Harun Reşit Özçiçek: 'Yeşil' trend olacak!

Propa İnşaat İstanbul'da yaptığı lüks projelerle tanınan bir firma. Tabi lüks projeler gerçekleştiriyor olması İstanbul'un ve Türkiye'nin geleceğine dair konulara kafa yormadıkları anlamına gelmiyor.  Propa İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Harun Reşit Özçiçek, yıllarını inşaat sektöründe veren ve iki oğlunu da inşaatçı yapan duayen bir isim.

Türkiye'nin ve İstanbul'un geleceğini Özçiçek'e sorduğumuzda nüfus/ konut ihtiyacı/gelecek yıllar üçgeninde bir cevap aldık. Özçiçek'in tesbitine göre temel olarak her yıl doğumlar ölümlerden fazla gerçekleştiği için nüfus artışı yaşanıyor. Ancak nüfus artış hızında düşüş gözleniyor. Bu gidişat ile 2025 yılında ise Türkiye nüfusunun 84 milyon kişi olmasını ön görüyor.

Nüfus artışı ve demografik özellikler, konut ve diğer emlak talebini belirleyen başlıca unsurlar... Türkiye'de nüfusun ve kentlerde yaşayan nüfus oranının artmaya devam ettiği ve büyük illere iç göç yaşandığı gerçeğinden de yola çıkarak, 15 yıl sonrasını öngörmeye çalışıldığında, varılacak sonuç iç göç alan ve almaya devam etmesi beklenen büyük illerde konut ve diğer emlak talebinin temel olarak ihtiyaç kaynaklı olarak devam edeceği yönünde…

İhtiyaç faktörü yanında, bilindiği gibi özellikle İstanbul'da yaş ortalaması 30 yıl ve üzeri olup emniyetsiz, depreme karşı dayanıksız ve kalitesiz konut stoku ağırlıklı olarak mevcut. İstanbul'da iç göç ve hızlı nüfus artışı neticesinde, aynı zamanda yetersiz kalan imar planları ve kentsel planlama mevzuat ve uygulamaları nedeniyle konut stokunun yenilenme ihtiyacı bulunuyor. İlçe ve büyükşehir belediyeleri her ne kadar kentsel dönüşüm çalışmaları ve toplu konut uygulamaları ile bu dönüşümü hayata geçirmeye çalışsa da eski ve niteliksiz konut stokunun eritilerek modern, yaşanılabilir ve sürdürülebilir konut stokunun oluşturulmasında yetersiz kalıyor.

Özçiçek'e göre konut üreticileri eliyle üretilen modern ve nitelikli konut arzı İstanbul'da belirli bölgelerde geçici arz fazlası oluşturmasına rağmen orta vadede tüm stokların eriyeceği ve talebin azalarak da olsa canlılığını koruyacağı yönünde.

Her ne kadar nüfus artış hızı düşmeye devam etse de ortalama yaşam süresi beklentisi artıyor. Bir diğer faktör ise evlenme ve boşanma istatistikleri. Türkiye'de 2007 yılında yaklaşık 638 bin 500 çift evlenmiş. İstanbul'da ise bu rakam yaklaşık 110 bin. Evlilik aynı zamanda yeni konut ihtiyacı anlamına geliyor. GYODER'in yayınladığı bir araştırmaya göre ülkemizde her yıl 600 bin yeni konut ihtiyacı doğuyor. Ancak bu ihtiyaç dengeli bir şekilde karşılanamıyor. Propa İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Harun Reşit Özçiçek'e göre konut sahibi olmanın sosyo-ekonomik açıdan da bir statü sembolü olduğu göz önüne alındığında, ülkemizde orta ve uzun vadede konut talebinin dönemsel dalgalanmalar yaşanabilmesine rağmen artacak.

Sonuç olarak, nüfus artışı, kentsel nüfusun artması, evlilik sayısının boşanmalardan yüksek olarak devam etmesi, hane halkı sayısındaki azalma eğilimi ile aile yapısının gelenekselden çekirdek aile yapısına doğru kayışı, gayri safi milli hasıladaki artış ve gelir seviyesinin artışı, tüm bu faktörlerin yanında da ülkemizde konut ve emlak yatırımının “en güvenilir” yatırım aracı olarak görülmesi, konut sahipliği oranındaki artış eğilimi yanında konut sahipliği ortalama yaşının da düşmesi, ülkemizde ve özellikle iç göç alan büyük illerde konuta olan talebin, dönemsel dalgalanmalar veya düşüşler beklenmesine rağmen, artarak devam edeceğini gösteriyor.

Özellikle İstanbul'da, arsa stokunun merkezi ilçelerde çok sınırlı olması ve arsa üretiminin verimli şekilde gerçekleştirilememesi sebebiyle merkezi ilçelerde yeni konut ve emlak arzı sınırlı kalmaya devam edecek. Merkezi bölgelerde kentsel dönüşümün hayata geçirilmesi de mevzuat ve mülkiyet sorunları sebebiyle kolay olmadığı ve beklenenden daha uzun bir süreye yayılacağı için konut ve emlak fiyatlarının yükseliş eğilimine devam edeceğini tahmin ediyorum. 

Gelişme aksları ve bölgelerinde ise yeni arz edilen konut ve diğer emlak ürünleri nüfus ve demografik özellikler ve göstergeler itibariyle talep görmeye devam edecek.

Özçiçek'in beklentisi ise İstanbul'da konut ve emlak fiyatlarının ortalama seviyesinin de arz talebi karşılayamadığı için artış yönlü olması. Merkezi bölgelerin fiyat artış hareketleri daha keskin olacak, gelişmekte olan bölgelerin ise genel fiyat artışını daha yavaş bir şekilde hareket edecek.

