Kira

GYODER'den kiraları düşürecek 'Yeni Konut Modeli'

Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği emlak piyasasında denge sağlamak amacıyla yeni bir proje başlattı. Proje kapsamında kiraların düşürülmesi hedefleniyor. İşte detaylar...

Gayrimenkul sektörünün çatı kuruluşu GYODER, erişilebilir kiralık konut sorununu ortadan kaldırmak için, kamu-özel iş birliği yöntemi ile geliştirdiği "GYODER Yeni Konut Modeli"ni tanıttı.

Son iki yıldır gündemden düşmeyen kira sorununa yeni formül. Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği emlak piyasasında denge sağlamak için yeni bir proje hayata geçirdi. Dernek yöneticileri, bu proje kapsamında kiraların düşebileceğini belirtirken proje kapsamında inşa edilecek konutlarda, kiraların devlet kontrolünde olacağı ve hane halkı gelirinin yarısını geçmeyeceği ifade ediyor. İşte detaylar...

Gayrimenkul sektörünün çatı kuruluşu GYODER, erişilebilir kiralık konut sorununa çözüm bulmak için, kamu-özel iş birliği yöntemi ile geliştirdiği "GYODER Yeni Konut Modeli"ni tanıttı.

Konut üretme sürecinde en büyük maliyetin arsa maliyeti olduğunu söyleyen GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu, "Şu anda Türkiye ortalaması yüzde 50 seviyelerinde. Kamu kuruluşlarının, yerel yönetimlerin veya benzeri kurumların elindeki arsalar, belli bir dönemde kamu-özel iş birliği yöntemi ile değerlendirilerek ve bir kira tarifesiyle belli üst limitler konularak on binlerce düşük kiralı konut üretilebilir" dedi.

Kalyoncu, "Bu noktada 'GYODER Yeni Konut Modeli'ni oluşturduk. Yap-işlet-devret modeliyle, bireysel değil kamusal kiraya veren yapısını oluşturuyoruz ve kiracıyla kiraya veren arasındaki problemleri ortadan kaldırıyoruz." şeklinde konuştu.

Kalyoncu, söz konusu modelin arsa maliyetini sıfıra indirerek kiraları yarı yarıya indireceğini ve kamu ve özel sektör iş birliği modeli ile kullanıma açılacak arsalarda konutların üretilmesine olanak sağlanırken, arsaların mülkiyetinin de devlette kalacağını belirtti.

Kiraların ise ev sahiplerinin kontrolünden çıkarılarak devletin hakkaniyetli denetimine ve kurumsal firmaların yönetimine verileceğine ifade eden Kalyoncu, bu modelle konut üretimlerinin bir yıl içinde tamamlanmasının hedeflendiğini ve bu sayede düşük kira rakamlarıyla çevredeki yerleşim yerlerinin de ucuzlamasının sağlanmış olacağını söyledi. Kalyoncu, "Sözleşmelerde yatay mimari, yerli malzeme ve enerji tasarrufu da şart koşulacak. Bu sayede orta ve orta alt gelir grubunun hane halkı gelirinin yüzde 30-50'sini aşmayacak bir formülle barınma çözümü sunmuş olacağız" diye kaydetti.

CİDDİ BİR MALİYET AVANTAJI ELDE EDEREK KİRALAR YARI YARIYA DÜŞÜYOR

Mehmet Kalyoncu, söz konusu modelin mekan bağımsız bir model olduğunu vurgulayarak üretilecek konutların ne kadar şehrin merkezinde olursa o kadar merkezdeki kiraları düşürmeye yarayacağının altını çizerek, "Ama ne olursa olsun, arsanın maliyeti sıfırlandığı için burada mekanın etkisi de sıfırlanmış olacak. İnşaat maliyetleri bir şehirde aynı il sınırları içerisinde değişmiyor. Burada rant diye nitelenen konu arsa maliyeti idi. Biz de bu modelle ciddi bir maliyet avantajı elde ederek kiraları yarı yarıya düşürüyoruz." dedi.

