Sektörel

Hamit Demir: Konutta doyum yaşanmadı!

Demir İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Demir 30 yıldan beri başarıyla sürdürdüğü iş hayatını, inşaat sektörünün bugününü ve geleceğini değerlendirdi..

Demir İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Demir 30 yıldan beri başarıyla sürdürdüğü iş hayatını, inşaat sektörünün bugününü ve geleceğini değerlendirdi. Türkiye’de yıllık bir milyon konut yapılması gerektiğini söyleyen Demir, ülkede konuta doyumun yaşanmadığının altını çizdi.


Son 10 yılda 10 milyon konut satıldığına dikkat çeken Demir, 10 milyon konut üretildiğini, 2 milyon 200 bin konut kredisi kullanıldığını, bunun da risk ortalamasının 60 bin TL olduğunu belirterek, "Türkiye genelinde yıllık yaklaşık 1 buçuk milyon konut üretiliyor. Geçen sene itibariyle 1 milyon 200 bin olmuştu. Bu sene ilk çeyrek ve ikinci çeyrek de maşallah çok iyi gidiyor" dedi.


Hamit Demir, bugünkü Hamit Demir'i hiç hayal etti mi ?

Hamit Demir 30 sene önce bu şirketi kurarken, bugünleri önüme bir klasör, beyaz kağıt koysalardı; '30 sene sonra ne olursun, konumun, şirketin ne duruma gelir?' diye 'yaz bakalım' deselerdi bugünü yazamazdım. Bu mümkün değil.


Hayalin ötesinde misiniz?

Hayalin ötesindeyim. Bu bir gerçek.


Memnun musunuz?

Hayalimin ötesinde isem memnunum, Allah'a çok şükür. 


30 yıl sonrasını hayal etmedim,20 yıl sonrasını hayal ediyorum.


30 yıl önceki Hamit Demir'in önüne beyaz sayfalar konsaydı bugünü düşünmezdi, şimdi önünüze beyaz sayfaları koysalar 20 yıl sonrası için hayaliniz ne olur?

Şimdi beyaz sayfaları koysalar, 20 yıl sonrası için Hamit Demir, evet Hamit Demir ihtiyarlamış, yürümekte zorlanan ama işin peşinde koşan, kurduğu şirketin yöneticisi, kendi çocuklarının bu şirketi bu konumdan en az beş kat büyüterek, daha güzel bir konuma getireceğine inanıyorum. Başka dallarda ve bu konularda 31 senelik firmayız. Ben hep şunu söylüyorum. Gelen günümüz, giden günümüz, her gün iyi Allah'a çok şükür. Hiç 'keşke dünkü gün olsaydı da biz bunu yapsaydık' demedim. Ben biraz kaderciyim. Hayırda ve şerde hayır olan Allahtandır derim. Onun için hayırlısını isteriz. Bu yüzden önümüzdeki 20 sene değil 5 sene sonra da Demir İnşaat'ın Allah izin verirse başka dallarda da ve bu konumda da çok daha güzel yerlerde olacağına inanıyorum.


11 yaşında İstanbul'a geldiğinizi söylüyorsunuz, Genelde şöyle bir macera vardır. "Evden kaçtım, geldim..." Siz de evden mi kaçtınız?

Hayır, 11 yaşında İstanbul'la tanıştım ve ortaokul, liseyi İstanbul'da bitirdim. Ondan sonra iş hayatına atıldık. İş hayatı da 31 senedir aynı firma. Demir A.Ş. olarak devam ediyor. Biz bu işe 3 kişi ile başladık, Allah'a çok şükür bugün bünyemizde 800 kişi çalışıyor.


O 3 kişi devam ediyor mu?

Yok o 3 kişi devam etmiyor. İster istemez etmiyor yani ben 3 kişi derken ortak 3 kişiden bahsettim. 2 sene sonra ayrılmak zorunda kaldık. Ayrılarak devam ettik. 

