Perakende

Hayal Dünyası'nın hedefi mağaza sayısını 1.000'e çıkarmak!

Hayal Dünyası kurucusu Adil Özyiğit: Biz bugüne kadar mağazalarımızı kendi iç yapılanmamızla oluşturdu. Bundan sonrasında ise franchisining sistemi ile büyümeyi planlıyoruz. Hedefimiz bin mağazaya ulaşmak.

Hayalini marka İzmir Markaları röportaj dizimizde bu hafta hayalini kurduğu işinde başarıya ulaşmış bir girişimciyi sizlere anlatacağım. Çocukların vazgeçilmezi olan oyuncakta Kemeraltı'nda toptancılıkla işe başlayan Adil Özyiğit, bugün 32 şehirde 52 şubesi ile hizmet veren Hayal Dünyası markasını yaratmış. 7 yıl boyunca perakende sektörü ile ilgili araştırma yapan, marka danışmanlarından eğitim aldıktan sonra işe başlayan Özyiğit, 21 yıllık hayalini de Hayal Dünyası markası ile hayata geçirmiş, İzmirli bir firma olarak ilk Hayal Dünyası mağazasını Kırklareli'nde açan Özyiğit, franchisining sistemi ile bin mağazaya ulaşmak istiyor. 


Özyiğit ile Hayal Dünyası'nı konuştuk. 


Adil Bey öncelikle Hayal Dünyası nasıl doğdu, o süreçte yaşadıklarınızı bize anlatır mısınız? 

Ben ticari hayatıma 1986 yılında Kemeraltı'nda oyuncak toptancılığı yaparak başladım. 2007 yılına kadar Türkiye'nin tamamına toptan oyuncak pazarlaması gerçekleştirdik. Ben ilk günden bu yana perakende sektöründe marka yaratarak mağazalar açma hayali kuruyordum. Bunun için ilk çalışmalara 2000 yılında başladım. Bu şekilde şirketimizi de gelecek kuşaklara aktarmayı hedefliyordum, işi çok iyi bilmek marka olmaya yetmediği için öncelikle 4 kişilik bir ekip oluşturdum. Marka danışmanlarından eğitim aldık. Mağazaların mimari çizimlerini yaptırdım. Kiralama firmaları ile görüşmeler yaptık. Konseptimizi belirledik. Marka olarak özellikle Türkçe ibişim belirledik. Benim hayalimi ve çocukların hayal dünyasında önemli yeri olan A oyuncağı çağrıştırması için Hayal Dünyası kelimesini marka olarak belirledik. 


Kuruluş sürecinizle ilgili başınıza gelen ilginç bir olay oldu mu, varsa bizimle paylaşır mısınız? 

istanbul'da bir AVM kiralama firması ile araya adam sokarak görüşmeye gitmiştik. 

Aradaki hatırlı kişi sayesinde bizimle görüşmeyi kabul ettiler. Zincir oyuncak mağazası açacağımızı, konseptimiz bu olacağını, benim uzun yıllardır süren hayalimi bu proje ile hayata geçireceğimizi anlattık. Kiralama müdürü ile görüşmemiz sürerken telefonu çaldı. 

Telefondaki kişiye bizimle ilgili olarak "Çok eğleniyorum. Hayal dünyaları geniş arkadaşlarla görüşüyorum' diyerek alay etti. 

Ama biz dersimize iyi çalışmıştık ve bizimle alay edenlere inat perakende zincirimizi kurarak bugünlere geldik. 


İlk mağazanızı nerede açtınız, sonrası nasıl geldi? 

7 yıl araştırma yaptıktan sonra şirkemizi 2007 yılında kurduk. Sonrasında da mağaza açmak için çalışmalara başladık. O yıllarda AVM'de kiralama fiyatları astronomik boyuttaydı. Çok yüksek fiyatlar ifade ediliyordu. 

Hayal! Kar l Adil Özyiğit Biz o nedenle ilk mağazamızı Kırklareli'nde açtık. Uygun şartlar orada oluşmuştu ve ilk Kırklareli'nden 2009 yılında yola çıktık, izmir'de ilk mağazamızı ise Palmiye AVM'de açtık. 

Sonrasında hızla büyüyelek bugün 32 şehirde 52 mağazaya ulaştık. Şu anda izmirli Türk sermayeli tek perakende oyuncak zinciriyiz. 


Bundan sonraki hedefleriniz neler, hangi noktalara ulaşmak istiyorsunuz? 

Biz bugüne kadar mağazalarımızı kendi iç yapılanmamızla oluşturdu. Bundan sonrasında ise franchisining sistemi ile büyümeyi planlıyoruz. Hedefimiz bin mağazaya ulaşmak. 

