23 / 12 / 2024

Hilton Antakya Müze Otel'in açılışı ne zaman?

Hilton Antakya Müze Otel'in açılışı ne zaman?

Japonya'dan Almanya'ya, İngiltere'den Dubai, İtalya ve ABD'ye kadar Dünya'nın birçok yerinde şimdiden ismi duyulan ama inşaat halindeki ender otellerden bir tanesi, Hilton Antakya Müze Otel.



Türkiye'de bir eserde kullanılan en büyük çelik konstrüksiyon olma özelliği taşıyan yapısı ve konteynırlardan oluşan odaları ile dikkat çeken bu önemli yatırım, 2014'te İspanya'da düzenlenen ve 700'ün üzerinde projenin yarıştığı “Dünya Mimarlık Festivali”nde dünyanın en iyi 10 projesi arasına girmekle kalmadı, 1-3 Ekim 2014 tarihleri arasında Singapur'da düzenlenen Dünya Mimarlık Festivali'nde “Geleceğin Yapıları” kategorisinde birincilik ödülüne layık görüldü.

Ünlü Mimar Emre Arolat imzalı bu görkemli yapının hikâyesine dair konuştuğumuz isim, Hilton Antakya Müze Otel Genel Müdürü Aydın Duran.

Çukurova Üniversitesi Mersin Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik mezunu olan Duran, uzun yıllar Amerika'da Marriott International, Türkiye'de Merit International Hotels & Resorts, Dedeman Hotels & Resorts International ve Hilton Worldwide Otellerinde üst düzey yönetici olarak görev yapmış önemli bir isim. Duran, Hilton Antakya Müze Otel'i hayata geçiren yatırımın Antakya'daki son halkası, The Bird Boutique Hotel Müdürlüğü görevini de üstleniyor.

Sorularımız, bu sene içinde yapacağı açılışın geriye sayımında hazırlıklarını hızlandıran “Hilton” markası yanı sıra Antakya özelinde… Ama yaşanan bölgesel krizleri de unutmadan… Beklentilerin ve olması gerekenlerin altını çizmeyi es geçmeden…

 

Hilton Antakya ile hikâyeniz nasıl başladı?

Hilton Antakya Müze Otel, aslında yabancısı olduğum bir yer değildi. Önemsediğim bir projeydi ve buraya gelip gittiğim zaman, merakım noktasında yakından izlediğim bir yatırımdı. Süreç içerisinde bana teklif geldi. Açıkçası, Dünya'daki ilk ve tek olma özelliğine sahip Müze Otel'de çalışmaktan dolayı son derece mutluyum, gururluyum ve kendimi de bu anlamda şanslı hissediyorum.

 

3. Çukurova Turizm Ödülleri ve Hilton Antakya Müze Otel adına aldığınız “Turizm Girişimci Ödülü”nü konuşalım mı? 2016 açılışı için geriye sayımı devam eden bir otel için bu Ödül sanırım çok anlamlı olmalı…

2016 senesinin sonlarına doğru kısmetse açılışı yapmayı planlıyoruz. O anlamda bu Ödül bizler için çok önemli. Çünkü bu tarz ödüller hem motive ediyor hem de geleceğe dair daha bir motivasyonla çalışmamıza sebep oluyor. Ama ben, önümüzdeki süreçte çok daha fazla ödül alacağımıza kalben inanıyorum. Çünkü hem Hilton Antakya Müze Otel'in hem Antakya'nın hem de bölgenin önü fazlasıyla açık. Buranın kültür, tarih ve destinasyon adına çok önemli bir potansiyel arz ettiğini hepimiz biliyoruz. Gittiğimiz uluslararası turizm fuarlarında da bunu çok açık ve net bir şekilde görüyoruz. Buraya olan talep son derece yüksek. Ancak şu anda, Suriye ve Irak'ta yaşanan karışıklıklardan dolayı, insanlar buraya gelme hususunda biraz çekingen davranıyorlar.

 

Ben de bunu soracağım… Ödüller güzel ama, böylesi büyük bir yatırım noktasında dururken, yaşanan bölgesel krizler sizleri korkutuyor mu?

Şüphesiz yaşananlara üzülüyoruz. Ancak kesinlikle korkutmuyor. Önümüzün açık olduğuna son derece inanıyoruz. Neticede, bu olaylar illaki de bitecek. Dolayısıyla, bittiği anda da şehrin ve bölgenin inanılmaz bir potansiyeli olacak. Bu potansiyelin özellikle de turizm ayağında ciddi bir sıçrayış yapacağımıza kesinlikle inanıyorum, ki ekonominin diğer segmentlerinde de pozitif yönde bir patlama olacağını düşünüyorum.

