Sektörel

Gayrimenkulde projelerin yüzde 25’i barterla yükseliyor!

Son 1.5 yıldan bu yana satış sıkıntısı çeken gayrimenkul firmaları için barter yani takas modeli kurtuluş umudu oldu. 

Dünya Gazetesi yazarlarından Leyla İlhan bugünkü köşesinde gayrimenkul sektöründe yeni takas modelini kaleme aldı. İşte, o yazı... 

Uzun zamandan beri sektörde uygulanan sistemin ise özellikle son dönemde daha da yaygınlaşmaya başladığı ifade ediliyor. Bu artışta 2017’nin son aylarında daha fazla kendini hissettiren satış problemi etkili oldu. Piyasadan edindiğimiz bilgilere göre bu dönemde müteahhitlerin peşin para vererek proje geliştirme yöntemi yerine, daire karşılığında iş yapma yöntemini daha fazla tercih ettiği aktarılıyor. Bundan dolayı yaptıkları ihalelerin yüzde 50’si bartera dönmüş. Bir projenin tamamının ise yüzde 20-25’nin barterla yapılır hale geldiği belirtiliyor. Aslında model kısa vadede firmaların öz sermayesini harcamadan projeyi tamamlaması ve eldeki stokları eritmesi açısından faydalı gibi duruyor. Ancak bu fayda barter oranının yüzde 5’lerde kalması halinde geçerli oluyor. Çünkü barterla daire alan malzemeci ya da taşeron daha sonra bu daireleri firmanın belirlediği rakamın altında satışa çıkarabiliyor. Dolayısıyla barterlı anlaşmalarda oranlar arttıkça firmaların satış politikalarına zarar verebiliyor. Bu da o firmadan konut alan yatırımcıyı zarar uğratabildiği gibi projeye de zarar verebiliyor.

Faizler düşerse barter azalır
Müteahhitler için zor dönemlerde bir çözüm modeli haline gelen barter sistemi, bu modeli kabul etmeyen malzemeci veya taşeron firmaları ise zorda bırakıyor. Bilgilere göre bazı şirketlerin ihaleye çıkarken barter kabul etmeyen firmaları elediği sadece barterı kabul eden firmalarla yola devam ettiği kaydediliyor. Bu da barterı kabul etmeyen firmalar için zorlayıcı bir durum oluşturuyor. Firmaların son dönemde çokça benimsediği barter modelinin ise ancak faizlerin düşmesi ile azalabileceği ifade ediliyor. 

Büyük metrekarelerde barter artıyor


Konuyla ilgili Mint Yönetim Kurulu Başkanı Sefer Altıoğlu ise 4+1 veya dükkan gibi satış güçlüğü olan ürünlerin bartera konu olduğunu söyledi. İnşaat şirketlerinin bu yöntemle ellerindeki stokları ellerinden çıkardığını hem de iş yaptırdıklarını belirten Altıoğlu, ürünün metrekaresi arttıkça ve yoğunluk arttıkça bu yöntemin kullanıldığını aktardı. Altıoğlu, şunları söyledi: “1+1 veya 2+1 gibi dairelerin olduğu projelerde ihtiyaç yok. Çünkü İstanbul’da hane ortalamasına düşen nüfus oranı 2.8. Bu da İstanbul’da hane ihtiyacının 2+1 olduğunu geniş daire ihtiyacının az olduğunu gösteriyor. Markasız konutlarda maliyetin yüzde 50’si barterla finanse ediliyor. Markalılarda bu oran yüzde 15. Son 3 yılda 1 milyon 800 bin konut satıldı. Bu süreç içinde 3 milyona yakın yeni konut imalatı yapıldı. Elde 1 milyon 200 bine yakın stok bulunuyor. Bunların da önemli bir kısmı yüksek metrekareli konutlar. İhtiyacı anlamayan bir üretim var.”

Tesa Yapı Yönetim Kurulu Başkan Vekili Asım Sağlam:

Barterla iş yapan firmalar tercih edilmeye başlandı. Piyasanın güncel durumundan dolayı barterla iş yapmayı kabul etmeyen firmalar ise geri planda kalıyor.

Invest İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Bahattin Uçar: 

Barter’la daire verdiğinizde alan kişi daha ucuza satabiliyor. Onun için biz mümkün oldukça bartera girmiyoruz. Bizimle taahhüt işi yapanlar da diğer alıcılar gibi gidip satış ofisinden alıyor. Diğer türlü sizden 500 liraya alıp sonra 400 liraya satabiliyor. Bu da satış politikanızı bozuyor ve daire alanları olumsuz etkiliyor.

Hasanoğlu İnşaat’ın YK Yardımcısı Haluk Hasanoğlu: 

Barterın yükselmesi firmaların pazarlama politikalarını etkiler hale gelecek. Bu nedenle barter yapmamaya çalışıyoruz. Bu yöntemde oran yüzde 5'te kalmalı.