Ben çok işkoliğim yani Cumartesi ve Pazar da işime gelirim. Biraz önce bir müşteri ile masada karşılaştık. Dedi ki "Hamit Bey öğrendim Sivaslıymışsınız, benim babam da Sivas'lı. Ben sizden daire almaya geldim, bana ne yaparsınız?" dedi. Ben de dedim ki "Sivas'lı Sivas'lıdan kazanır, sana ne yapalım? Seni bu sitede görmek bizi mutlu eder" dedim. İnsanlara daire verdik, baktık yüzünde gülücükler. Size para veriyor ve size diyor ki; "Allah razı olsun sizden, ömrünüz uzun olsun" diyor. Bu ne güzel bir dua.


Bina kalitesi olarak mı?

Şimdi daire alırken, diyor ki; "benim bir yeğenim Ayışığı Vadi'den almış, ben de buradan almak istiyorum." Yeğenleri memnun ki bunlar karşıdan, Kadıköy'den buraya koşa koşa gelmişler ve Demir Romance'den daire alıyorlar. O yüzden insanlara ne verirsen, karşılığını o olarak alırsın.


Dün daire satın alıyordunuz, bugün yaşam satın alıyorsunuz


Sizin projelerinizden daire alan herkes Hamit Demir'e isterse ulaşabilir mi?

Kesinlikle. Benim telefonum ilk çıktığından beri aynı numara. Hiç değişmedi ve herkeste var. Herkes istediği zaman, şikayeti olan da, sevinci olan da, mutluluğu olan da buraya gelebilir. Biraz önce yine sizinle sohbet etmeden önce burada Suudi Arabistan'lı bir müşterimiz benden bir daire teslim almış ve dün gelip benimle görüşememiş. Bugün aramış, sadece 'Hamit Bey'i görüp bir yanaklarından öpmek istiyorum' diye. Bugün geldi, benimle görüştü, bir çay içtik. La Vida'dan da bir daire alıp gitti. Bakın bu adam dünyanın bir ucundan gelip, memnun oluyorsa sizi buluyor. Yeter ki insanları memnun edin, insanları mutlu edin.


31 yıl önceki ilk projeniz neydi?

31 yıl önceki ilk projem, Bahçelievler Haznedar'da 12 daireli bir proje.


Kaç yaşındaydınız?

24 yaşındaydım.


11 yaşında geldiniz, 13 yıl sonra daire yaptınız, 13 yıl içerisinde okudunuz ve sonra...

Bizim ailede de müteahhitlik işi vardı. Bu aileden gelen bir kaynak. Dediğim gibi sonra biz aileden ayrı 83 yıllarında bir şirket kurduk, daha önce taşeronluk işleri de yaptık. Sonra müteahhitliğe atıldık. Sonra da 3 arkadaştık ve ayrıldık. Ben tek başıma gittim, arkadaşlarımın bana yanlışları oldu. Sonra onlar sıfırlanıp yok oldular. Birisi emekli, birisi İstanbul'u terk etti, Kaş'ta yaşıyor. Biz iş hayatına devam ediyoruz.


Projelerinizi şirket içerisinde mi çiziyorsunuz?

Projelerimizin her şeyini, tüm tasarımlarını, mimarilerini, belediye çizimlerini bünyemizde çiziyoruz. Çünkü çok güzel bir mimari ekibimiz var. Bir proje müdürümüz var, Özlem. Pırıl pırıl ve çok sevdiğim bir kardeşim. Çok güzel işler çıkartıyorlar, çok güzel vizyonları var. Ufukları geniş. Bir, iki sene sonra neler olabilir, bunu hayal edebiliyorlar ama buna da katkı sağlayabiliyoruz.


Bu sizinle de alakalı. Sonuçta iş bağlantılarınız olmasa o projeler olmazdı...

Arkadaşlarıma hep şunu söylüyorum. Yaptığınız bir projenin önünden 5 sene sonra geçen biri demeli ki 'bu proje yeni mi çizilmiş, ne kadar güzel yapılmış' Bu farkı yakalamalıyız. Çünkü dünya değişiyor. Artık 20 sene önce lüks neydi? Salonda ikinci bacanın olması, salonda parke odaların marley olması. Bugün akıllı evler üretiyoruz. Akıllı telefonlarınıza ayarladığınız zaman dünyanın neresinde olursanız olun evinize hükmediyorsunuz. O yüzden akıllı ev üretiyorsanız tasarımı ile, görselliği ile, vizyonu ile de çok güzel projeler üretiyorsunuz.


