun maliyetini siz ödüyorsunuz demektir. Ayrıca kampanyaya katılan projelerdeki evlerin en yakın teslim tarihi Aralık.2018'dir,yani oturacağınız evi teslim almadığınız için, kampanya dar ve orta gelirli vatandaşlara hitap etmemektedir bu hususlar da gözden kaçırılmamalıdır. Öte yandan, profesyonel yatırımcılar için yukarıda saydığımız faiz, maliyet hesabına dikkat edildiğinde kaçınılmaz bir fırsat olabilir çünkü, gayrimenkul piyasasında yalnızca yükselirken değil piyasa düşerken de iyi kazançlar elde edilebilir. Diğer bir konu da; alınması planlanan evin aidat bedelini ve tapunuzu ne zaman alacağınızı da öğrenmeyi unutmayın... 

Hiçbir ekonomik faaliyetin bu kadar çok doğrudan ya da dolaylı etki doğurma gücü olmadığı dikkate alındığında "İnşaat Sektörü"nün lokomotif gücünün bütün ülkeler için vazgeçilemez değeri ve kriz dönemlerinde neden desteklendiğini açıklar bize... Her kriz bir fırsattır. Suriye savaşı ve yaşanan yıkım, barış görüşmeleri olumlu sonuçlanırsa, hem Türkiye hem de inşaat sektörünü tek başına senelerce ayakta tutabilecek bir şantiye alanına dönebilir. Emlak Konut'un kampanyaları sektörü bir süre ayakta tutabilir. Kentsel dönüşümün önündeki engellerin kaldırılmış olması yenileme çalışmalarını hızlandıracaktır. Doların yükselmesi ve 1 milyonluk dolarlık ev alana vatandaşlık hakkı yabancının Türkiye'ye ilgisini arttırabilir. 

Ancak bütün bu pozitif şeyler negatife de dönebilir tabii eğer yukarıda da bahsettiğimiz gibi; amaca yönelik çıkış noktamızı elimizden bırakırsak... 

Saygılarımla...



Deniz KARATAŞ/Akdeniz'de Yeni Yüzyıl