Kent Haberleri

Gürkan Erdoğan: Kentler depreme hazır değil!

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Gürkan Erdoğan, Marmara depreminin üzerinden 17 yıl geçmiş olmasına rağmen İstanbul başta olmak üzere, kentlerin depreme hazır olmadığına dikkat çekti.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Gürkan Erdoğan, Marmara depreminin üzerinden 17 yıl geçmiş olmasına rağmen İstanbul başta olmak üzere, kentlerin depreme hazır olmadığına dikkat çekti.


Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası izmir Şubesi, son yüzyılın en büyük felaketlerinden biri olan 17 Ağustos Marmara Dcpremi'nin 17. yıldönümü dolayısıyla basın toplantısı düzenlendi. 

Şube Yönetim Kumlu Başkanı Gürkan Erdoğan, 17 Ağustos depreminin üzerinden 17 yıl geçmiş olmasına rağmen İstanbul başta olmak üzere, kentlerin depreme hazır olmadığını, oda olarak güvenli ve sağlıklı yapı üretimi sağlanana kadar da depremi unutmamaya ve unutturmamaya çaba göstereceklerini açıkladı. Toplantıda ayrıca 16-19 Ağustos 2016 tarihleri arasında TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, Bornova Belediyesi, Karşıyaka Belediyesi ve Konak Kent Konseyi ile birlikte gerçekleştirilecek olan etkinlik programlan hakkında bilgi verildi. 


UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ! 


17 Ağustos 1999 Kocaeli ve 12 Kasım Düzce depremlerinin yaratığı yıkıma dikkat çeken İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Gürkan Erdoğan, ülke topraklarının yüzde 66'sınm 1. ve 2. derecede deprem bölgesinde yer aldığını, ülke nüfusunun yüzde 70"i ve büyük sanayi tesislerinin ise yüzde 75'inin deprem tehlikesi altında olduğunu kaydetti. Depremin bir doğa olayı olduğuna ancak bir doğa olayının afete dönüşmesinin insan kaynaklı eksiklikler ve hatalar zincirinin bir sonucu olarak ortaya çıktığını belirten Erdoğan, "Ülkemizde 6 ve üzeri büyüklükteki her deprem önemli ölçüde can ve mal kayıplarına neden oluyor. 


Sorun bir doğa olayı olan depremin kendisinde değil, depreme dayanıklı yapı üretilmemiş olmasında yatmaktadır. Gerekli önlemleri almamaktan ya da denetimsizlikten kaynaklanan olumsuzlukları 'kader'olarak değerlendirmemek gerekir. Bunun yerine mühendislik bilimine uygun hareket edilmeli, deprem büyüklükleri dikkate alınarak yapı üretim yerleri ve yapı üretim süreci bilime ve bilgiye dayalı olarak yönetilmelidir" diye konuştu. 


DEPREM GERÇEĞİ İLE YÜZLEŞELİM 


İnşaat Mühendisleri Odası olarak deprem gerçeği ile ilgili hazırlamış oldukları raporu TBMM Deprem İnceleme ve Araştırma Komisyonu'na kapsamlı bir sunumla anlattıklarını dile getiren Erdoğan, "Odamız depreme ve deprem zararlarının azaltılmasına ilişkin çok sayıda panel, sempozyum ve konferans düzenlemiştir. Yapılan bu çalışmaların ortaya çıkarmış olduğu sonuçlar şunlardır: Mevcut yapı stokunun deprem güvenliği yoktur. Bu yapıların güçlendirilmesi gerekir. Onarım ve güçlendirme çalışmaları rasyonel değilse yıkılıp yeniden yapılmaları gerekir. Yeni yapılan yapıların yeterli ölçüde mühendislik hizmeti alması ve denetlenmesi gerekir. Mal sahibi adına kendisini denetleyecek olan yapı denetim kuruluşunu müteahhitler belirlemektedir. Bu sistemin değişmesi gerekir. Yapı denetim ücreti son derece yetersizdir. Denetim sürecinde bulunan meslek insanlarının mesleki yeterlilikleri, meslek odası tarafından belgelenmemektedir. Meslek odaları yapı üretim sürecinin dışına itilmiştir. Yetkin mühendislik yasası tüm uğraşılara rağmen çıkarılmamıştır. 1938 yılında çıkarılan, sadece diploma almaya bağlı olarak hizmet üretilmesini sağlayan 'Mühendislik Mimarlık Hakkında Yasa' değiştirilmemiştir. Kentleşme süreci ile ilgili olarak ya sağlıklı planlar üretilmemiş ya da üretilmiş olsalar bile uygulama dışı bırakılmıştır" ifadelerini kullandı. 


DEPREM VE KENTSEL DÖNÜŞÜM 


Kentsel dönüşümün sosyal, kentsel, finansal, yasal, yıkım ve geri dönüşüm boyutunun son derece önemli konular olduğunu söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kent yaşamına sadece mekansal ölçekte bakmamak gerekir. 


Bugün, kentsel dönüşüm 'yık-vap' anlayışıyla bir müteahhit anlayışı ile ele alınmakta ve rantı yüksek olan yerlerde yapılmaktadır. 


Kentsel dönüşüm bütünlüklü bir planlamanın sonucu olarak değil, kent planlamasının kendisi olarak ele alınmaktadır. Bugün özellikle rantı yüksek olan yerlerde yapılan kentsel dönüşüm uygulamalarıyla yıkılmaması gereken yapılar yıkılmaktadır. Kentin fiziksel eşiklerinin aşılmış olmasının yanında demografik yapıda bozulmaktadır. Aynı alt yapının, aynı yolların olduğu yerlerde artan daire sayısı nüfusu artırmakta, nüfus artışı da otomobil sayısında artışlara neden olmaktadır. 

Özellikle İstanbul gibi metropol kentlerde sürdürülemez bir durumla karşı karşıyayız."


 MÜHENDİSLİK BİLİMİNE UYGUN HAREKET EDİLMELİ 


17 Ağustos depreminin üzerinden 17 yıl geçmiş olmasına rağmen İstanbul başta olmak üzere, kentlerin depreme hazır olmadığına vurgu yapan Erdoğan, son olarak şunları söyledi: "Odamız tarafından bu konuya ilişkin çeşitli raporlar hazırlanmış, ilgili bakanlıkların düzenlediği bilimsel içerikli etkinliklere katılarak değerlendirmelerde bulunulmuş, deprem ve ilgili konularda çok sayıda bilimsel-mesleki etkinlikler, meslek içi eğitimler düzenlenmiş, depremin unutulmaması ve depreme yönelik duyarlılığın artırılması amacıyla kitlesel eylemler, yürüyüşler organize edilmiştir. 

İnşaat Mühendisleri Odası, yapı üretim süreci tüm eksiklerinden arındırılıncaya kadar, yapı stoku iyileştirilinceye, güvenli ve sağlıklı yapı iiretilinceye ve mühendislik hizmeti almadan üretilmiş tek bir yapı kalmayıncaya kadar çalışmalarını sürdürecektir. İnşaat Mühendisleri Odası depremi unutmama, unutturmama ısrarını sürdürmektedir. Güvenli ve sağlıklı yapı üretimi sağlanana kadar da depremi unutmamaya ve unutturmamaya çaba gösterecektir." 


İlk Ses