‘DÜNYADA YİNE ÖRNEK BİR İŞE İMZA ATABİLİRİZ’

Yaptığı açıklamada ülkemizin senelik yaklaşık olarak 1.5 milyon konut satışı ile Avrupa’da birinci, OECD ülkeleri arasında da 2. büyük pazar olduğunu anımsatan GYODER Başkan Yardımcısı Neşecan Çekici ise son zamanlarda sık sık gündeme gelen konut açığı ile ilgili de önemli açıklamalar yaptı. Neşecan Çekici açıklamasında: “Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıklamış olduğu söz konusu verilerde ev sahipliği oranının yüzde 56,7’ye (AB ortalaması yüzde 70) düştüğünü görüyoruz. Söz konusu bu oran 2000’li yıllarda yüzde 65’in üzerindeydi. Açıklanan detaylara göre, yine bu sürede senede evlenen çift sayısı 550 binlerden 600 binlere doğru çıkıyor.

Açıklanan rakamlara göre, boşanmalarda da 90 binlerden 180 binlere doğru bir yükseliş yaşanıyor. Yine açıklanan rakamlara göre, 2022 yılı itibariyla tek kişilik hane halkı sayısı 5 milyonu geçti. Söz konusu bu istatistikler, konut sektöründe de arzı baskılıyor. Bir de kiralık konut sektöründe oluşan bir baskı bulunuyor. Artık ‘hayalet evler’ denilen bir gerçek bulunuyor. Söz konusu bu rakamın 700 bin civarı olduğunu tahmin ediyoruz. Tabii, burada konutlarını kiraya vermek istemeyenler de var, yüzde 25 kira artışı düzenlemesini neden gösterenler de… Ancak tüm bunlardan daha öte olarak bir de ‘deprem’ gerçeğimiz bulunuyor. Ülkemizin sağlıkta, altyapıda imza attığı başarılı kamu-özel iş birliği (KÖİ) modelini tüm dünya konuşuyor. Eğer söz konusu bu modeli konut sektöründe de uygulayabilirsek, dünyada yine örnek bir işe imza atılacak.” 

Yaptığı açıklamada dünyada ve Türkiye’de konuta erişim konusunun büyük bir sorun teşkil ettiğine değinen Doç. Dr. Serhat Başdoğan da “Ülkemizde şehir merkezinde 60 metrekare bir konutu satın alabilmek için bir ailenin ihtiyacı olan yıl ortalaması 1985’te 6.8 iken söz konusu bu süre bugün 10 senenin üzerinde” dedi.

KÖİ MODELİNİN AVANTAJLARI

Konu ile ilgili olarak paylaşılan detaylara göre, Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Eyüp Vural Aydın da söz konusu Kamu Özel İşbirliği modelinin avantajlarına değindi. Dr. Eyüp Vural şunları kaydetti: “Söz konusu bu modelin hem kamuya hem özel sektöre hem de vatandaşa sağladığı çok fazla yarar bulunuyor. Kamu Özel İşbirliği sisteminin kamu tarafına sağladığı avantajlar, özel sektörün becerilerinden maksimum yarar sağlanması, maliyetlerin düşürülmesi, projelerin hızlı bir şekilde tamamlanması ve mülkiyetin kamuda kalması olarak sıralanırken, özel sektöre sağlamış olduğu avantajlar da uzun soluklu sözleşmelere imza atma ve yatırım fırsatı, zorlu imar planı-ruhsat gibi süreçlerin olmaması ve kamu ile iş birliği yaratma kültürünün kazanılması şeklinde sıralanabilir. Hiç şüphesiz en büyük yarar son kullanıcıya sağlanıyor. Vatandaşlar piyasa dalgalanmalarından etkilenmeden kiracı olarak kalabilecek, kredi kullanmadan ev sahibi olabilme imkânı elde edecek ve harcanabilir gelirlerinin yüzde 30’unu barınmaya verecekleri için yaşam standartları da yükselecek.”

MODELİN FİNANSMANI NASIL SAĞLANACAK?