Bu hedef ulaşılamayacak değil. Perakende organize oyuncak sektörünün payı Türkiye'de şu anda yüzde 7 seviyelerinde. Sektörde büyük bir potansiyel var. Sektör büyüyecek. Bizde bu büyümeden payımızı almak istiyoruz. 


Peki Hayal Dünyası markasını kısa sürede nasıl bu kadar bilinir hale getirdiniz, bu işin bir sırrı var mı? 

Biz Kemeraltı'nda faaliyet gösteren toptancı bir firmaydık. Ancak hep aklımızda perakende zinciri kurmak ve marka olmak vardı. Bunun için 7 yıl inamlmaz bir hazırlık yaşadık. 

Mağazacılık ve perakende satışla ilgili Türkiye'nin en iyi firmalarından danışmanlık aldık. Bu çalışmaların 7 yıl gibi uzun zaman sürmesi bir anlamda iyi oldu. AVM'lerdeki astronomik fiyatlar biraz geriledi. Altyapımızı çok sağlam oluşturduk. Marka adımızı da çok bilinçli olarak belirledik. Sonrasında ise sürekli markamıza yatırım yaptık ve kısa sürede bilinen markalar arasındaki yerimizi aldık. 


Biraz da sektörünüz hakkında bilgi alsak, siz sadece çocuklara mı hitap ediyorsunuz? 

Artık oyuncak sadece 3-10 yaş grubuna hitap etmiyor. Hobilerin de işin içine girmesi ile artık 7'den 77'ye herkes için oyuncak var. Türkiye'de 0-18 yaş grubunda 20 millyon insanımız var. Bu nedenle pazar oldukça büyük. Tüketici organize perakende sektörüne yöneliyor. 

Özellikle çocuk kanallarının devreye girmesi ile birlikte çocuklar oyuncağı tanıyor ve bunu istiyor. Sektör hızlı büyüyor ve biz daha yolun başındayız. 

Oyuncakta da Çin üretimi hakim ama perakende zincir mağazalar çok iyi denetleniyor. Sağlığa zararlı oyuncaklar satılmıyor. Bunun yanında Türkiye'ye İ kaçak giren ve merpen altı üretim var. 

Bunlar denetlenemediği için sıkıntılar yaşanıyor. Türkiye Oyuncakçılar Derneği'nin üyelerinin mağazalarında standart dışı oyuncağı rastlayamazsınız. 

Oyuncakta üretici firmanın adresi, CE işareti ve uyarıcı yazılar varsa korkmamak gerekiyor. 


İzmirli bir firma olarak bu süreçte sıkıntılarla karşılaştınız mı, İzmir'de marka olmak zor mu? 

Bugüne kadar izmirli olduğumuz için önümüze inanılmaz engeller çıktı. 

izmirli firma olduğumuz için Kiralama şirketleri AVM'lerden bize yer kiralaması yapmak istemediler. 

Firmaları istanbul'da olduğu için izmirli firma olarak bizilme görüşmelerinin zor olacağını, irtibat sağlayamayacaklarını söylediler, izmirli firma olduğumuza çoğu zaman inanamadılar. Ama izmirli girişimciler her türlü donanıma sahiptir. Birde destek bulabilirlerse çok büyük işleri de başarabilecek niteliktedirler. 

Kuçuk olsun benim olsun mantığı yıkılmalı' Son olarak İzmir île ilgili düşünceleriniz neler, doğduğunuz, yaşadığınız ve iş hayatınızın geçtiği kentinizi nasıl değerlendiriyorsunuz? 

İzmir'de ticaret yapmak dezavantajlı. İzmir'in arkasında bugün siyasi destek yok. Şehirlerin ve firmaların büyümesi için arkalarında siyasi destek gerekiyor. Bu olmayınca büyüme de olmuyor. İzmir'de birbirine sahiplenme de yok. Ortaklık kültürü ise ne yazık ki hiç gelişmemiş. İzmirli işadamının zekası yerinde, işi çok iyi biliyor. İzmirli işadamının finans sıkıntısı var. Herkes işini çok iyi biliyor. İşinin gerekirse 7 gün başında. İzmir'in artık kendisini yenilemesi lazım. Küçük olsun benim olsun mantığını yıkması lazım. İzmir'in büyümesi siyasiler dahil kimse istemiyor. 

210 sektöre iş veren inşaat sektörünün en büyük projelerinden biri plan kentsel dönüşümde İzmir'de henüz bir çivi bile çakılmadı. 

İzmir'in 30 kilometre ötesinde teşvik var ama İzmir'de yok. 

Limanları olan, Avrupa'nın burnunun dibinde, üreten gücü olan bir ilin geride kalması beni son derece üzüyor 

Ege Telgraf