Göçler ‘Akıllı Şehir’ yatırımlarını hızlandırdı!
Teknoloji ve dijital dönüşüm hayatımızın her noktasını etkilerken akıllı şehir projeleri de bu büyük dönüşümün bir parçası haline geldi. Akıllı binalar, enerji verimliliğini sağlayan akıllı kentsel aydınlatmalar, en yaygın akıllı şehir uygulamaları olarak gösteriliyor.
Canovate Group CMO’su Erdem Günay, Dünya Gazetesi'nde kaleme aldığı yazıda akıllı şehir yatırımlarını anlattı. İşte o yazı...
Dünya çapında günde 1,3 milyon kişi şehirlere göç etmektedir ve 2025 yılına kadar dünya nüfusunun %65’inin şehirlerde yaşayacağı öngörülmektedir. Kentlerde yaşayan nüfus sayılarının hızla arttığı günümüzde trafik, kirlilik, enerji tüketimi, atık artışı gibi ciddi kentsel sorunlar, şehir yönetimleri için ‘Akıllı Şehir’ yatırımlarını kaçınılmaz hale getirmektedir. Şehir kaynaklarının etkin kullanılabilmesi için yapılan akıllı uygulamalar şehirlerin teknoloji desteğiyle kalkınmasını ve ekonomik gelişimini sağlarken, şehirlilerin de yaşam kalitesini artırmakta ve kaliteli iş gücünü barındırmak için fırsatlar oluşturmaktadır.
Ulaşım, altyapı, sağlık, enerji ve çevre gibi kentsel hizmetlerde sunulan teknolojik çözümler akıllı şehir projelerinin başını çekiyor. Trafik yoğunluğunu gösteren uygulamalar, yeşil dalga sistemleri, şehrin belirli alanlarında ücretsiz kablosuz internet (wifi) servisi, akıllı binalar, enerji verimliliğini sağlayan akıllı kentsel aydınlatmalar, akıllı su sayaçları, şehir güvenliği için yerleştirilen akıllı kamera sistemleri, yangın algılayan termal kamera sistemleri hepimizin hayatına girmiş en yaygın akıllı şehir uygulamalarına örneklerdir.
Teknoloji ve dijital dönüşüm hayatımızın her noktasını etkilerken akıllı şehir projeleri de bu büyük dönüşümün bir parçası haline gelmiştir. Akıllı şehir geliştirmelerinin temeli, kentlerin sahip olduğu mevcut sistem ve altyapıların modernleştirilmesi, bilgi ve iletişim teknolojileri alanındaki kapasite ve altyapı dönüşümünün sağlanmasıdır. Birbirleri ile iletişim halinde olan entegre altyapı sistemleri, veri depolama ve büyük verinin işlenebilmesi alanlarındaki gelişmeler tüm bu bütünsel dönüşümü olanaklı hale getirmektedir.
2025 yılına kadar IoT cihazların sayısı 75 milyar cihaza çıkacak
Akıllı şehirlerin temel taşı nesnelerin interneti (IoT)’dir. Tüm şehir kaynaklarının ve altyapı koşullarının izlenebilmesi ve optimize edilebilmesi birbiri ile haberleşebilen ve koordineli çalışabilen cihaz ve yazılım sistemlerinin kurulumu ile gerçekleşmektedir. Akıllı şehir geliştirmelerini, birbirini destekleyen ve büyüten teknolojiler olarak düşünebiliriz. Örneğin, nesnelerin interneti (IoT) için 5G teknolojisi ne kadar önem arz ediyorsa, 5G teknolojisinin yaygınlaşabilmesi için de fiber optik altyapı ve mikro veri merkezleri o kadar önem taşımaktadır. Akıllı şehirlerde ‘nesnelerin interneti’ gerçek zamanlı veri toplanması ve bu verilere dayalı olarak taleplerdeki değişimi ve kaynakların optimizasyonu için arada gerekli iletişimi sağlar. IoT bilişim ağında binlerce mobil cihaz, sensör, akıllı otopark, toplu taşıma aracı, akıllı kamera, radarlar vb. veri üretip birbirleri ile haberleşmektedir. 2025 yılına kadar dünya çapındaki IoT cihazların sayısının 75 milyar cihaza çıkacağı tahmin edilmektedir. Mevcut 4G ağı mobil veri servislerini iyileştirmek adına dizayn edilse de hızla artan cihaz sayısı ve veri kullanımı 5G gereksinimini artırmıştır. Bu nedenle 5G teknolojisinin yaygınlaşması hem nesnelerin internetinin potansiyelinin tam olarak kullanılabilmesi hem de akıllı şehirlerdeki uygulamaların daha efektif çalışabilmesi için çok önemli bir rol oynayacaktır. Kalabalık alanlardaki çoklu kullanımlarda dahi hızlı internet servisi, kapsama alanının genişlemesi, daha hızlı veri aktarımı ve IoT cihazların gereksinim duyduğu bant genişliği akıllı şehirler için 5G’nin sağlayacağı faydalardan sadece bazılarıdır. Bu noktada internet hızını yaklaşık 10 kat artırma potansiyeli olan 5G için, 5G tedarik zincirlerinin dünya çapında önümüzdeki yakın gelecekte 200 milyar dolar yatırım yapması beklenmektedir.
