Güneri Civaoğlu: Ali Ağaoğlu dünyaya iyimser bakıyor
Milliyet Gazetesi yazarı Güneri Civaoğlu, Ali Ağaoğlu'nun iyimser bir insan olduğuna değindi
Maksat başkanlık, gerisi bahane
Turgut Özal'ın kafasında "yarı başkanlık" sistemi vardı. Fransa'yı örnek gösterirdi.
"Başbakanı görevden almak, -gerekli gördüğünde- ülkeyi seçime götürmek" yetkileri vardır.
Tabii...
Bu yetkilerden özellikle Meclis çoğunluğu başka partideyse bu "başbakanı görevden almak" yetkisini eyleme geçiremez.
"Yarı başkanlık" kâğıt üzerinde kalır.
Anlaşılan Başbakan Erdoğan "yarı başkanlık" sistemini yeterli görmüyor.
Avrupa'da hiçbir örneği olmayan ABD, Güney Amerika ülkeleri ve bazı Afrika ülkelerinde uygulanan "başkanlık" sistemini hedefliyor.
Buna karşılık Cumhurbaşkanı Gül değil yetkilerinin daha da artması, var olan yetkilerinin azaltılması görüşünde...
Bunu açıkça dile getirdi.
Yani aralarında bir "örtüşme" olduğu söylenemez.
Ayrıca...
Son anayasa değişikliğiyle "Cumhurbaşkanının halk tarafından 5 yıl+5 yıl için iki kez seçilmesi" kabul edilmişti.
Gül'ün görev süresinin 7 yıl mı yoksa bu değişiklikle 5 yıl mı olduğu hâlâ belirsiz.
Cumhurbaşkanı Gül bu belirsizliği açıkça dile getirdi.
Şimdi...
Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde Abdullah Gül varken bu konunun Başbakan Erdoğan tarafından dile getirilmesi ve hatta Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olabileceğinin ima edilmesi acaba Çankaya'da nasıl karşılandı?
Köşk'te nasıl yorumlar dile getiriliyor?
Gül ile Erdoğan arasında bu konuda da "örtüşme" olduğu söylenebilir mi?
Cumhurbaşkanı Gül için "empati" yapmak gerekir.
Acaba siyaset jargonundaki "şık değil" söylemi kullanılıyor mu?
Gündem yapmak
Bir başka yorum daha...
Ama önce bir anı...
Süleyman Demirel Başbakan'dı.
TRT için -o zamanlar tek kanaldı- bir söyleşi yapmıştık.
"Yeni yıl bütçesinin trilyon lirayı aşacağını" söylemişti.
İlk kez "trilyonluk bütçe" öngörülüyordu.
Demirel "Artık trilyonları telaffuz etmeye alışmalıyız" demişti.
Programdan sonra "Eve geçelim, kameralar dışında anlatacaklarım var" demişti.
Askerin müdahale ayak seslerinin duyulduğu süreçteydik.
"Yazılmamak kaydıyla" söyleyecekleri vardı anlaşılan.
Gündem onu hayli sıkıştırıyordu.
Makam aracına bindik, ilk sözü "Şimdi ortaya trilyon lafını attık, birkaç gün bunu konuşurlar, biz de işimize bakarız" oldu.
Keyifli bir kahkaha attı.
Liderin dikkatleri başka yöne saptırmak için "gündem yaratmasının" tipik örneğiydi bu sözleri.
Turgut Özal'ın da bu yöntemi kullandığına tanık olmuşuzdur.
Başbakan Erdoğan'ın durduk yerde "başkanlık sistemini" gündeme getirmesi belki de "gündem yaratmak" olabilir.
Anayasa değişiklik paketiyle "yargının siyasileştirildiği" eksenli tartışmaları geri plana atmak istemesi mümkün.
Çünkü...
Ayaküstü konuşurken ağzından kaçmış birkaç kelime değil bu.
Kendi olası adaylığını da kapsayan Cumhurbaşkanlığı için ayrıntılı açıklamalar bunlar.
Öte yandan...
İlla iki olasılıktan biri dar alanına sıkışmış yorum da yanlış olur.
Her iki amacı da kucaklayan bir açılım yapmış olamaz mı?
"Gündem değiştirmenin" yanı sıra "kendisi için başkanlık sistemine geçiş psikolojisini tartışmalar açarak başlatmış" olabilir.
İlk genel seçimde sandıklardan "koalisyon" çıkması halinde topluma "istikrar ve yönetilebilir demokrasi" vaadiyle başkanlık sistemini "güvenilir seçenek" umudu olarak sunmak da bir siyaset hesabı...
DÜNYAYI İYİMSERLER KURAR
Son ekonomik krizde girişimciler kemer sıkarken, küçülürken, gazete sayfalarında, TV ekranlarında Ağaoğlu'nun inşaat ilanları yayımlandı.
Şaşkınlık yarattı.
Hatta kuşku...
"Macera" gibi görenler hiç de az değildi.
Ama birkaç hafta içinde binlerce daire satıldı.
Ali Ağaoğlu krizi "fırsat" gören zihniyetin adamıdır.
"Dünyayı iyimserler kurar" söyleminin çizgisindedir.
Kriz döneminde yakaladığı bu başarı bir "rol model" oluşturdu.
Sektörün diğer önemli aktörleri de hareketlendiler.
Büyük inşaat projeleri hayata geçirildi, satışlar tüm tahminlerin ötesinde kanatlandı.
Ali Ağaoğlu dost insandır.
Yaşamla sevişir.
Hızlı düşünür, hızlı karar verir.
Geçen hafta bir toplantıda deneyimlerini ve ilkelerini paylaştı.
Temel felsefesi "kazan-kazan..."
Beraber iş yaptığı herkesin kazanmasını ve memnun olmasını sağlayan projeler üretiyor.
Taşeronlarının bile hesaplarını inceleyerek "kâr etmelerini" sağlıyor.
İşini severek yapıyor.
Hedef kitlesini iyi tanıyor, o nedenle hesapları tutuyor.
Daha kolej öğrencisiyken okulun spor tesisleri için açılan ihaleye girmiş, kazanmış.
Sınıf arkadaşları tuvalette kaçak sigara içmeye giderken o okulun bahçesindeki spor tesisleri inşaatındaki mühendisleri denetlemeye gidermiş.
Son bir not:
Devletten ne bir ihale ne devlet bankasından kredi...
Güneri Civaoğlu/Milliyet