Güneşli Kule İstanbul'u Suyabatmaz Mimarlık tasarladı!
Adını bulunduğu bölgeden alan Güneşli Kule İstanbul, Bağcılar'da Basın-Ekspres anayoluna dik uzanan 1,5 km'lik bir şerit üzerinde birbiri ardına tasarladığımız üç yapıdan anayola en yakın olanı
Güneşli Kule'nin bulunduğu yer İstanbul'un gelişmekte olan bölgelerinden Bağcılar; İstanbul'un Avrupa yakasında, kuzeyden geçen TEM otoyolunu güneydeki E5'e bağlayarak Atatürk Havalimanı'na ulaşan Basın-Ekspres Yolu'nun iki yanı günümüzde büyük bir değişime sahne olmakta. Uzun süre burada yerleşik bulunan sanayi tesislerinin bölgeyi terketmesinden sonra boş kalan arsaların şehrin merkezinde kolay kolay bulunmayan büyüklükte olması ve imar koşullarının daha fazla inşaata izin verecek şekilde değişmesi bu değişimin önde gelen nedenlerinden. Değişimin yaşandığı yola yakın bölgelerde daha çok alışveriş merkezi, otel, büro yapıları yer alırken yola uzak daha üst bölgelerde ise ağırlıklı olarak konut blokları bulunuyor.
Basın Ekspres otoyolu üzerinde yer alan arsanın otoyol çıkışından hemen sonra, kolay ulaşılan bir konumda yer alması yatırımcı grubun seçimini büro yönünde kullanmasının önde gelen etkenlerinden biriydi. Aynı zamanda arsa sahibi de olan yatırımcının bizden istediği bölgenin yeniden düzenlenmiş imar koşullarına uygun olarak üretilebilecek en üst düzeyde kullanım alanına sahip bir büro yapısıydı. Arsa alanı, emsal, izin verilen en üst düzeyde yükseklik ve imar durumu gibi veriler tasarımın başlangıcında zaten bize yapının sınırlarını çiziyordu ve tahmin edilebileceği gibi işveren bu sınırların altında kalmak niyetinde değildi. Proje arsasının üzerinde yükselecek bir yapının yoğun araç trafiğine sahip anayola yakınlığının, yapının her iki akış yönünden de algılanabilme olanağı ise yerin bize sundukları arasında en fazla üzerinde durduğumuzdu. Konuya yaklaşım biçimimizi ve tasarımın çıkış noktasını belirleyenler de daha çok yer okuma re ele aldığımız konu ile program üzerinden oldu.
Bir yatay ve bir düşey bloktan oluşan yapı arsanın batı kısmındaki düz alana yerleştirilirken yapı ile üst yol arasındaki eğimli arazi ise kademeli bir peyzaj olarak ele alındı. Peyzajı oluşturan setler sayesinde yapıya üst yoldan da ulaşım sağlanmaktadır. Setler üzerine yerleştirilen tek katlı yapılar ise barındırdıkları farklı işlevlerle bu peyzajı daha kullanılır bir hale getirmektedirler. Sokak ile yapı arasında oluşturulan peyzajın, büro birimlerinin önüne yerleştirilen bahçelerle de yinelenmesi projenin ana fikrini oluşturur.
Kademeli peyzajın en alt noktasına yerleşen tek katlı ticaret bloğunun üzerinde, arsanın ucunda 23 kat yüksekliğindeki büro bloğu yükselir. Katlardaki büro alanları önlerinde yer alan bahçeler ile birlikte tasarlanmıştır. Bu kurgu her katta iç bahçe farklı bir cepheye gelecek biçimde yinelenir.
Böylece zemin kotunda oluşturulan yeşil alan yapı yükseldikçe katlarda bahçelerle kesintiye uğramadan üretilmeye devam eder. Kare planlı bloğun ortasında bulunan çekirdeğin çevresine büroların ve bahçelerin her katta farklı yönlere dönerek yerleştirilmesi ile bina volumetrisi içinde farklı yüksekliklerde ve sürekli bir boşluk açılmıştır. Boşluğun çevresini saran dolu kısım da aynı şekilde farklı yüksekliklere sahip ve süreklidir. Doluluk ve boşluğun birbirine geçmesiyle elde edilen bu kompozisyon binaya bir prestij yapısından beklenen algısal değeri kazandırır. Uzun süreli ve farklı amaçlarla kullanıma olanak sağlayan ve kullanıcılarının yaşam kalitesini yükseltmeyi hedefleyen bu yapı, düşey kütles boşaltılması ile elde edilen yataylıkla bulunduğu çevrey ilişki ve empati kurmaktadır.
Yapının dışına geçirilen ikinci cephe ile doluluk-bosl kompozisyonuna bir çerçeve çizilmiştir. Hareketli elemanlardan oluşan ikinci cephe aynı zamanda boslu;. sınırlandırarak onu mekân haline getirmektedir. Çift cet sisteminin kullanılması ile yapıda ciddi anlamda ener: tasarrufu sağlanmaktadır.
yapı