Paylaşılan detaylara göre, GYODER Başkan Yardımcısı Sertac Karaağaoğlu da yaptığı açıklamada söz konusu modelin finansmanı konusunda iki opsiyon olduğunu kaydererek, “Birincisi banka finansmanı. Kamu otoritesi arsayı 49 seneliğine tahsis eder. Belirlemiş olduğu bedele göre yapım-kiralama-işletme ihalesine çıkar. İşi alan şirket, söz konusu arsanın üst hakkı ipoteği karşılığında bankalardan kredi kullanır ve işi yapar, bağımsız bölümler oluşur. Üst hakkı sahibi, evi 49 seneden kalan süre kadar kullanır. Konutları kiralayarak tahsil ettiği kira tutarları ile de kredisini öder. 2.si de sermaye piyasaları. Burada da kamu otoritesi arsayı 49 seneliğine tahsis eder. Belirlemiş olacağı bedele göre yapım-kiralama-işletme ihalesine çıkar. İşi alan şirket de yapım bedeli+kâr için gayrimenkul sertifikası ihracına çıkar. SPK’nın onayı çerçevesinde her bir metrekare için bir sertifika ihraç ederek sağlayacağı finansmanla da işi yapar. Ayrıca her sertifika sahibi, kendine ait metrekarede 49 sene ikamet eder. Sertifikalar borsada hisse senedi gibi sürekli işlem görür, ta ki 49 sene tamamlanıncaya kadar… Biz yalnızca kira fiyatlarının değil edinme fiyatının da aşağıya inmesini hedefliyoruz. Üstelik sunduğumuz 2 opsiyon da modelimizin uygulanabilirliğini güçlendiriyor” diye konuştu. 

Yine verilen bilgiye göre, Prof. Dr. Ali Hepşen de menkul kıymet ihracına değinerek, “Söz konusu bu proje kapsamında özel sektörün ihtiyaç duymuş olduğu finansmanın kira gelirlerine dayalı menkul kıymet ihracı üzerinden temin edilmesinin sağlanması gerekiyor. İhraç edilecek olarak menkul kıymetlerin uzun vadeli yatırım strateji hedefi taşıyan bireysel emeklilik şirketleri tarafından portföylerine dahil edilmesi teşvik edilmesi gerekiyor” dedi.

GYODER YENİ KONUT MODELİ NASIL ÇALIŞACAK?

Kamu sözleşme süresi boyunca (20 sene ve üzeri) belirlenmiş olan arsayı izin ve imar süreçleri tamamlanmış, ruhsatlandırılmaya hazır ya da ruhsatı alınmış şekilde hazırlar. 
Özel sektör, bir yarışmayla rekabet ederek söz konusu ilgili arsaya teklif verir ve en iyi teklifi veren de kazanır. Şirketler minimum sene üzerinden yarışabilir.
Devri almış olan özel sektör, proje için Özel Amaçlı Şirket (ÖAŞ) kurar.
Ticari üniteler için ise herhangi bir kısıtlama uygulanmaz. Serbest piyasa koşullarında kira tutarı belirlenip, görevli şirket tarafından tahsilat ve kiralaması gerçekleştirilir.
Evlerde kiralama yapabilecek olma kriterleri ise devlet tarafından belirlenir. 
Kira ücretleri de yine devlet tarafından belirlenir.
Eğer kira sözleşmeleri istenirse 3 sene ve daha üzeri de olabilir.
Sözleşme süresinin sonunda söz konusu konutların mülkiyet hakkı devlete devredilecek.
Kamu özel sektör iş birliği modeline uygun şekilde; Özel Amaçlı Şirket  finansmanı bulur, tasarım, inşaat, bakım ve onarımı yapar. 
Kamunun görevi; resmi tarafta arsa tahsisi, plan yapımı ve altyapıyı hazırlar.

Kredi kartı ve ticari kredi faizlerinde üst limitler yükseldi! 1 Ağustos itibarıyla geçerli olacak!

Aksa Enerji, Türkiye ile KKTC arasına denizaltı kablosuyla enerji köprüsü kuruyor!

TCMB reeskont kredisi limitini 5 kat artırdı!

6 ayda 210 milyon dolarlık mercimek ihraç ettik!