Hacıhüsrev'in çehresi değişecek
İstanbul'un, Sulukule ile birlikte en ünlü Roman yerleşimi olan Hacıhüsrev'in de çehresi, önümüzdeki yıllarda tamamen değişecek.
Beyoğlu ilçesine bağlı bir semt olan Hacıhüsrev, adını Hacıhüsrev Caddesi'nden alıyor. Doğuda Hacı Ahmet Bostanı Sokağı ile batıda Piyalepaşa Bulvarı arasında yükselen sırtta bulunan yerleşme alanı, günümüzde Hacıhüsrev olarak adlandırılıyor. Hacıhüsrev, kuzeyde de Feriköy Mezarlığı ile sınırlı. Eskiden Hacıhüsrev olan mahallenin adı, mahallelinin de isteğiyle 1991'de İstiklâl biçiminde değiştirilmişti.
Buraya adını veren Hacı Hüsrev'in, İstanbul'un fethi sırasında gemilerin Haliç'e indirilmesini kolaylaştıran yağlama yöntemini bulan kişi olduğuna ilişkin bir halk söylencesi de bulunuyor. Bu söylence göz önüne alınırsa, bu semt de Osmanlıların İstanbul'daki varlığıyla yaşıt.
Çevresindeki öbür yerleşim alanlarına göre daha yüksek ve havadar olduğundan Kasımpaşa tersanelerinde görev yapan önemli devlet memurları ve denizci paşaların konakları da Osmanlı döneminde Hacıhüsrev'e yapılmış. Ancak 1940'lara gelindiğinde söz konusu köşk ve konaklardan pek azının ayakta kaldığı ifade ediliyor. Buna karşılık sırtın eteklerini kaplayan bostan ve çayırların o dönem İstanbul halkının sevdiği bir mesire yeri olduğu belirtiliyor.
Bölgede, 1950'lerde yaygınlaşmaya başlayan gecekondulaşma, bugün de varlığını koruyor. Hacıhüsrev'deki nüfus yoğunluğu diğer gecekondu bölgelerinin tersine oldukça düşük görülüyor. Suç açısından kötü bir üne sahip olan bölgenin, çehresinin değişmeye başlaması ile beraber, güvenlik sorununun da en aza ineceği belirtiliyor. Bölgenin hemen bitişiğinde, Piyalepaşa sırtlarındaki başta Bomonti ve Kurtuluş olmak üzere başlayan yeni lüks konut projeleri dikkat çekiyor.
Okhan Şentürk/Ekonomist
Buraya adını veren Hacı Hüsrev'in, İstanbul'un fethi sırasında gemilerin Haliç'e indirilmesini kolaylaştıran yağlama yöntemini bulan kişi olduğuna ilişkin bir halk söylencesi de bulunuyor. Bu söylence göz önüne alınırsa, bu semt de Osmanlıların İstanbul'daki varlığıyla yaşıt.
Çevresindeki öbür yerleşim alanlarına göre daha yüksek ve havadar olduğundan Kasımpaşa tersanelerinde görev yapan önemli devlet memurları ve denizci paşaların konakları da Osmanlı döneminde Hacıhüsrev'e yapılmış. Ancak 1940'lara gelindiğinde söz konusu köşk ve konaklardan pek azının ayakta kaldığı ifade ediliyor. Buna karşılık sırtın eteklerini kaplayan bostan ve çayırların o dönem İstanbul halkının sevdiği bir mesire yeri olduğu belirtiliyor.
Bölgede, 1950'lerde yaygınlaşmaya başlayan gecekondulaşma, bugün de varlığını koruyor. Hacıhüsrev'deki nüfus yoğunluğu diğer gecekondu bölgelerinin tersine oldukça düşük görülüyor. Suç açısından kötü bir üne sahip olan bölgenin, çehresinin değişmeye başlaması ile beraber, güvenlik sorununun da en aza ineceği belirtiliyor. Bölgenin hemen bitişiğinde, Piyalepaşa sırtlarındaki başta Bomonti ve Kurtuluş olmak üzere başlayan yeni lüks konut projeleri dikkat çekiyor.
Okhan Şentürk/Ekonomist