Aslında bir bütün olarak sosyal yaşam alanı üretiyorsunuz, sadece konut üretmiyorsunuz...

Bakın Demir Romance'de bugün yaklaşık 37 dönüm arazi içerisine kurulmuş 800 daire, 1360 otopark, altında kurban kesme tesis alanı, 24 saat sağlık hizmeti, çocukların servis bekleme odaları, kadınların gün odaları, kadın ve erkeklerin mescitleri, yani siz bu sitede 24 saat yaşıyorsunuz. Yani yaşam satın alıyorsunuz.


Yalnız eskiden daire satın alıyorduk...

Ben sadece daire alıcılarına bunu söylüyorum zaten. Siz ev mi almak istiyorsunuz, evlenmek mi istiyorsunuz? Bir ev ile evlenmek var, bir ev ile akşam girip sabah çıkmak var.


Aslında sizin tüm alıcılara da tavsiyeniz   bu, öyle mi?

Kesinlikle.


Demir İnşaat ev almak isteyenlerin, değil 'EV'lenmek isteyenlerin adresi diyebilir miyiz?

Aynen öyle. Ev değil 'EV'lenmek isteyenlerin adresi.


31 yıl önce 12 daire, bugünkü son projeniz kaç daire?

Bugünkü son projemiz ticari alanlarla beraber 864 daire Demir Romance.


31 yılda toplam kaç konut ürettiniz?

Sayı olarak çok bilmiyorum ama 15 binin üzerinde konut ürettik. Senede bin 500 konut üretme noktasına geldik. Bakın Demir Romance nisan 2013'de başladı, bu sene teslim ediyoruz. Bu sene Allah nasip ederse İzmir, Seyrantepe ve bir kaç yerde daha projelerimiz var.


Yılda 1.5 milyon konut üretiliyor, bunun 1.2 milyonu satılıyor


Türkiye konuta doyum yaşadı mı?

Türkiye hala konuta bir doyum yaşamadı. Çünkü daha ihtiyaç var. Türkiye kalitesiz, ucuz konutlarda doyum yaşadı. Bunlar kötü çünkü bataklar nedeniyle bitmeyen binalar, salaş binalar var. O yüzden kaliteli site ve binalarda bu yok. Hep deniyor ki balon var, şu var. Türkiye'de bugün 2 milyon 170 bin kişi konut kredisi almış, ortalama 2 milyon 200 bin diyelim. Aylık konut riski 60 bin TL.Amerika'daki bir kriz asla yaşanmaz...Amerika'da konut başı 250-300 bin dolarlara gelmişti, onun için kriz olmuştu.


O zaman sınırı 20 bin dolar demek...

Evet. 10 milyon konut üretiyorsunuz, 2 milyon 200 bin kişi konut kredisi çekiyor bunun da riski ortalama 60 bin TL.


Bir şey daha söyleyeceğim. Türkiye'de üretilen konutun ve bugüne kadar üretilen konutun yüzde kaçı yabancı?

Şimdi yaklaşık Türkiye genelinde yıllık 1 buçuk milyon konut üretiliyor. Geçen sene itibariyle 1 milyon 200 bin olmuştu. Bu sene ilk çeyrek ve ikinci çeyrek de maşallah çok iyi gidiyor.


Yılda 1 milyon konut üretiliyor mu?

Tabii, üretiliyor. Çünkü satılıyor, satıldığı için de üretiliyor. Normal olarak baktığınızda geçen sene 1 milon 180 bin civarında bir konut satışı oldu.


Türkiye'deki toplam konut sayısı 20 milyon değil mi ?

20 milyonun üzerinde.


4 ile çarptığımızda 80 milyon oluyor, o açıdan soruyorum.

Tek oturan çok var biliyorsunuz, çift oturan çok var. Aileler çok değişti.


Bunun bir doyuma gideceğini düşünüyor musunuz?

Tabi konut sektörü doyuma gidecektir.


Bunu niye soruyorum biliyor musunuz? Gelecekle ilgili hayallerim var dediniz. Bu hayaller sadece konut sektör üzerine mi yoksa başka alanlarda da hayal kuruyor musunuz?

