23 / 11 / 2024
fuzul

Gökdelenler hava kirliliğini artırıyor!

Gökdelenler hava kirliliğini artırıyor!

Sadece kalitesiz kömür kullanımının değil trafik ve yüksek katlı inşaatların da hava kirliliğine sebep olduğuna dikkat çeken ÇMO, “Gökdelenler rüzgar sirkülasyonunu engelliyor, kent temiz hava alamıyor.” açıklamasında bulundu.





Hava kirliliği İstanbul'un üstüne adeta, kâbus gibi çöküyor. İnsan sağlığı için risk sınırı 50 mikrogram olan partikül madde oranı bazı semtlerde bini  aştı. Sadece kalitesiz kömür kullanımının değil trafik ve yüksek katlı inşaatların da hava kirliliğine sebep olduğuna dikkat çeken ÇMO, “Gökdelenler rüzgar sirkülasyonunu engelliyor, kent temiz hava alamıyor.” açıklamasında bulundu.


İstanbul'da partikül madde (PM10) kaynaklı hava kirliliği, insan sağlığını tehdit eden boyutlara ulaştı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Hava Kalitesi İzleme İstasyonu verilerine göre, bazı ilçelerde kirlilik seviyesi rekor düzeyde arttı.


‘Hava içerisinde asılı olarak bulunan katı ve sıvı parçacıkların karışımından oluşan, yaygın hava kirletici' olarak bilinen partikül maddede risk sınırı Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde metreküpte 50 mikrogram olarak kabul edilirken Türkiye'de risk sınırı 90 olarak kabul ediliyor. Bakanlık verilerine göre, aralık ayı içerisinde Alibeyköy'de partikül madde oranı bin 11 olarak ölçüldü.


TRAFİK VE İNŞAAT DA KİRLİLİĞİ TETİKLİYOR


Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Cevahir Efe Akçelik, kirliliğin kömürden ziyade inşaat faaliyetleri ve araç trafiğinden kaynaklandığını vurguladı. Akçelik, tedbir olarak İstanbul'u şantiye alanına çeviren inşaat faaliyetlerinin sınırlandırılarak orman ve yeşil alanların korunması gerektiğini söyledi. Şehrin nüfusunu ve özel araç kullanımını kontrolsüzce artıracak projeler yerine toplu taşımanın özendirilmesi çağrısında bulunan Akçelik, şunları kaydetti: “Yerleşim yerlerinin yüksekte ya da alçakta oluşu ve çok katlı yapılaşma da kirliliği etkiliyor. Nüfus, kullanılan yakıt cinsi, mevcut sanayi alanları, hava durumu gibi etkenler de hava kalitesini olumsuz etkiliyor. Kirletici partikül madde riski de İstanbul'u şantiyeye çeviren inşaatlardan ve yoğun araç trafiği sonucu ortaya çıktı. Artık havayı kömürden daha çok inşaatlar ve trafikteki araçlar kirletiyor.”


İNŞAATLARDAKİ TOZ, RİSKİ ARTIRIYOR


Hava kirliliğinin önlenmesi için toplu taşımanın özendirilmesi gerektiğini belirten Çevre Mühendisi Cevahir Efe Akçelik, partikül maddelerin yıkım ya da hafriyat taşıma gibi inşaat faaliyetleriyle açığa çıktığına işaret etti. Akçelik, Son dönemde şantiye haline gelen kentte kamyonlar, iş makineleri gündüz saatlerinde bile çok yoğun  çalışıyor. Her yere gelişigüzel yapılan yüksek katlı binalar da şehrin kuzeyden gelen rüzgar sirkülasyonunu engelliyor. Yani kentin temiz hava alması engelleniyor. Bütün bu yanlış yapılaşma ve orman, yeşil alan kaybı da hava kirliliği olarak bize geri dönüyor.” dedi.


VERİLER KORKUTUYOR


Dünya Sağlık Örgütü'nün kanseri tetiklediği ve erken ölüm oranlarının artmasına sebep olduğunu kabul ettiği partikül madde, İstanbulluların da sağlığını tehdit edecek boyutlara ulaştı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Hava Kalitesi İzleme İstasyonu verilerine göre, Yenibosna'da 6 Aralık'ta PM10 oranı 597 olarak ölçüldü. Bölgede bazı günlerde partikül madde oranını 2 bini aştığı belirtildi. Esenyurt'ta 25 Aralık günü 985 olarak ölçülen partikül oranı Şirinevler'de 261, Kadıköy'de 858, Esenler'de 601, Başakşehir'de 381, Alibeyköy'de bin 11, Beşiktaş'ta 794 olarak ölçüldü.


SOLUNUM YOLU HASTALIKLARI ARTIYOR


Hava kirliliğinin özellikle solunum yolu hastalıklarını tetiklediğini belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Meltem Tor, kirliliğin özellikle rüzgarsız havalarda çok daha korkutucu boyutlara ulaştığını dile getirdi. Dünya Sağlık Örgütü'nün partikül maddenin kanser ve erken ölümlere yol açtığını açıkladığını hatırlatan Prof. Dr. Meltem Tor, şunları söyledi: “Partiküler madde solunumunda tahriş, iltihap, hava yolu hastalıkları, mevcut astım veya KOAH alevlenmesi görülebilir. Doğacak çocuktaki astım ve alerji riskini de artırabiliyor. Bölgede doğup yaşayan çocuklarda astım bronşit gibi çocukluk çağı solunum yolu hastalıklarının daha sık ortaya çıktığı, çocukların alerjiye daha yatkın oldukları biliniyor.”


Zaman


Geri Dön