Hazineye aktarılan varlıklar ne için kullanılacak?
Milliyet Gazetesi köşe yazarı olan Şükrü Andaç bugünkü yazısında Türkiye Varlık Fonu ile ilgili görüşlerini açıkladı. İşte o haber...
Geçen yıl kurulan Türkiye Varlık Fonu (TVF), ardı ardına bünyesine kattığı Hazine varlıklarıyla uzun süre gündemden düşmedi. Bugüne kadar gelirlerini Hazine’ye aktaran bu varlıkların bundan sonra ne yapacağının bir türlü net olarak ifade edilmemesi soru işaretlerini de beraberinde getirdi.
Hazine’nin para basan bu varlıklarının bir anda “fon” çatısında toplanması endişeleri artıran husus olmuştu.
Ülkemizin geçmişindeki “fon” temalı olumsuz örnekler düşünüldüğünde, TVF de negatif algı olarak bundan nasibini aldı.
Aradan zaman geçti, kritik referandum süreci atlatıldı. Isınma turlarının ardından TVF’nin yönetim takımı ellerindeki varlıkların değerini çıkardı, gerek içerde gerekse yurtdışında birçok kişi ve kurumla teması hızlandırıldı. 70 kişiye yakın bir kadro Akmerkez’in 11. katındaki Borsa İstanbul’a ait ofise yerleşti. Yeni modeller, kurgular masaya yatırıldı. Piyasalarda hangi enstrümanlarla yer alınması gerektiği araştırıldı. Araştırılıyor...
Ama masadaki soru hâlâ aynı: Eldeki varlıklar ne için kullanılacak ve bu portföy ayrı ayrı değil de voltranı oluşturarak hareket ettiğinde nasıl bir sihirli dokunuşa imza atacak?
Hayalci olmayalım
Üç ay önce bu konuları iyi bilen uluslararası bir şirketin CEO’suyla yaptığımız sohbette şunu sormuştum: “Türkiye’nin kritik varlıklarından birinde yabancı hissedarın payını TVF’nin satın alarak devreye girmesi mümkün mü?”
Aldığım yanıt gayet net olmuştu: “Henüz çok erken. Çünkü Varlık Fonu’nun önünde uzun bir zaman var, öyle birkaç aydan da bahsetmiyorum, bu yılları alabilir. Bu süre geçene kadar da böylesine bir aksiyon beklemek hayalcilik olur. Zaten hamle için parası da yok.”
Teşhis sürecinde
Önceki akşam İstanbul Boğazı’ndaki Four Seasons Hotel’de yaptığımız ilk “Varlık Fonu” yemeğinde bir araya geldiğimiz Mehmet Bostan’ın (TVF Başkanı) “Elimizdeki varlıkları teşhis sürecindeyiz. 1-2 yıl bu süreçle geçebilir” sözleri, üç ay önce verilen yanıtı doğrular nitelikteydi.
“Başlangıçta bir algı problemi oldu” diyerek ilk dönemde yaşananları “tecrübe” hanesine yazan TVF’nin bu süreci atlattığını ve Türkiye’nin geleceğinin inşası için elinden gelenin en iyisini yapacağına inandıklarını belirten Mehmet Bostan, rakamlar noktasında ciddi yol katettiklerini söylüyor.
Oldukça mütevazi bir hesapla ellerindeki varlıklarının değerini 40 milyar dolar olarak belirlediklerini anlatan Bostan, “Şimdi bu devasa değeri nasıl daha değerli hale getiririz?” sorusunun yanıtını aradıklarını ifade ediyor.
Yemekten çıkardığım notlara gelince...
- TVF’den kısa sürede hamle beklememek gerek. Daha çok iş var.
- Maç için sahaya çıkan ve global bir iddia ortaya koyan TVF sağlam bir strateji belirlemeli. Çünkü maçı kaybetmenin faturası Türkiye için ağır olabilir.
- TVF’nin aksiyonları için süreç çok uzarsa yabancı yatırımcının iştahı kaçabilir.
Şükrü ANDAÇ/Millyet