 

Yani 'Bu ara dönemi yatırımla geçiriyoruz' diyorsunuz…

Evet… Bu şekilde ifade edebiliriz…

 

Hilton Antakya Müze Otel için müşteri kitlesi A Plus, yani üst segment diyebilir miyiz?

Evet… Buraya gelecek profil biraz farklı olacak. Çünkü kültüre, tarihe, arkeolojiye merakı olan, buna gerçekten de gönül koymuş olan insanların daha çok gelip gideceği bir yer olacak. Tabi bununla beraber, hem mimari olarak hem inşai olarak hem de ürün konsept olarak, Dünya'da ilk ve tek olması sebebiyle, buraya aslında çok farklı profilden insanların da gelebileceğini, kiminin Hilton Antakya Müze Otel'de kiminin de diğer otellerde konaklayacağını düşünüyorum. Dolayısıyla bu manada da şehre çok büyük bir katkımız olacak. Diğer otellere, diğer restaurantlara, dolaylı da olsa bir iş hacmi yaratacağız.

 

Çok net olan bir şey var… Üst segment müşteri kitlesi için öncelikler bellidir. Bu anlamda, Suriye'nin hemen yanı başında olan bir kent için kafalarda soru işaretlerinin oluşması sanırım kaçınılmaz oluyor. Peki, yurt dışındaki tanıtımlarınızda bunu aşmakta zorlandığınız oluyor mu?

Doğrusu bu noktada, bölgemizin ve şehrimizin, daha çok pozitif yönde etki edebilecek değerlerini ön plana çıkartıyoruz. Tanıtımı ve pazarlamayı yaparken, sadece otelimizi değil, şehrimizi de tanıtıyoruz. Hatay'daki tüm tarihi turistik destinasyonları anlatıyoruz. Bir turistin Hatay'a geldiği zaman, rahatlıkla 2-3 gününü burada geçirebileceği bir potansiyelin olduğunu ifade ediyoruz. Gastronomiden tutun denize kadar, buradaki hizmetten, servisten ve kaliteden bahsediyoruz. Baktığınız zaman; Saint Pierre Kilisesi'nden tutun Habib-i Neccar Camii'ne, Saint Simon Manastırı'ndan Titus Tüneli ve Atçana'ya kadar birçok değerimiz var. Bunların her biri, bu şehrin cazibe merkezleri.

 

Hilton Ailesi'nin buradaki yatırıma olan ilgisini biliyoruz. Peki, devam eden yapım sürecine ilişkin takipleri ne durumda?

Hilton merkez ile bu anlamda sürekli görüşme ve toplantı halindeyiz. Buraya da periyodik olarak her iki ayda bir gelip gidiyorlar. Nitekim bu hafta Cuma günü üst düzey bir yöneticiyi bekliyoruz. Bu ziyaret kapsamında, şehrin ilgisi isimleriyle alakalı olarak bazı temaslarımız olacak. O açıdan diyebilirim ki, onlar hem inanılmaz ilgililer hem de bu şehri çok fazla önemsiyorlar. Hatta hiç unutmuyorum… Hilton Global Başkan Yardımcısı Rob Palleschi, Londra'da yapmış olduğu bir toplantıda, 'Eğer bu nokta Hilton markası olmasaydı, çok ama çok üzülürdüm” demişti. Bu ifade bile, aslında burayı ne kadar önemsediklerinin açık bir göstergesidir.

 

Yaklaşık 105 milyon Dolarlık bir yatırımdan bahsediyoruz. Hilton markasından bahsediyoruz. Asfuroğlu gibi önemli bir yatırımcı kimliğinden bahsediyoruz. Tüm bunlar bir araya geldiğinde ise herkeste bir kırmızı halı beklentisi oluşuyor galiba, özellikle de görkemli geçmesi beklenen açılış noktasında. Özel bir hazırlık var mı diye sorsam!


Şüphesiz, ciddi manada çok görkemli bir açılış olacak. Hem ulusal hem de uluslararası basında yer alacak bir organizasyon yapmayı planlıyoruz.  Doğrusu, bunun üzerinde de çalışıyoruz. İnşallah, bunu da 3-5 aya kadar netleştirmiş oluruz. Diyebilirim ki, kimsenin tahmin edemeyeceği bir açılış olacak. Çok da büyük ses getirecek.

 

Hilton markası ile Antakya markasal değerinin aynı anda tanıtıldığı ve pazarlandığı bir strateji izliyorsunuz anladığım kadarıyla. Bu ikisinin birbirini dengelemesi ve beslemesi adına... Peki, Antakya bağlamında düşünecek olursak… Kent idarecileri, sizce, bu tanıtım ve pazarlamada ne kadar başarılı?

