Hafriyat kamyonları dehşet saçıyor!
Para Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Demir, bu haftaki yazısında hafriyat kamyonları terörüne değindi. İşte Demir'in o yazısı...
Para Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Demir, bu haftaki yazısında hafriyat kamyonlarını kaleme aldı. İşte Demir'in o yazısı...
Bir pazar gününüzü boşa çıkarın ve Şile’ye gidin. Burası İstanbul'un Karadeniz kıyısındaki gülen yüzü. Cuma ve pazar günleri organik pazar kuruluyor. Aslında orijinal, genetiği ile oynanmamış tohumlardan üretilen gıdaların satıldığı pazar demek daha doğru. Mevsiminde üretilen her şeyi bulabilirsiniz. Üretim aşamasında doğal gübreleri kullanıyorlar. Ayrıca, tertemiz bir hava ve yüzü gülen insanlar.
Bir gezip görmekte fayda var. Tabii sağ salim gidebilirseniz. Hadi gittiniz diyelim, dönmesi bir başka dert!..
Çünkü yol tam bir trafik canavarları üssü. Ümraniye’den sonra topu topu 40-45 kilometre. Ancak onlarca hatta yüzlerce hafriyat kamyonu otoyolu parsellemiş durumda. Çoğunun plakası çamurdan okunmuyor. Ancak gördüklerimiz içinde farklı şehirlerin plakaları ile çalışanlar hemen dikkat çekiyor. Asıl önemlisi bu kamyonlar birbirleriyle yarışıyor. Üç şeritli yolda yarış yüzünden önünüzü göremiyorsunuz. Her şeritte devasa bir kamyon yol alıyor.
Hepsi pislik içinde. Yola bıraktıkları çamur ve mıcır yüzünden birçok noktada köstebek yuvaları oluşmuş. Tekerleklerinden boşalan balçıklar adeta ölüm saçıyor. Hepsinin damperinin üzeri açık. Damperlerden savrulanlar yola saçılıyor. Rüzgarın etkisiyle havada uçuşup arkadaki araçların camına yapışıyor.
Aslında yol üzerinde kurulu ‘denetim noktaları’ var. Buralara giriyorlar. Buralardaki tonaj kontrolü o kadar hızlı oluyor ki denetim noktasına girdikleri gibi aynı hızda bir iki dakika içinde yine yola bağlanıyorlar.
Bu nedenle Şile yolunda geçmişte devasa göçükler yaşandı. Yepyeni yol birçok noktada çöktü. Yeni yapılan bağlantılar da bel vermeye başlamış durumda.
Yol güzergâhında tek bir trafik kontrolü bulunmuyor. Kavşaklara iki tane trafik arabası (Jandarma trafik) maketi koymuşlar. Işıklarını da yanıyor gibi yapmışlar. Kamyonlar frene bile basmadan bu maketlerin yanından geçip gidiyor.
Geçen hafta birkaç makroekonomik veri açıklandı. İstanbul Sanayi Odası’nm (ISO) PMI endeksi yılın ilk üç ayı için olumlu işaretler verdi. Aralık ayı sanayi üretim endeksi de iyi geldi. Bu hızla yılın ilk çeyreğinde olumlu göstergeler açıklanabilir.
Bu yıl enflasyon oranı yüzde 9 ile 12 arasında gerçekleşebilir. Yüzde 9’un altı biraz zor görünüyor. Çünkü geçen aralık ayında ihracat yüzde 10 dolayında artarken ithalat yüzde 38 arttı.
İthalattaki artış sürerse dış ticaret ve cari işlemler dengesi açıkları yine tırmanışa geçecek. Bu da kurlardaki istikrarı tehdit edecek. Kurlar yükselince enflasyon tekrar körüklenecek.
Türkiye ekonomisinin dramı burada: Ekonomi kısa vadede iyiye giderse yatırım ve tüketim artarsa ithalat da yükseliyor. Orta vadede ise kur ve enflasyon sorunları ortaya çıkıyor. Sürdürülebilir bir büyüme ivmesi yaşayamıyoruz. Düşük büyüme oranlarında fiyatlar ve kurlar daha istikrarlı oluyor ama bu kez işsizlik artıyor.
İyi haftalar dileğiyle...