Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2017 Raporu açıklandı!
URBAN Land Institute (ULI) ve PwC’nin uluslararası yatırımcıların Avrupa gayrimenkul sektörü yatırım kararlarına ışık tutan araştırması ‘Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2017 Raporu’nu’ sonuçları açıklandı.
Rapora göre Avrupa’daki gelişmeler gayrimenkul yatırımcılarının tercihlerini değiştirdi. 800’den fazla gayrimenkul profesyonelinin görüşlerine dayanarak hazırlanan rapora göre mevcut emlak yatırımları bakımından en iyi 30 şehir sıralamasında 2016’da 14. sırada olan İstanbul, 2017’de 28’inci sıraya geriledi. Gelişme öngörüsü bakımından en iyi 30 Avrupa şehri sıralamasında ise 7. sırada olan İstanbul 2017 beklentisinde 27’inci sıraya düştü. Raporda Alman şehirlerinin gayrimenkul sektörü için 2017 yılında Avrupa’daki en çok tercih edilen gayrimenkul yatırımı ve geliştirme bölgeleri olacağı belirtildi.
DARBE ETKİSİ
BREXIT’in yatırımcıların Londra tercihlerinde yarattığı etkinin benzeri, araştırmanın yapıldığı dönemde darbe girişimi etkilerinin henüz çok sıcak olması nedeniyle İstanbul için de kendisini gösterdiği görülüyor. Rapora göre İstanbul kısa vadede yatırımcılar için öncelikli tercih olmaktan çıktı. Raporda genel olarak uluslararası kurumsal yatırımların kısa vadede azalacağı öngörülürken Ortadoğu’dan gelen ve yüksek getiri bekleyen bireysel yatırımcıların İstanbul’u tercih edebileceğine işaret ediliyor. Raporda İstanbul’la ilgili değerlendirmelerde: güçlü bankacılık sektörünün Türkiye’nin bir avantajı olduğu; darbe girişimi sonrası hükümetin sektöre daha fazla destek vermesi olasılığının yüksekliği; ülkenin benzer bir pazar olan Rusya’dan farklı olarak gayrimenkulde yurtdışına bağımlı olmayan, oldukça likit bir iç talebe sahip olması ve bunun bu dönemde sorunun büyümesine engel olacağı; genç nüfus yapısı, hızla gelişen orta sınıf ve dolayısı ile iş hayatına dahil olan genç profesyonellerin etkisi ile tüketim harcamasına dayalı bir gelişmenin bu dönemde de beklenebileceği hususlarına yer veriliyor.
Hürriyet
Haber Habertürk'te şöyle yer aldı
İstanbul, terör saldırıları ve darbe girişimi nedeniyle Avrupalı yatırımcının gözünde yüksek cazibesini yitirdi ve gayrimenkul gelişme öngörüleri bakımından 27’nciliğe geriledi.
Urban Land Institute (ULI) ve PwC’nin uluslararası yatırımcıların Avrupa gayrimenkul sektörü yatırım kararları hakkındaki araştırması Gayrimenkul’de Gelişen Trendler Avrupa 2017 Raporu’nda; yatırımcılar, geliştiriciler, kredi verenler, aracılar ve danışmanlardan oluşan, uluslararası tanınmış 800’den fazla gayrimenkul profesyonelinin görüşüne göre şehirler sıralandı.
2016 yılında Avrupalı yatırımcılar tarafından gelişme öngörüleri bakımından en iyi 20 Avrupa şehri arasında yedinci sırada gösterilen İstanbul, 2017’de 20 sıra birden gerileyerek 27’inci sırada yer aldı.
2016’da mevcut emlak yatırımları bakımından 14’üncü sırada bulunan İstanbul, 2017 yılında 14 sıra birden gerileyerek 20 Avrupa şehri arasında 28’inci sırada yer aldı.
Raporda, artan terör saldırıları ve darbe girişiminin İstanbul’u kısa vadede yatırımcılar için öncelikli tercih olmaktan çıkardığı vurgulandı.
İSTİKRAR BEKLİYORLAR
Marttaki terör saldırıları ve hazirandaki Atatürk Havalimanı saldırıları sonrası toparlanmaya başlayan sektörün, darbe girişiminin ardından negatif etkilendiği belirtildi. Bir yatırımcı da Türkiye’de yaşanan gelişmelerin uluslararası yatırımcının cesaretini kırdığını belirterek, “Yıl sonu beklentilerimiz şimdiye göre daha kötü durumda. İstikrar Türkiye’ye dönene kadar, uluslararası yatırımcılar İstanbul’dan uzak duracaktır” değerlendirmesinde bulundu.
En yüksek seviyeyi 2008'de gördük
Potansiyeli Yüksek
Raporda uluslararası yatırımların azalacağı öngörülürken Ortadoğu’dan gelen bireysel yatırımcıların İstanbul’u tercih edebileceğine işaret ediliyor.
‘Yatırımcılar güvenli limanda kalmayı seçiyor’
PwC Türkiye Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu rapor sonuçlarının ülkemiz gayrimenkul sektörü ile ilişkisini de şu sözlerle değerlendirdi: “Siyasi belirsizlikler ekonomik sonuçlara, ekonomik sonuçlar da yatırımcıların tercihlerine doğrudan etki yapıyor. Hep belirttiğim gibi, Türkiye gibi gelişmekte olan gayrimenkul pazarları kalıcı, uzun dönemli, gerçek gayrimenkul yatırımlarını ancak dünya ekonomisinin yükseliş dönemlerinde çekebilir. Avrupa ve dünyada geçmiş dönemlerdeki ekonomik dalgalanmalarda olduğu gibi, içinde bulunduğumuz dönemde de tercihler ‘güvenli limanlarda’ kalmak yönünde olmak zorunda.”
