Emlak Terimleri

Geçit hakkı davası nasıl açılır?

Medeni Kanun gereğince taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebiliyor. Peki, geçit hakkı davası nasıl açılır?

Geçit hakkı davası nasıl açılır?

Medeni Kanun gereğince geçit hakkı, arsa ve arazi sahiplerinin yasal hakları arasında yer alıyor. Taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebiliyor.


Bu hak, ilk önce kendisinden bu geçidin istenmesi önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun düşen komşuya karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana karşı kullanılıyor.


Zorunlu geçit iki tarafın menfaati gözetilerek belirleniyor. Geçit hakkı için hukuk mahkemesinde bir dilekçe ile dava açılabiliyor.


T.C. YARGITAY

14.Hukuk Dairesi

Esas: 2008/8718

Karar: 2008/10201

Karar Tarihi: 16.09.2008


(4721 S. K. m. 747, 748)


Dava: Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.08.2005 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.03.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı C. T. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:


Karar: Davacı, maliki olduğu 29 parselden yine maliki olduğu 31 parsele geçmek için davalılara ait 30 parsel sayılı taşınmazda 31 parsel lehine geçit hakkı kurulmasını istemiştir.


Mahkemece, davacıya ait 31 parsel yararına 30 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.


Hükmü, davalı C. T. temyize getirmiştir.


Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 747. maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine mutlak geçit ihtiyacı veya geçit yoksunluğu, ikincisine de nisbi geçit ihtiyacı ya da geçit yetersizliği denilmektedir.


Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit ihtiyacı olan kişi davasını öncelikle taşınmazların mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun taşınmaz malikine karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana yöneltmelidir.


Mahkemece, uygun geçit yeri saptanırken öncelikle taraf yararlarının gözetilmesi gerekir. Zira, geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil objektif esaslara uygun belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.


Uygun güzergah saptanırken, aleyhine geçit kurulan taşınmazın kullanım bütünlüğü bozulmamalıdır. Taşınmazın kullanım bütünlüğünün bozulmasının zorunlu olduğu hallerde bu husus gerekçelendirilerek geçit hakkı tesisi edilmelidir.


Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak, özellikle tarım alanların nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu miktarı aşan bir yol verilecekse bunun gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.


Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliğine uygun atanacak bilirkişiler aracılığı ile objektif kriterler esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel hükümden önce depo ettirilmeli, şayet dava tarihi ile hüküm tarihi arasında taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş ve bu sürede de geçit için öngörülen bedel davanın daha başında belirlenmişse, bu bedelin ödenmesine karar verilmesi halinde, mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olunacağı durumlarda hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak davranışları önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.


Kurulan geçit hakkının Medeni Kanunun 748/3. maddesi uyarınca tapu siciline kaydı da gereklidir.


Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.


Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;


Dava, gene yola ulaşma ihtiyacı nedeniyle değil de davacının kendisine ait iki ayrı parsel arasında yer alan davalılara ait 30 parsel numaralı taşınmaz üzerinden davacıya ait parsellere geçişi sağlar nitelikte geçit hakkı kurulması istemiyle açılmıştır.


Böyle bir istemle geçit hakkı tesisi yasaya uygun düşmez. Yasanın tanımadığı ve kurmadığı nitelikte bir hak yargı yoluyla tesis edilemeyeceği gibi istemin reddine karar verilecek yerde yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.


Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.09.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Araziye yol nasıl alınır?



Işıl Seren KESKİN/Emlakkulisi.com