Hafıza 15 Temmuz Müzesi açıldı!
15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün Anadolu Yakası girişinde, 15 Temmuz Şehitler Makamı'nın hemen altında bin 500 metrekarelik alana inşa edilen "Hafıza 15 Temmuz Müzesi" vatandaşların hizmetine açıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün Anadolu Yakası girişinde, 15 Temmuz Şehitler Makamı'nın hemen altında bin 500 metrekarelik alana inşa edilen "Hafıza 15 Temmuz Müzesi"nin açılış törenine katıldı.
Hürriyet Gazetesi'nde yer alan habere göre, açılışta önemli açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hande Fırat ile 15 Temmuz darbe gecesi Facetime üzerinden bağlantı kurduğu telefon hakkında konuştu. Hande Fırat ise "Cumhurbaşkanı Erdoğan telefonu sakla demişti. 3 yıldır saklıyoruz." açıklamasında bulundu.
Açılışa katılan vatandaşlar da Erdoğan'ın konuşmasının başında "İşte ordu, işte komutan" sloganları attı.
Bu akşam "Hafıza 15 Temmuz"u açtıklarını söyleyen Erdoğan, "Gerçi altına bir 'müze' de ilave edilmiş ama müellifine sormam lazım, izin almam lazım." diye konuştu.
Bu mekanın şehre kazandırılmasında emeği geçenleri tebriklerini ileten Erdoğan, bu vesileyle bu köprüde şehit olanlar başta olmak üzere tüm şehitlere Allah'tan rahmet, gazilerin her birine sağlıklı, uzun ömürler diledi.
Tarih yazmak kadar yazılan tarihi yeni nesillere doğru bir şekilde aktarmanın da önemi anlatan Erdoğan, "Bizler, mazisi çağ açıp, çağ kapatan fetihlerle, zaferlerle, Çanakkale, Kut'ül Amare gibi destansı mücadelelerle dolu bir milletiz. Tarih yazan bir millet olarak, tarihimizi kayda geçirme, yaşatma ve gelecek kuşaklara aktarma konusunda maalesef aynı başarıyı gösteremiyoruz." dedi.
"GEÇMİŞİMİZE BAKINCA KUVVET, CESARET, İLHAM ALIRIZ"
Bu topraklardaki bin yıllık varlığın sembollerinin dahi olması gerektiği şekilde korunamadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı.
"Dünyanın en büyük şehitliği olan Çanakkale daha 10-15 yıl öncesine kadar bakımsızlığa terk edilmişti. İktidar olduk, ilk işim önce Çanakkale Şehitliği'ni mamur hale getirmek şehitlerimize yakışır şekilde orayı ele almak oldu. Orası on yıllarca ihmallerin kurbanı olmuştu. Bu millet, Osmanlı arşivlerindeki milyonlarca belgeyi, kilosu 3-5 beş kuruştan hurda kağıt diye satan şuursuz idareciler de gördü. Bunların hangi zihniyet olduğunu biliyorsunuz. Açıklamama gerek var mı?
Milletimize, şanlı tarihini hatırlatacak pek çok eser, belge ve olay maalesef bilinçli bir şekilde geri plana itildi. Oysa kökleri kuruyan bir ağaç, nasıl ayakta duramazsa, mazisi ile bağları zayıflayan milletler de yaşayamaz. Çünkü tarih, bir milletin sadece mazisi değil, istikbalinin de pusulasıdır. Biz geçmişimize bakınca sadece ibret almayız aynı zamana kuvvet alırız, cesaret ve ilham alırız. Bunun için devlet olarak her fırsatta tarihimizle bağlarımızı güçlendirecek insanımıza tarih bilinci aşılayacak projeleri hayata geçirmeye çalışıyoruz. Bilhassa da birilerinin unutturmaya çalıştığı zaferlere, kahramanlıklara hatta dramlara özel önem veriyoruz. Üç sene önce Kut'ül Amare Zaferi'mizin 100. yıl dönümünü bu anlayışla ilk kez kutladık. Malazgirt Zaferi'mizi, Çanakkale Destanı'mızı yine bu bilinçle her sene büyük bir coşkuyla kutluyoruz. Son dönem siyasi tarihimize damga vurmuş 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat gibi utanç sahnelerini de ibret vesikası olarak yine bu anlayışla yeniden hatırlıyor, hatırlatıyoruz."