Akıllı şehirler ve akıllı binalar için, fiber optik alt yapılar ve mikro veri merkezleri gerekli
Akıllı şehirler yapılandırılırken IoT cihazlardan gelen ham veriler öyle büyüktür ki bu verileri olduğu hali ile bir ağ üzerinden iletmek, ağ kaynaklarına büyük yük getirerek maliyetleri çok artırmaktadır. Bu nedenle akıllı şehir planlamalarında ‘sınır bilişim/uçta hesaplama’ hayatlarımıza girmektedir. Sınır bilişim ham verilerin veri kaynağına yakın bir mikro veri merkezinde işlenerek, sadece gerekli ve anlamlandırılmış bilgilerin ana veri merkezine veya buluta aktarılmasını sağlamaktadır. Örneğin, bir termal radardan gelen her veri değil sadece sıcaklık derecesinin belli bir seviyeyi geçtiği veriler ana merkeze iletilir. Bu anlamda doğru bir yapılanma, aktarılan veri büyüklüğünü ve aktarımdaki gecikmeleri %95’e kadar azaltmaktadır. Yapay zekâ sayesinde gelinen bu noktada, akıllı şehirlerdeki IoT sistemlerin daha verimli çalışabilmesi için az yer kaplayan ve modüler mikro veri merkezleri çok kritik öneme sahip hale gelmiştir.
Teknolojinin bu kadar hızla geliştiği dünyamız tamamen dijital hale gelmektedir ve internetin gücü tüm bu teknolojilerin efektif bir şekilde faaliyet göstermelerinin ana kaynağı haline gelmiştir. Böyle bir dünyada akıllı şehirler ve akıllı binalar için fiber optik alt yapılar çok yakında olmazsa olmaz hale gelecektir. Günlük hayatımızda nesnelerin internete bağlanıp veri gönderip alabilmesi tamamen internet hızına, bant genişliğine ve düşük gecikmeli veri iletişimine bağlıdır. Bu durumda şehir altyapılarındaki bakır kablolamanın getirdiği sınırlamaları geride bırakacak fiber optik kablolama altyapısı hem 5G teknolojisinin hem de akıllı şehirlerin hızlı yapılanabilmeleri için en ileri seviye çözüm olarak hayatımızın bir parçası haline gelmektedir. Fiber optik kablolama, 1000 kat daha büyük bant genişliği ve 100 kat daha ileri taşıma kapasitesi gibi avantajları ve son dönemdeki bakır fiyatlarındaki artışlar ile modern kentleşme yatırımlarında daha mantıklı bir yatırım olarak ön plana çıkmaktadır.
2025 yılına kadar akıllı şehir alt yapısına 326 milyar dolar yatırım öngörülüyor
Genel anlamda COVID-19 pandemi süreci de şehir yönetimlerinin akıllı şehir yatırım kararlarını baştan gözden geçirmelerine neden olmuştur. Risk yönetimi, birbirini yedekleyebilen veri merkezleri ve felaket kurtarma çözümlerinin önemi her geçen gün artmaktadır. Uzmanlar, dünya genelinde 2025 yılına kadar akıllı şehir yatırımlarının 326 milyar dolara çıkacağı öngörülürken, şehirlilerin günlük yaşamlarının ve ekonomik hayatın sürdürülebilirliği için lojistik, eğitim, sağlık ve güvenlik alanlarındaki yatırımlar pandemi sürecinde hız kazanmıştır. Toplu taşıma alanlarının girişlerine yerleştirilen termal ateş ölçerler, dijital iletişim platformlarının yaygınlaştırılması, sanal sağlık danışmanlıkları ve toplu yaşam alanlarına, yaya geçitlerine giren kişi sayısını kontrol altına almak için yerleştirilen kontrol sensörleri pandemi ile yoğunluğu artan akıllı şehir uygulamalarına birkaç örnektir.
Sonuç olarak, akıllı şehir uygulamaları yaşam kalitesini artırmak ve daha sürdürülebilir bir kent hayatı sunabilmek için yapılan dijital dönüşüm uygulamalarıdır. Bizler günlük hayatımıza devam ederken, fiziksel şehir hayatında toplanan, depolanan, işlenen ve geri bildirilen veriler şehir yönetimleri için kaynakları optimize etmek, yaşanabilecek felaketler için önceden önlem alabilmek ve şehirliler için hayatı kolaylaştırmak için çok kritiktir. Bu teknolojileri destekleyen IoT cihazlar, 5G teknolojisi, fiber optik altyapılar çok yakınımızdadır ve her geçen gün hayatımıza daha da derinlemesine nüfuz edecektir.
Akıllı şehirlere 326 milyar dolar yatırım!