Hasankeyf nasıl korunacak?
Ilısu Barajı'nın suları altında kalacak olan Hasankeyf için bir çözüm önerisi de İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nden Prof. Oğuz Müftüoğlu'ndan geldi: "Tarihi yapıların üzerini cam fanusla kapatarak sudan koruyabiliriz."
Hala gidip görmediyseniz elinizi çabuk tutmanızı tavsiye ederim. Belki bir süre sonra Hasankeyf'i bu haliyle görme imkanınız olmayacak. Çünkü 50 yıldır yapımı gündemde olan ve GAP projelerinin en büyüklerinden biri Ilısu Barajı maalesef yaklaşık 10 bin yıllık tarihe sahip Hasankeyf'i sular altında bırakacak. Hasankeyf Yukarı Şehir Alanı'nda yer alan onlarca mezar, türbe, höyük, eski kalıntılar ve 4200 mağara ev Ilısu Projesi'nin maksimum su kotundan etkilenmezken daha aşağılarda kalan önemli bazı kültürel varlıklar ise su altında kalacak. Bu tarihi eserlerin parçalarına ayrılarak taşınması ve su kotunun etkilemediği bir alana taşınması projesinin ise gerçekleştirilebilirliği hala tartışılan konular arasında. Bu tartışmalar içinde farklı bir çözüm teklifi İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Oğuz Müftüoğlu tarafından geldi. Hasankeyf'te yer alan eserlerin taşınmasının mümkün olmadığını söyleyen Müftüoğlu, baraj illa ki yapılacaksa tarihi eserlerin cam fanuslarla kapatılıp, suyun altında bir aqua arkeolojik park oluşturulmasını öneriyor. İlk duyduğunuzda "yapılamaz" gibi geliyor ama Müftüoğlu, Marmaray projesine dikkat çekerek "Suyun altına 2 gidiş, 2 geliş 16 km. tünel yapabiliyorsanız bunu da yapabilirsiniz" diyor. Proje mümkünse Hasankeyf'in su altında kalacak olan bölümün tamamının, mümkün değilse bazı yapıların cam fanuslarla kapatılması ve su altından turizme açılmasını öneriyor.
HASANKEYF TAŞINAMAZ
Prof. Müftüoğlu Hasankeyf'e gönül vermiş bir bilim adamı. İlk kez 1986'da gittiği Hasankeyf'e çarpılmış. 1990'da ise görevli olarak yeniden gidip buradaki tarihi eserleri belgelemiş, rölövelerini çıkarmış. O zamandan beri Hasankeyf'le içli dışlı olan Müftüoğlu buradaki tarihi eserlerin söylendiği gibi taşınamayacağını ifade ediyor. "Tarihi eserler yanlış verilebilecek bir kararla yok edilebilir. Ben taşınma olasılığı olduğuna inanmıyorum. Bu tür yapılarda bir dış cidar ve iç cidar vardır ve bunlar genelde kesme taştır. Genellikle bu bölgenin yerel malzemesi olan Cas kullanılmış. Bu taşımaya müsait değildir." diyor. Müftüoğlu hazırladığı raporlarla da Zeynel Bey Türbesi, Artuklu Köprüsü, Rızk camisi, Sultan Süleyman Cami ve Koç Cami gibi kültürel varlıkalrın taşınamayacağını Kültür Bakanlığı'na iletmiş. Hasankeyf'i nasıl kurtarabiliriz diye düşünürken İnşaat Mühendisliği öğrencisi olan oğlu ile konu üzerinde konuşmaya başlamışlar. Hasankeyf'in camla kapatılıp saklanması projesi de bu konuşmadaki beyin fırtınasından ortaya çıkmış.
TATİLYA'YI YAPAN BUNU DA YAPAR
Bu önerinin "çözümü bulduk" şeklinde bir zafer çığlığı almadığının altını çizen Müftüoğlu asıl olanın barajın yapılmaması olduğunu çünkü barajın sadece tarihi eserleri değil ekosistemi de mahvedeceğini söylüyor. Ama durum buysa minimum zarar, maksimum kar hesabı üzerinden Hasankeyf'teki kültürel varlıkları kurtarmak için bir çözüm olduğunu anlatıyor. "Zeynel Bey türbesi mimari özellikleri açısından Anadolu'daki tek örnektir. Köprü ise çok iyi incelenmesi gereken muhteşem bir köprü. Dönemi için bir mühendislik harikası. Bunları yok olmaya bırakmak vahşice bir tablo. Bu eserler restore edilip koruma altına alınırsa asırlarca kalır. Taşımaya kalktığınızda parçalamak mümkün değil. Hangi teknolojik imkanla taşıyacaksanız? Ama cam kapatılırsa 20 metrelik suyun altında olacak. Kubbelerin tümünün cam olması gerekmez. Bazı yerler beton olur bazı yerler çelik olur. Marmaray yapılabiliyorsa bu çok daha kolay yapılır. Bana kalırsa hiçbir eseri açık bırakmamak lazım. Tatilya gibi bir yapıyı yapabiliyorsanız burayı komple kapatabilirsiniz. Baraj suyu çekildikten sonra da bu eserler ortaya çıkar." diyor.
DÜNYADAN ZİYARETÇİ ÇEKER
Projenin maliyetini soruyorum. Müftüoğlu "Maliyetini hesaplayamam. Ama çok çok pahalı olduğunu sanmıyorum. Yok edilmemesi gereken bu eserlerin yanında hiçbir şey değil. Bakanlık bunun için bütçe ayırır. Önce mimari tasarımı yapılır. Sonra maliyete geçilir. 200- 300 metre karelik bir alan sadece blok olarak belli parçaları koruyacak. Aralarında da bir yapıdan diğerine insanların geçeceği tüneller olacak. Burası kendisine yapılacak masrafı da amorti eder. Böyle bir şey yok. Dünyanın ilk aquaarkeolojik parkını inşa etmiş olacaksınız. Burası bütün dünyadan ziyaretçi çeker." diyor.
Allianoi için de yapılabilir
Prof. Oğuz Müftüoğlu Hasankeyf için düşündüğü camla kapatma projesinin Yortanlı Baraj gölünün suları altında kalacak olan Bergama'daki Allianoi için de yapılabileceğini söylüyor. Dünyada şaşırtıcı ölçüde sağlam kalabilmiş bir Roma dönemi sağlık kompleksini barındıran Allianoi'nin camla kapatılması halinde bir tarihi su altı spa'sı elde edileceğini anlatan Müftüoğlu turizm açısından çok önemli bir merkez olacağını ifade ediyor.
Emeti SARUHAN/Yeni Şafak