Kesinlikle işi farklılaştırmak anlamın-da. Yalnız ben şunu söyleyeyim. 90'lı senelerde müteahhit sayısı çok azdı. 2000'lerin başlarında çok azdı. 2005'de 50 bin filan bile yoktu. 2011'lerde 113 -115 bindi müteahhit. Bugün 305 bin müteahhit var.


Konut satışında yabancı oranı yüzde 10-15


1 milyon konutun içerisindeki yabancı oranı nedir?

1 milyon konutun yabancı oranı her sene değişiyor, artıyor. Bölgesel de artıyor. Bugün yüzde 10 ve 15 seviyesinde. Ama ben 2016- 2017'lerde yüzde 25'lere gelecek gibi görüyorum. Konut sektörü şu an yabancı müşteriyi çok çekiyor. Biz çok çekiyoruz.


Niye çekiyoruz?

Çünkü Türkiye çok güzel bir ülke, çok yaşanılır bir ülke.


Yani Avrupa niye daha çekici gelmiyor da Türkiye geliyor? 

Şimdi Ortadoğu'dan gelen bir müşteri karşınızda oturduğunda zaten Avrupa'nın her ülkesinden daire almış oluyor. Yatırım yapmış ve o doyuma da ulaşmış. Bazen oradan da kandırıldığını düşünüyor. Sonra diyor ki, "her şey güzel, dini, dili, ırkı aynı. En azından bir ezan sesi duyuyoruz. Bu ülkeyi çok seviyoruz. Şu ana kadar bu ülkeyi hep bize yabancı olarak gösterdiler. Hep ite kaka gidildi ama şu an çok güzel bir huzur var." Ben hep bunu söylüyorum. Biz Türkiye'ye en büyük ihracatı yapan firmayız. Evet biz çamaşır satmıyoruz, biz çorap satmıyoruz, gömlek satmıyoruz, biz tekstil satmıyoruz.


Biz derken, konut piyasasından mı söz ediyorsunuz? Demir İnşaat olarak mı, yoksa sektör mü?

Hayır hayır konut sektörü.


150 milyar dolar ihracat dediniz, konut sektörünün yabancı satışı bu rakamın içerisinde mi?

Geçen sene konuttan gelen 4 milyar doların üzerinde para getirdik sektöre. Yani Türkiye'ye para soktuk. Bu rakam 7 milyar civarında, önümüzdeki sene de 10 milyar dolarlara kadar zorlayacağım. Şimdi ihracatı yapıyorsunuz. Yaptığınızda gidiyorsunuz KDV'nizi alıyorsunuz. Devletten gerekli belgeleri alıyorsunuz, devlet size her konuda destek oluyor ve sizi ihracatçı statüsüne koyuyor. Gelelim bize...


Ama siz bir de sürekli ihracatçı olmuyor musunuz? Çünkü buraya geliyor, yemeğini yiyor, oturuyor. 

Hayır, bizde sadece adam bizden 200 bin dolar daire almakla kalmıyor. Geliyor, otelde kalıyor, otelden bir gelir. AVM'leri geziyor, çuvallarla alışveriş yapıyor. Türk Havayolları ile geliyor, Türk Havayolları'na destek oluyor. Bu adam her iki ayda bir Türkiye'ye girip çıkıyor. Her iki ayda bir Türkiye'ye döviz bırakıyor. Biz ihracatçının kralıyız ama maliye ve bakanlık maalesef bu konuda bize destek sağlamıyor.


Siz bir yerde başkan, bir yerde yönetici misiniz müteahhit olarak?

Biz de inşaat örgütlerinin üyesiyiz ama deniyor ki ihracat nedir, dışarıya satılandır. Siz satıyorsunuz ama gayrimenkul burada kalıyor. Tamam iyi, güzel ama ben para getiriyorum.


Hem de sürekli getiriliyor...

Sürekli getiriyoruz, işte burada bir tezatlık var. İnşallah önümüzdeki seçimden sonra kurulacak hükümette de ben bu tezatlığın giderileceğini düşünüyorum.


Türkiye'de şöyle bir tartışma var. Balon üzerinden inşaat sektöründe son derece tehlikeli bir büyüme oldu. Katma değeri yüksek ürünler üretmediğimiz için bu inşaat sektöründe bize zarar vereceği konuşuluyor. Genel olarak söylüyorum. Siz bu konuya nasıl bakıyorsunuz?