Propa İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Harun Reşit Özçiçek'in gözüyle İstanbul ve diğer büyük kentlerdeki on yıl sonrasına baktığımızda ilk beklenti enerjinin ve tasarrufun en önemli konu olacağı. Çünkü Özçiçek su ve elektrik enerjisi sarfiyatını önleyen tasarruflu ve verimli akıllı binaların yapılacağını iddia ediyor. Hatta bu iddianın bu günden gerçekleştiği de görülüyor. Suyu daha az kullanan, elektriği daha verimli kullanan elektrik ve mekanik sistemler daha da yaygınlaşacak. Yeşil binalar ve projeler yaygınlaşacak. Kendi elektriğini üreten, güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan sistemler kullanılacak.  Su yeniden değerlendirilebilir olacak. Arıtma ve kojenerasyon sistemleri gelişecek ve kullanımı yaygınlaşacak. Isıtma ve soğutma alanlarında daha verimli sistemler kullanılacak. Isı izolasyonu ön plana çıkacak ve yaygın olarak kullanılacak. Emlak ve gayrimenkul fiyatları artacağı için, aynı zamanda aile yapısı değişip hane halkı sayısı azaldığından daha küçük metrekareli ve daha verimli planlara sahip evler yaygınlaşacak.

Tüm bu küçülme ve tasarrufa yönelmeye rağmen firmalar anıtsal ve devasa binalar yapmaya devam edecek. Projelerde farklı özellikler sunulacak ve tematik projeler yapılacak. Siteler yaşayanların tüm ihtiyaçlarını dışarıya çıkmadan karşılayabileceği şekilde özellikler ve yaşam tarzı sunacak. Bu kadar imarlaşmaya rağmen yeşil alanlar önemini korumaya devam edecek. Konuta talep dengeli olarak artacağından yeni projelerde fiyat baskısı devam edecek. Talep çok hızlı ve keskin bir şekilde artmazsa yeni konut fiyatları yavaş ve sindirerek fiyat seviyesini artıracak ama orta vadede fiyatlar baskı altında olmaya devam edecek. Şeffaflaşan konut piyasası, iletişim araçlarının gelişmesi ve tüketicinin bilinçlenmesi konut üreticilerini de daha verimli ve bilimsel çalışmaya yönlendirecek. Firmalar konutu satınca iş bitmeyecek, satış sonrası sunacakları hizmetler daha da önem kazanacak.

Konut bazından biraz daha geniş ölçeğe, kentlerin durumuna ve imar planlarına çıktığımızda Özçiçek'in öngörüsü tüm kentlerin kaçınılmaz olarak gelişeceği ve büyüyeceği.  Geleceğin Türkiye'sine genel olarak bakıldığında firma olarak Propa İnşaat bu kentlerde daha nitelikli, kaliteli ve kapsamlı projeler üretmeyi hedefliyor. Projelerinde yaşam tarzı sunarak insanların yaşam kalitesini artırmayı amaçlayan Propa, araştırmalar ve anketler ile bölge bazında ihtiyaçları tespit etmeye ve buna uygun çözümler sunmaya çalışıyor. Propa'nın bir başka hedefi ise sürdürülebilir kalitenin sağlanması ve devam ettirilmesi. Hayata geçen projelerde yaşam başladıktan sonra site sakinlerinin huzurlu, keyifli ve mutlu bir şekilde yaşamalarını sağlamak en önemli konu.

Firmanın orta ve uzun vadedeki hedefi, merkezi ve ulaşımı rahat bölgelerde uygun arsalar seçerek modern, kaliteli ve farklı projeler hayata geçirmeye devam etmek. Güvenli bir çevrede, insanların kaliteli bir evde oturacağı, rahat ve ferah mekanlar sunan, iş ve sosyal yaşamı kendi bünyesinde başarıyla birleştirebilen, mimarisiyle bir bakışta güzelliği ve estetiği fark edilen, yemyeşil alanları da bünyesinde sağlayabilen ve kısacası insanların yaşam kalitesini ve mutluluğunu artıracak mekanlar üretmek.

Propa İnşaat gelecekte nerede duracak?
Elbette gelecek bir bilinmeyen. Hepimiz planlar yapıyoruz. Gelecek için çalışıyoruz. Bırakın 50 yılı, gelecekteki 10 yılın nasıl yaşanacağını bile hiçbirimiz bilemiyoruz. Önce sağlıklı olalım, sonra da insanları mutlu edebileceğimiz, yaşam standartlarını yükseltebileceğimiz ve gelecekte hayır dualarını alacağımız işler yapmak istiyoruz.

Propa markamızın bir güvence olması için çalışıyoruz. Çok büyük ve çok sayıda proje üretmektense, bir projeyi hakkıyla teslim etmeyi, o projede insanların mutlu bir şekilde yaşadığını görmeyi ve müşteri ilişkisiyle başlayan ve uzun yıllar devam eden ahbaplık ve dostlukları önemsiyoruz. Bu yüzden kurumsal sloganımız “Hayata Değer Katar”... Hayata değer katarak yeni projeler üretmeye devam etmeyi hedefliyoruz.

Sadece hayalimiz değil, şu anda tasarımı üzerinde çalıştığımız bir projemiz bizim hayalimizi yansıtan bir proje. Yüksekliği, mimari formu, verimli kullanım alanları ve benzersiz geometrik şekliyle ülkemizde benzeri olmayan bir proje. Ayrıntı vermek için erken ama şu anda gündemde olan tüm projelerden daha iddialı, santimetrekare detayları bile ustalıkla düşünülmüş, inşaat teknik ve bilimi açısından yaygın uygulamaların ötesinde, hiç kullanılmamış malzemeleri kullanacağımız, temasıyla benzersiz anıtsal bir proje.
Milliyet