Hasan Sözbilir'den korkutan deprem açıklaması!
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, son zamanlarda sık sık meydana gelen depremlerle ilgili "Yerleşim yerinden geçen faylar deprem üretirse yıkım çok daha fazla olur" dedi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerinde, bugün saat 01:14'te Ege Denizi'nde, Muğla Datça ilçesinin açıklarında 5.3 şiddetinde sarsıntı yaşandığı belirtildi.
Cumhuriyet Gazetesi'nde yer alan habere göre; Ege'de yaşanan bu depremler yeniden vatandaşların korkuya kapılmasına neden oldu.
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Ege'de yaşanan sarsıntıya dair konuştu. Datça'nın açıklarında yaşanan 5.3 şiddetindeki bu sarsıntının İzmir ve İstanbul'daki olası sarsıntılarla olan bağlantısına ilişkin konuşan Prof. Dr. Hasan Sözbilir, "Bizim Güney kıyılarımızda Muğla, Aydın, İzmir, Balıkesir, Çanakkale gibi kıyı şehirlerimizde şehirlerin içinden geçen çok sayıda fay var. 30 Ekim'deki depremde olduğu gibi denizdeki faylarla bağlantılı olduğu için denizdeki faylardan da etkilenme niteliği var. Bu bölgede tsunami tehlikesi de var. Bunlarla ilgili kent ölçeğinde master planların yapılması gerekiyor. En fazla etkilenecek bölgeye göre kentsel dönüşüm planları yapıp depreme, sele, taşkına, heyelana dayanıklı alan niteliğinde değerlendirmek gerekiyor" diye konuştu.
O alanda yaklaşık 1 senedir sürekli 4 ve 5 şiddetinde sarsıntılar olduğuna dikkat çeken Hasan Sözbilir, şunları kaydetti:
"Bölgede çok sayıda fay var. Büyük ölçekli fay var ve jeolojik anlamda Güneyi Afrika levhası, Kuzeyi Anadolu levhası kabul ediliyor. Bu fayın tarihsel dönemlerde 8'e varan depremler ürettiğini biliyoruz. Bu fay deprem ürettiğinde bizim Güney ve Batı kıyılarımızda geçmişte tsunami oluşmuş. Zamanı belli değil ancak bu fay gelecekte de deprem üretecek. Şu anda bu fayın üstünde gelişen daha küçük ölçekli faylar deprem üretiyor. Gökova Körfezi'nde deprem yoğunluğu var. Bu faylar Gökova Körfezi'ndeki, Rodos ve Kos Adası'ndaki faylarla bağlantılı faylar. Birbirini tetikleyecek şekilde deprem üretiyor. Deprem fırtınasına dönecek şekilde deprem yoğunluğu var. Bu bölgede bulunan yay şeklindeki adaların büyük çoğunluğu aktif volkanik adalar. Hem volkanik anlamda aktif volkanların bulunduğu bölge hem de genç fayların çok sayıda yer aldığı bölge. Dolayısıyla burası deprem fırtınasının çok fazla gerçekleştiği yer. Bu bölgede depremlerin bitme olasılığı yok. Sürekli birbirine aktaracak şekilde deprem oluyor. Dünya genelinde bugüne kadar yapılan çalışmalar bu tür bölgelerde depremlerin çok daha fazla olduğunu gösteriyor. Hem volkanik aktivite hem de diri fayların varlığı deprem fırtınası şekilde deprem üreteceği anlamına geliyor."
2017'den önce de aynı alanda birçok sarsıntı yaşandığını fakat ürkiye ölçeğinde son 1 senede meydana gelen depremlerin yüzde 40'tan fazla artığını dile getiren Sözbilir, "Bu da Afrika ve Anadolu levhasının belli ölçekte yakınlaşması anlamına geliyor. Bölgedeki sismik aktivite yüzde 40 oranında artmış durumda. Daha fazla deprem kaydı elde ettik. İstanbul'da denizde deprem beklerken karadaki faylar da deprem üretmeye başladı. İstanbul'un yerleşim yerlerinde de diri fay niteliği taşıyan faylar olabilir bu anlamda bu fayların çok iyi bir şekilde incelenmesi gerekiyor. Yerleşim yerinden geçen faylar deprem üretirse yıkım çok daha fazla olur" diye konuştu.