Şimdi ben buna kesinlikle katılmıyorum.


İnşaatı aynı zamada katma değeri yüksek ürün içerisinde sayabilir miyiz?

Kesinlikle.


Yani bir telefon satmak yerine konut satıyorsunuz.

Bakın benim sattığım konuta a'dan z'ye bkarsanız çimentosundan, demirinden, kumundan, tuğlasına her şey var. Duvar kağıdından musluğuna kadar. Beyaz eşyası, ankastresi, fırını, kliması, asansörü. Baktığınız zaman hepsi sanayi ürünü. Bir tanesi el ile yapılan veya merpen altında yapılan bir iş değil. Bunların hepsi sanayi ürünü. Biz inşaat sektörü olarak sanayiciye en büyük katkıyı sağlıyoruz. Benim şantiyemde kullandığım malzemeden bir tanesi ithal, o da asansör. Diğer tüm ürünler yerli üretim.


Keşke bir değil iki üniversite okusaydım


Bugün geldiğiniz noktaya bakınca 'Okusaydım mimar, mühendis olsaydım, projelerim daha farklı olurdu' dediğiniz oluyor mu?

Kesinlikle. Ben hep şunu söylüyorum. Keşke bir üniversite değil iki üniversite okusaydım. Bir kaç dil öğrenmiş olsaydım. Bugün bu servetimin yarısına sahip olsam da kaliteli olsaydım. Bunu hep söylüyorum. Ben çocuklarıma da söylüyorum. Benim oğlum 19 yaşında ve İngiltere'de okuyor. Kızım 22 yaşında ve Sabancı Üniversitesi'nde okuyor. Küçüğü Doğa Koleji'nde okuyor. Çocuklara diyorum ki olmazsa olmaz dünya çocuğu olmalısınız. Artık biz dünya vatandaşıyız. Biz yıllardır 70'li, 80'li senelerde hiç okul, eğitim ön plana çıkmamış ve devlet de buna destek vermemiş. Anne ve babalar da buna destek vermemiş, okuyanlar da zorluklarla okumuş. Hep şöyleydi, okuyup ne yapacaksın, al babanın kurulu işi var. Ben bugün oğluma diyorum ki babanın parasının, babanın zenginşiğinin sana bir faydası yok. Sen mutlaka üniversite mezunu olmalısın, en az üç dil bilmelisin. Çünkü gelecek bu. Bugünkü yeni vizyon çocukların geleceğini daha çok dizayn ediyor. O yüzden bu eksikliğimi hep hissediyorum. Açık ve net söyleyeyim, hep hissediyorum. Ama Allah'a çok şükür işte çok başarılıyız, başarılarımızın üstüne başarılar ilave ediyoruz. Bünyemizde de yaklaşık 50'nin üzerinde beyaz yakalı bir ekiple çalışıyoruz ve çok da başarılı ekibimiz var.


24 yaşında ilk projesini yaptı

Demir İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Demir. Sivas, Gürün de doğdu. 11 yaşında İstanbul'a geldi. 24 yaşında Bahçelievler Hazinedar da 12 daireli ilk projesini yaptı. Ve 30 yıllık iş haytı boyunca hep yeni bir ivme kazanarak yükseldi. Şu anda yılda bin 500 konut yapıyor. Konutlarını ise, "yaşam alanı" olarak tanımlıyor. Demir İnşaat'ın bünyesinde 50'si beyaz yakalı olmak üzere 800 kişi istihdam ediliyor.


Demir, Evli ve 3 çocuk babası. Hamit Demir kendisini şöyle anlatıyor: Hamit Demir işini çok seven, çocuklarına çok aşık, eşine çok aşık, sıradan bir işadamı. Yani Hamit Demir yaratılanı yaratandan ötürü seven biridir. Ben aile bağları çok kuvvetli bir insanım. Aile bağları ve çevre, eş, dost bağları çok kuvvetli bir insanım ve dostlarıma çok önem veririm, çok değer veririm. Ağzımızdan çıkan her kelime bizim için bir kanundur ve olmazsa olmaz. 


Gazetem İstanbul