Genel

Gedikpaşa kaderine mi terk edildi

Gedik Ahmet Paşa tarafından 1475 tarihinde Osmanlı döneminin en ünlü mimarlarından Mimar Hayrettin'e yaptırılan hamam ile ünlü semt geçmişin parlak günlerini arıyor

İstanbul'un çizilen ruhu ve bozulup siyaha boyanan silueti son derece rahatsız edici bir durum. Ne var ki, küçük esnaf bunlardan daha çok ekonomik gelişmelerle ilgileniyor. Açıkçası Gedikpaşa'da bir yaşam savaşı veriliyor. Semtte, suni deri satarak yaşamını idame ettirmeye çalışan Candan S. 'Burası artık dikiş tutmaz' diyerek anlatıyor:
'Ayakkabıcılıkla uğraşan küçük esnafın durumu 2004 yılından itibaren hep geriye gitti. Hükümet düşük kur politikası uygulayıp ithalatın önünü açtı. Sözde vergi kaçağı önlenecekti. İthalatçının vergisini ödeyip ödemediğiyle kimse ilgilenmiyor. Devlet bize, küçük esnafa gelindiğinde ise alacaklarını sonuna kadar tahsil ediyor. Başbakan, 'Bakkallar birleşsin süpermarket açsınlar' diyor. Artık mahalle bakkalının süpermarket karşısında hiçbir şansı yok. Bir süpermarketin açılması aşağı yukarı 200 bakkalın aç kalması demek. Bunu düşünen yok. Açıkçası ayakkabıcılık da benzer bir durumda. Dışarıdan ithal ayakkabı geliyor. Her gün yeni bir alışveriş merkezi açılıyor. Küçük üreticinin bu merkezlere girip kartellerle başa çıkabilmesine olanak yok. Ayrıca sektörün kimin elinde olduğu da herkes tarafından biliniyor. Sektöre hükmeden Gedikpaşa'ya da hükmediyor. Rantın adını 'dönüşüm' koydular. Semti ve küçük esnafı bitirmekle kalmadılar, bölgeyi cemaatlere peşkeş çektiler.'

Gedikpaşa'da dükkan sahibi olan Kirkor M. de benzer şeyler söylüyor:

'Sektör, Uzakdoğu ülkelerinden getirilen ucuz mallar karşısında boyun eğdi. Emek yabana atılır oldu. Gedikpaşa, sosyal dönüşüm projesinden de olumsuz yönde etkilendi. Esnafa, burayı terk etmesi için çok baskı yapıldı. Mal sahipleri bile bıkıp gayri-menkullerini çok düşük fiyatlara satarak bölgeyi terk etti. şžimdi bu binaların çok büyük rakamlarla başkalarına satılacağı söyleniyor.'

Esnaf önünde sonunda Gedikpaşa'nın bir turizm alanına dönüşeceği konusunda hemfikir. Ortak görüşlerini şu sözlerle anlatıyorlar:
'Sosyal dönüşüm, bir bölgeyi baştan aşağı yıkarak gerçekleşmez. Kültür, doku ve kentin yapısıyla birlikte insan emeği de hiçe sayılıyor. Yakın zamanda buradaki kepenklerin tümü inecek. Biz bu davayı kaybettik.'
Cumhuriyet