Türkiye’de bir “yaban hayatı müzesi” kurulması için tutkuluydu. Kurucusu ve sahibi olduğu, o menhus hastalıktan sonra Turgay Ciner’e sattığı HABERTÜRK TV’nin yanı sıra “YABAN TV” adlı -yayınını Melih Meriç’in ellerinde güçlenerek sürdüren- kanalı kurmuştu. Ufuk, gençliğine kadar uzanan yıllar boyu tecrübeler damıtmış usta avcıydı.
Afrika’da, Sibirya’da, Alaska’da, Kuzey Kutbu’nda avlanmıştı. Türkiye dağlarını avucunun içi gibi bilirdi.
Evinde zengin bir “doldurulmuş” av hayvanları koleksiyonu vardı.
“Bu koleksiyonu, kurulacak bir yaban hayatı müzesine bağışlamak istediğini” söylerdi.
Dostum, kardeşim Ufuk’un o hayali gerçekleşiyor.
Vefatının ardından ailesi ve yakınları “UFUK GÜLDEMİR GAZETECİLİK, EĞİTİM, KÜLTÜR VE DOĞA VAKFI”nı kurdular.
Ufuk’un kardeşi Şafak Okaygüm vakfın başkanı.
Kurulacak müzeye kendisinin de özel koleksiyonunu bağışlayacak olan Ufuk’un av arkadaşı, can dostu Prof. Dr. Antonio Trupia’nın da katkısıyla vakıf yönetimi İTÜ ile anlaştı.
İTÜ kampüsünde müze için doğanın zarar görmeyeceği ve doğal ortama uyumlu olacak bir yer belirlendi. Müze inşaatı Temmuz 2012’de tamamlanacak. Sadece inşaat için bağışların toplamı 3 milyon 324 bin TL. İnşaatın tamamlanması sonrasında müzeleştirme çalışması 2013 yılı içinde bitecek ve açılışı yapılacak. Müzenin anayasası da var. Yaban yaşamının anlatılması ve korunması... Çocukları ve gençleri yaban hayatı ile tanıştırmak, yaban hayatını sevdirmek.
Ekosistemdeki her bir varlığın, zincirin halkaları gibi birbirine bağlı olduğunu ve birinin bile eksilmesinin tüm zinciri olumsuz etkilediğini, uzun vade için insan yaşamına, küresel ekosisteme topyekzn tehdit oluşturacağına dikkat çekmek.
Ufuk’un güzel gülümseyişini görür gibiyiz.
Güneri Cıvaoğlu/Milliyet