24 / 12 / 2024

Gaziantep Üniversitesi'nden ısı yalıtımı semineri

Gaziantep Üniversitesi'nden ısı yalıtımı semineri

Gaziantep Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü tarafından, "Isı Yalıtımının Önemi ve Yararları, Su Yalıtımı ve Su Yalıtımının Yararları" konulu seminer düzenlendi



Seminere konuşmacı olarak katılan Bitümlü Tecrit Maddeleri Sanayi ve Ticaret A.Ş Teknik Danışmanı Josef Bonfil, suyun yapı elemanlarına; sızarak, kapilarite ve yoğunlaşma olmak üzere üç şekilde girebileceğini söyledi. Bonfil, "Yağışlı havalarda rüzgârında basıncının etkisi ile çatı veya cephe kaplamalarındaki aralıklardan ya da çatlaklardan içeri yağmur suyu sızabilir. Beton tuğla gibi yapı elemanları içerisindeki boşluklar kanalı ile topraktaki suyun emilmesi sonucu içeriye su sızabilir veya nem oluşabilir" şeklinde konuştu.

Yapıların sudan ve zararlı etkilerinden korunması için suyun yapıların dışında tutulması gerektiğini vurgulayan Bonfil, havuzlar, içme suyu depoları, göletler gibi yapılarda ise suyun yapı içerisinde tutulması için yapılan işlemlerin su yalıtımı olarak nitelendirildiğini söyledi. Bonfil, "Su ve ısı yalıtımı, bir bütünlük içinde, temelden çatıya kadar kesintisiz olarak, doğru malzeme, malzemeye uygun doğru detaylar ve bu detayları doğru uygulayan bir işçilik ile sağlanır. Yeni yapılarda, inşaat bedelinde; su yalıtımı yüzde 3, ısı yalıtımı ise yüzde 5 tutarı kadardır. Yapılan incelemeler, hasarlarda korozyonun payının ise hepsinden yüksek olduğunu gösterdi. Hasarların yüzde 64'ü, nemin yol açtığı korozyondan kaynaklanıyor" şeklinde konuştu.

Yapılarda su yalıtımının çok önemli olduğunu vurgulayan Bonfil, "1999 yılında İstanbul'da yaşanan deprem sonrasında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hasar Tespit Komisyonu tarafından 55 bin 651 konut ve işyerinde yapılan kontrollerde, incelenen binaların yüzde 79'unun hasarlı bulunduğu ifade edilmiştir. Bu binaların yüzde 41'inde malzeme eksikliği, yüzde18'inde inşaat aşamasında betonun sulanma eksikliği, yüzde 11'inde eskime ve yıpranma, yüzde 3'ünde proje hatası, hasarların nedeni olarak belirlendi. Yine binaların yüzde 21'inde zemine uygun olmayan inşaat, yüzde 6'sında taşıyıcı elemanların kaldırılması, delinmesi gibi hususlar olduğunun tespit edildiği ifade edilmiştir" ifadesinde bulundu.

Korozyonun oluşmasında pek çok etkenin neden olabileceğini belirten Bonfil, korozyonun yapılarda, yapının içinde yaşayan insanlarda ve yapının içindeki eşyalara zarar verebileceğini kaydetti. Bonfil, "Binanın taşıyıcı sisteminin içindeki demir donatı, korozyon nedeni ile zayıflıyor. Taşıyıcı sistem; zaman içinde taşıyıcılık özelliğini yitiriyor. İnsanlarda ise, romatizmal eklem hastalıkları, kalp ve damar rahatsızlıkları, sinirli ve asabi davranışlar gibi rahatsızlıklar meydana getiriyor. Yapının içinde ise, bozulmalar ve küflenmeler meydana gelebilir. Korozyondan kurtulmanın yolu ise ısı ve su yalıtımını yapmaktır. Yapılar için ısı ve su yalıtımı çok önemlidir" diye konuştu.
Sabah Emlak


Geri Dön