Bu konuda her hangi bir sorun yok. Sağ olsunlar, şehrin ilgili birimleri, mülki idareden diğer ilgili kurumlara kadar herkes bu konuda yardımcı olmaya ve destek vermeye çalışıyor. Ama biraz daha fazla çalışabiliriz diye düşünüyorum. Hem şehrin marka değerinin daha da yükseltilmesi hem de tanıtım ve pazarlama açısından. Bu konuda örnek vermem gerekirse… 2005 yılında, Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde, ki o zamanlar Başbakandı, gerçekleştirilen 'Uluslararası Medeniyetler Buluşması' çok önemli bir organizasyondu. Ancak devamı gelmedi. Ama eğer olsaydı, bugün Hatay çok farklı noktalarda olabilirdi. O anlamda bu tür etkinliklerin yapılması kadar sürekliliğinin de sağlanması çok önemli. Buna bir diğer örnek, Hatay'da düzenlenen Akdeniz Ülkeleri Mutfak Günleri'ydi. Bunun da devamı sağlanmalıydı diye düşünüyorum.

 

Ortaya konan çalışmalar, 'tek atımlık barut' şeklinde olmamalı demek doğru olur mu?

İfade etmeye çalıştığım şey, süreklilik çok önemli. Bu aslında her işte böyle… Öyle ki, tanıtım ve pazarlama noktasında, bir takım şeyleri sürekli olarak devam ettirmezseniz, yaptığınız iş hem yarım kalır hem de eksik. Örneğin bizler, Hilton Antakya Müze Otel olarak bunu zaten yapıyoruz. Sürekli olarak, her ay, önümüzdeki ay ne yapacağımızı, hatta gelecek yıl ne yapacağımızı, bir ay önceden, bir yıl önceden kesinlikle planlıyoruz ve bu planlamalara göre adım atıyoruz. Bu da bir süreklilik arz ediyor. Mesela otel açılmadan 6 ay önce, açıldığı zaman ve açıldıktan sonraki tanıtım ve pazarlama çalışmalarımızın hepsi neredeyse şimdiden hazır. Hazır olması da yetmiyor, bu hazırlıklar sürekli bir şekilde güncelleniyor.

 

Otel'in istihdamına yönelik  çalışmalarınız  tamamlandı mı?

Henüz tamamlanmadı. Ama tamamlandığı vakit, toplam 250 kişiye istihdam sağlamış olacağız. Bu işe alımların yüzde 90'ını ise Hatay'dan ve bölgeden temin etmeye çalışacağız. Bu konudaki ilgili kurumlarla görüşmelerimiz hala devam ediyor. Tabi bu toplam içerisinde, yurt içinden ya da dışından gelip de ekibe katılacak arkadaşlarımız da olacak. Emin olun, bu projenin bir parçası olmak isteyen birçok arkadaşımız var, birçok çalışan var. Şu an Japonya'dan İngiltere'ye kadar, Almanya'dan İskoçya ve Finlandiya'ya kadar, turizm sektöründe emek veren birçok arkadaşımız, kardeşimiz, burada çalışmak için CV'lerini göndermekte ya da mail-telefon vasıtasıyla bizlerle temas kurmakta.

Hatta gelinen bugünkü noktada 'konaklamak' için bizlere şimdiden fiyat soranlar da yok değil. Mesela Amerika'dan bir üniversite hocası, öğrencilerine burada bir eğitim vermek istediğine dair bir mail gönderdi. Eğitim süresince de 1 hafta boyunca konaklamak istediklerini belirtmiş mailinde ve şimdiden fiyat istediler. Dolayısıyla bunun gibi örnekler, buranın ne kadar ses getirdiğinin bir işaretidir...

 

Son olarak şunu söyleyebilir miyiz? Hilton kazanacak ama, asıl kazanacak olan Antakya olacak…?

Kesinlikle evet, Antakya kazanacak. Zira burası belki Necmi Asfuroğlu Bey'in yatırımı ama, yapılan şey kendisini de çok aştı artık ve hatta bir kamu yatırımı haline geldi diye düşünüyorum. O anlamda, Hilton Antakya Müze Otel'in, şehre ve bölgeye yaratacağı katma değer inanılmaz derecede. Düşünün ki, biz, burada 32 tane yan sektörle çalışacağız.  32 yan sektörün, direkt ya da dolaylı olarak beslenmesi bir anlamda buradan olacak.  Dolayısıyla, şehrin ve bölgenin kalkınması adına çok büyük bir sinerji yaratacağız.



Antakya Gazetesi


Geri Dön