BREXIT LONDRA’YI GERİLETTİ
ULI Türkiye Başkanı Ayşe Hasol Erktin ise uluslararası yatırımcıların, yatırım yapacakları kentleri seçerken fiziksel ve sosyal altyapı, yaşam kalitesi, nüfusun çeşitliliği, göç ve terörizm gibi konuları önemsediklerini belirtti. Raporda Londra’nın şehir sıralamalarında 11’inci sıradan 27’nci sıraya gerilemesi dikkat çekti. Gayrimenkul profesyonellerinin görüşlerine göre Alman şehirleri “güvenilir liman” arayışındaki gayrimenkul sektörü için 2017’de Avrupa’daki en çok tercih edilen gayrimenkul yatırımı ve geliştirme bölgeleri olacak. Ersun Bayraktaroğlu Londra’nın listenin sonlarında yer almasını AB’den çıkma kararına bağladı. Bayraktaroğlu, “Raporun anket ve mülakat dönemi tam BREXIT dönemine rastladığından Londra etkilendi” dedi.
Habertürk
Haber Dünya'da şöyle yer aldı
ayrimenkul yatırımlarında Londra ve İstanbul kan kaybeden şehirler olarak öne çıktı. İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkışını öngören BREXIT kararı Londra'nın düşüşünde rol oynarken, İstanbul'daki gerilemenin ise darbe kalkışmasından kaynaklandığına dikkat çekildi.
Urban Land Institute (ULI )ve PWC tarafından hazırlanan 'Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2017 Raporu'nun sonuçları dün İstanbul'da açıklandı. 30 ülkeyi kapsayan rapora göre 'Emlak Yatırımları Bakımından En İyi 20 Avrupa Şehri' arasında Alman şehirleri öne çıktı. Listede ilk beşe Almanya'dan 4 şehir girerken, Londra ve İstanbul kan kaybeden şehirler arasındafcyer aldı. İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkışını öngören BREXIT kararı Londra'nın düşüşünde rol oynarken, İstanbul'daki gerilemenin ise darbe kalkışmasından kaynaklandığına dikkat çekildi. Rapora göre, Avrupa Birliği referandumu sonrasmda yatırım tercihleri açısından Almanya İngiltere'yi geride bıraktı. Londra, Eylül 2016'nın sonuna kadar 12 ay boyunca 31 milyar euroluk sermaye girişiyle Avrupa'nın en önemli küresel sermaye merkezi olmaya devam ederken, yatırım ve geliştirme potansiyeli açısından Gelişen Trendler Avrupa Şehir Sıralaması'nda ll'inciden (2016) 27'nci basamağa (2017) geriledi. Geçen yıl listede 14'üncü sırada olan İstanbul ise bu yıl 28'nciliğe indi. Araştırmanın yapıldığı dönemde darbe girişimi etkilerinin henüz çok sıcak olmasınınİstanbul'un değerlendirmesini etkilediği belirtilirken, bu nedenle kentin kısa vadede yatırımcılar için öncelikli tercih olmaktan çıktığı kaydedildi.
Getiri beklentileri düşüyor Raporda genel olarak uluslararası kurumsal yatırımların kısa vadede azalacağı öngörülürken Ortadoğu'dan gelen ve yüksek getiri bekleyen bireysel yatırımcıların İstanbul'u tercih edebileceğine işaret edildi.
Raporda İstanbul ile ilgili değerlendirmelerde: güçlü bankacılık sektörünün Türkiye'nin bir avantajı olduğuna dikkat çekilirken, darbe girişimi sonrası hükümetin sektöre daha fazla destek vermesi olasılığının yüksekliğinden, ülkenin benzer bir pazar olan Rusya'dan farklı olarak gayrimenkulde yurt dışına bağımlı olmayan, oldukça likit bir iç talebe sahip olmasından ve bunun bu dönemde sorunun büyümesine engel olacağından bahsedildi.
Sektörel gelişmeleri ve beklentileri yorumlayan PwC Türkiye Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu, "Artık getirilerin azalmasına hazırlıklı olmalıyız. Getirilerimiz daha az olacak ve daha yüksek performans gösteremeyeceğiz ve yeni dönem daha belirsiz olacak" dedi. Araştırmaya katılanların yüzde 83'nün getiri beklentilerinin azalacağı görüşünde olduğunu dile getiren Bayraktaroğlu, bu nedenle gayrimenkülü elinde tutma sürelerinin 10 yılı aştığını belirtti.
ULI Türkiye Başkanı Ayşe Hasol Erktin ise raporda öne çıkan veriler hakkında şunları söyledi: "Bu yılki rapor, dünya emlak piyasalarındaki belirsizliğe işaret ediyor. Rapor, yanıtlardan çok yeni sorularla ortaya çıkıyor. İlk kez yüzde 89 gibi bir oranda katılımcı, politik belirsizlikleri en önemli endişe olarak belirtiyor."
Dünya